2020’de kadın hakları ve kadın mücadelesi

2020 yılında şiddet ve cinayetlerin ilk sırada yer aldığı kadınların gündeminde, tecrit, tecavüzlere “af yasası”, pandemi, gözaltı, tutuklamalar, kayyımlar ve cinsel şiddet faillerini teşhir vardı. 

Fotoğraf: Erhan Demiralp/DepoPhotos

Kadınlar, Güney Amerika ülkesi Şili sokaklarından esen direniş dansıyla yeni bir yıla girdi. Feministlerin kadına yönelik şiddete dikkat çekmek için hazırladığı “Yolunda bir tecavüzcü” adını taşıyan dans performansı La Tesis, kısa sürede tüm dünyaya yayıldı.

Türkiye’de, 2020 yılını kazanımların hedef alındığı bir yıl olarak geride bırakan kadınlar, hem kazanımları hem de asker, polis ve korucu gibi üniformalıların cinsel saldırı ve şiddetine karşı sokakları terk etmedi.  

Yılın ilk ayında üniversite öğrencisi Gülistan Doku’nun kaybettirilmesi, daha sonra uzman çavuş Musa Orhan’ın tecavüzüne uğrayan İpek Er’in yaşadıkları, Şırnak’ta 13 yaşındaki çocuğun bir uzman çavuşun cinsel saldırısına uğramasına karşı mücadele ağını ören kadınlar, iktidarın ikinci yargı paketi kapsamında “çocuk istismarına evlilik yoluyla af” düzenlemesiyle tecavüzü meşrulaştıran yasanın geçmesine izin vermedi.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü başta olmak üzere kadınlar, eylemlerini sadece bir güne değil tüm yıla yaydı.

Özellikle bölge kentlerinde, Kürt kadınları ve çocuklarına yönelik asker polis ve korucuların taciz ve tecavüzüne karşı eylemleriyle hayatı durdurdu. 11 Mart’ta ilan edilen pandemi ile birlikte evlere çekilirken, kadına yönelik şiddette de ciddi artış yaşandı.

Kriz ve kaos ortamında dahi sözünü esirgemeyen kadınların kurduğu dayanışma ağı sınırları aştı. Bölgede yürütülen özel savaş politikalarına karşı sokaklar terk edilmeyerek, 2020 yılı özgürlük yılı olarak ilan edildi.   

Direniş yılı

3’üncü Kadın Buluşması, 2’nci Türkiye Kadın Konferansı gibi birçok kadın buluşmalarının gerçekleştiği 2020 yılında, kadın kurumlarına yönelik operasyonlarla çok sayıda aktivist gözaltına alınıp tutuklandı.

2019 yılı kayyımların gölgesinde geçerken, 2020 yılında da HDP’li belediyelere atanan kayyımlar ilk olarak kadın kurumlarını hedef aldı. Tüm birimlerden kadının adı silindi.

Tüm bunlar karşısında, “Kendimizi Savunuyoruz” diyerek öz savunmayı geliştiren kadınlar, yılsonunda ise “#MeToo” hareketiyle taciz faili erkekleri ifşaa ederek, saldırı ve direnişle dolu yoğun bir yılı geride bıraktı.  

2020 yılında kadınların gündeminde öne çıkan kimi başlıklar şöyle:  

Şiddetle mücadele genelgesi

1 Ocak’ta, kadınların şiddet, taciz, tecavüz ve cinayetlere karşı yıllardır mücadele sonucu İçişleri Bakanlığı tarafından şiddetle mücadelede alınacak tedbirlere ilişkin “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Genelgesi” yayımlandı.

Genelge kapsamındaki maddelerin büyük çoğunluğu, kadın haklarını koruma altına alan ve yetkililer tarafından ısrarla uygulanmayan 6284 sayılı yasada yer alırken, kadınlar genelgeyi “şiddete karşı önlem alıyor görünmek” olarak yorumladı.  

Gülistan Doku

5 Ocak’ta, Munzur Üniversitesi Çocuk Gelişimi 2’nci sınıf öğrencisi Gülistan Doku (21), kaybettirildi. Doku dosyasında baş şüpheli Zainal Abarakov’un yine şüpheli olan polis babası Engin Y., soruşturmada bizzat yer aldı.

