19 ülkenin büyükelçileri: Türkiye İstanbul Sözleşmesi kararını gözden geçirmeli

İstanbul Sözleşmesi’nin 10. yıldönümü nedeniyle 19 ülkenin Ankara büyükelçilikleri yaptıkları ortak açıklamada, Türkiye’nin sözleşmeden çekilme kararını yeniden gözden geçirmesini umduklarını bildirdi.

İstanbul Sözleşmesi’nin 10’uncu yıldönümü nedeniyle 19 ülkenin Ankara büyükelçilikleri “Herkes için, daha iyi bir gelecek için İstanbul Sözleşmesi” başlıklı ortak açıklama yaptı. Açıklama, Avusturya, Belçika, Çekya, Kanada, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, İrlanda, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, Norveç, İspanya, İsveç, Birleşik Krallık, Amerika Birleşik Devletleri ve Yeni Zelanda’nın Ankara büyükelçilikleri tarafından yapıldı.

Türkiye’nin, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesi ve mücadelesine ilişkin İstanbul Sözleşmesi’ni onaylayan ilk ülke olduğunun hatırlatıldığı açıklamada, “O zamandan beri, kadına yönelik şiddetin ve aile içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadele konusunda eşit haklar, kadınların katılımı ve liderliği ve ulusal mevzuat açısından çok ilerleme kaydedildi.” denildi.

‘Çekilme kararını iptal etmesini umuyoruz’

Türkiye’nin 20 Mart’ta İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını açıkladığının hatırlatıldığı açıklamada, “Bu karar bizi üzüyor. Türkiye, 2011 yılında ve bundan sonraki on yıl içinde bu sözleşmenin yaşama geçirilmesi esnasında en güçlü destekçilerden biri olmuş, sözleşmeye önemli ve takdire şayan katkılarda bulunmuştu. Bu nedenle, İstanbul Sözleşmesi’nin imzalanmasının 10’uncu yıldönümü vesilesiyle, Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin aldığı çekilme kararını iptal etmesi umudumuzu içtenlikle ifade etmek isteriz.” diye kaydedildi.

‘Türkiye’de de salgın sırasında kadına yönelik şiddet arttı’

Kadına yönelik şiddeti önlemek ve mücadele etmek için en kapsamlı yasal çerçeveyi sunan sözleşmenin, 34 üye ülke tarafından onaylandığının belirtildiği açıklamada, şu ifadeler yer aldı:

“Hem önleyici düzenlemeleri, hem de şiddete maruz kalan veya bu tür bir şiddet riski altında olan kadınların desteklenmesini ve korunmasını teşvik eder. Aile içi şiddet sorununa karşı harekete geçme çağrısı yapmakla kalmayan Sözleşme, kadınları ve kızları tecavüz, cinsel olmakla birlikte her türlü taciz, çevrimiçi şiddet ve diğer birçok kadına yönelik şiddet eylemlerinden korumayı amaçlıyor. Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet tüm Avrupa’da ve dünyanın her yerinde üzücü bir gerçektir.

Ne yazık ki, diğer birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de Covid-19 salgını sırasında kadına yönelik şiddet arttı. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının iptal edilmesi, Türkiye’nin kadınların korunması için çizilmiş bu kapsamlı çerçeveyi muhafaza etmesi adına yararlı olacaktır.”

‘Ulusal önlemler tek başına Sözleşmeyle aynı koruma düzeyine ulaşmıyor’

Açıklamada, “Bir ülkedeki uyum ve halkı arasındaki dayanışma için aile içi şiddetten daha olumsuz ne olabilir? Evde yaşanan duygusal veya fiziksel travmalar susturulup damgalanmışsa, kendine saygılı bir toplumu nasıl inşa edebiliriz? Nüfusun bir kısmı potansiyelini yerine getiremezse, güçlü ve müreffeh bir geleceği nasıl sağlayabiliriz?” soruları yöneltilerek, ulusal önlemlerin tek başına Sözleşme’yle aynı koruma düzeyine ulaşmadığına vurgu yapıldı.

‘İddia edildiği gibi gizli gündem yok’

Sözleşmede, iddia edildiği gibi cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim ile ilgili gizli bir gündem olmadığına vurgu yapılan açıklamada, “Sözleşme ulusal hukuk sistemlerinin bu yönde uyarlamasını gerektirmez. Devletler, İstanbul Sözleşmesi’ni ulusal kararlarıyla eşgüdümlü biçimde uygulamak için yeterli yollara sahiptir ve aynı zamanda bu husus, Devletlerin, bütün insanların, LGBTQI’lilerin de dahil olmak üzere, haklarını Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında koruma yükümlülüğünü ortadan kaldırmıyor.” diye kaydedildi.

‘Sözleşme Avrupa genelinde kadınların yaşamları üzerinde olumlu etkiye sahip’

İstanbul Sözleşmesi’nin, Avrupa genelinde kadınların yaşamları üzerinde olumlu bir etkiye sahip olduğuna vurgu yapılan açıklamada, “Hükümetleri kadına yönelik şiddeti önlemeye, mağdurları korumaya ve yardım etmeye ve failleri cezalandırmaya çağırmak, bu tür şiddete son vermek için kapsamlı bir çabayla, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin çok önem verdiği bir değer olan şiddet mağduru kadınların saygınlığını geri kazanmak anlamına gelir. İstanbul Sözleşmesi, kadınlar ve kızlar için değişimde önemli bir rol oynayabilir. Herkes için, daha iyi bir gelecek için.” denildi.

Yeni1Mecra