Şüpheli olmasına rağmen hakkında herhangi bir işlem yapılmayan Abarakov’un ise yurt dışına kaçtığı iddia edildi.

Abarakov’un polis olan babası Engin Y. hakkında aylar sonra “hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak, hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek ve bu suçu kamu görevlisi sıfatıyla yapmak” gerekçesiyle dava açıldı, dosya kapsamında açığa alındı.

Eylemleri yıl boyunca süren kadınlar, “Gülistan Doku nerede?” sorusuyla başta Doku olmak üzere kaybettirilen ve katledilen tüm kadınların hesabını sorduğu bir yılı geride bıraktı. Hem sokaklarda hem de sosyal medyada Gülistan Doku’nun akıbetini soran kadınlar, yıl boyunca #GulıstanDokuNerede, #Barajlarboşaltılsın,  #AbarakovYargılansın hashtagı ile sosyal medyada gündem oluşturdu.  

Dersim’de istismar

8 Ocak’ta, Dersim’in Pertek ilçesinde Harun Yıldırım tarafından en az 15 erkek çocuğun taciz ve tecavüze maruz bırakıldğı ortaya çıktı. Olayla ilgili 3 erkek tutuklandı.  

Diril çifti

2020 yılının ilk kayıp haberlerinden biri de 11 Ocak’ta, Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesine bağlı Kovankaya köyünden geldi.

İstanbul Keldani Kilisesi Papazı Remzi Diril’in, 65 yaşındaki annesi Şimoni Diril ve 71 yaşındaki babası Hurmüz Diril, en son yaşadıkları köyde görüldükten sonra kendilerinden bir daha haber alınamadı. 20 Mart günü Şimoni’nin cansız bedeni köye yakın bir dere yatağında bulundu. 

Üçüncü kadın konferansı

18 Ocak’ta, Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) 4’üncü Büyük Olağan Kongresi öncesi 6 bölgede toplantılar yapan Kadın Meclisi, HDP 3’üncü Kadın Konferansı düzenledi.

“Özgürlükte ısrarlı, mücadelede kararlıyız/Em di azadiyê de bi israr, di têkoşînê de bi biryar in” şiarıyla düzenlenen konferansta, 2019’un kadınların direniş yılı, 2020’nin ise zafer yılı olacağı vurgulandı.  

3’üncü kadın buluşması

1 Şubat’ta, Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) öncülüğünde, Türkiye ve dünyadan kadınların katılımıyla,  Diyarbakır’da “Kadınız, özgürlüğümüz için varız, değişim için ayaktayız” şiarıyla 3’üncü Kadın Buluşması gerçekleştirildi.

700’e yakın delegenin katıldığı buluşmada, TJA’nın örgütlenmesi, Türkiye’deki kadın kurumlarıyla ortaklaşması, TJA’nın diplomasi çalışmaları, kadın hareketlerinin TJA’yı ele alış biçimi, kadın mücadelesinin nasıl büyütüleceği, anadilin önemi, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit ve tecridin yansımaları tartışıldı.

3’üncü Kadın Buluşması’nın sonuç bildirgesinde, tecride karşı mücadele, kadına yönelik şiddet politikasına karşı mücadele, kadın tutsaklara özgürlük, ulusal birlik, anadil çalışmaları başlıkları üzerinde durularak özgür bir gelecek için mücadelenin büyütülmesi kararı alındı. Kürt kadınlar, bu kararları bir yıla yayarak mücadelede en önlerde yer aldı.  

2’nci Türkiye kadın konferansı

8 Şubat’ta, Mor Dayanışma tarafından “İnadına mücadele inadına özgürlük” başlığıyla 2’nci Türkiye Kadın Konferansı düzenlendi.

Fotoğraf: DepoPhotos

İki gün süren konferansta, Neoliberal Politikalar ve Kadın Emeğinin Çıkmazı, Kadın Kurtuluş Mücadelesinde Yeni Bir Dönem Enternasyonal Kadın Grevleri, Göçmen Kadın Gerçeği ve Mücadelesi, 21 yüzyılda Kadın Özgürlük Mücadelesinde Yeni Örgütlenme Arayışları ve Metotları, Kadın Cinayetleri ve Şiddettin Değişen Yüzleri, Özsavunma’nın önemi, Yerel Yönetimlerde Kadınların Varlığı ve Belediyecilik Anlayışında Yeni Yaklaşımlar, LGBTİ+ Hareketi ve Feminizmin Tarihsel Birliği önergeleri tartışıldı. 

8 Mart ve yasaklar

8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla kadınlar, tüm kentlerde alanlara indi. TJA ve HDP Kadın Meclisi’nin “Direnişi örgütlüyor, özgürlüğe yürüyoruz” şiarıyla Diyarbakır’da düzenlediği mitinge binlerce kadın katılım sağladı.  

Batman’da ise 8 Mart mitinginde Kürt ulusal birliğinin sağlanmasında kadınların rolünün önemi öne çıktı.

Dersim’de kadınlar kayıp Gülistan Doku’nun akıbetini sordu. 8 Mart eylemleri birçok noktada engellenirken, bazı kentlerde de kadınlar polis saldırısına maruz kaldı.

Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde, 8 Mart kapsamında düzenlenmek istenilen etkinlik kaymakamlık tarafından iptal edilirken, Osmaniye’de boş alanda yapılmak istenilen şölen için Osmaniye Valiliği’ne yapılan başvuru reddedildi.  

İstanbul’da ise, Valiliğin izin vermediği 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü, tüm engellemelere rağmen “İnadına isyan” sloganıyla gerçekleşti.

Polisin engellemek istediği yürüyüşte 34 kadın gözaltına alındı. Kadınlar bir gün sonra serbest bırakılırken, Ankara’da da 14’üncüsü düzenlenen Feminist Gece Yürüyüşü’nde binlerce kadın ve LGBTİ+ Sakarya Caddesi’nde bir araya gelerek “daha fazla mücadele” sözü ile yürüyüş düzenledi.

İstanbul’da takip ettiği 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü haberinin görüntülerini sosyal medya hesabından paylaşan gazeteci Zülal Koçer’e de Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı Bilişim Suçları Bürosu tarafından soruşturma açıldı.  

Cezaevleri

Cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri artarken, özellikle kadın tutuklular çıplak arama, işkence, sürgün gibi hak ihlallerine maruz bırakıldı. İzmir’in Aliağa ilçesinde bulunan Şakran Kadın Kapalı Cezaevi’nde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yapılacak olan açık görüş, cezaevi yetkilileri tarafından engellendi.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül imzasıyla cezaevlerine gönderilen genelgeyle açık görüş imkanı tanınmasına rağmen, cezaevi yönetimi “personel yetersizliği” gerekçesiyle görüşe izin vermedi.

Öte yandan insan hakları savunucuları, cezaevlerinde durumu ağır olan en az 50 tutuklu kadının olduğunu açıkladı.  

Koronavirüs ve şiddet

11 Mart’ta ülkede görülen ilk vakanın ardından “evde kal” çağrıları yapılırken, kadına yönelik şiddet verilerinde ciddi bir artış yaşandı.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun (KCDP) Mart ayı raporuna göre, 29 kadın katledildi. Ölümlerin çoğu koronavirüs salgınından kaynaklı yapılan “evde kal” çağrısı döneminde yaşandı.

“Evde kal” çağrısına ilişkin kadın örgütleri tarafından şiddetin artacağı uyarısı yapılırken, iki haftalık izolasyon sürecinde 18 kadın yaşamını yitirdi. Bu kadınların 12’si evde öldürüldü.  

Kadın cinayetlerinde yaşanan artış kadın kurumlarını harekete geçirdi. Koronavirüse dair geliştirilen politikaların toplumsal cinsiyet eşitliği gözetilerek yeniden ele alınmasını isteyen DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, kadına yönelik artan şiddete karşı taleplerini açıklayarak, acil eylem planını oluşturulması çağrısı yaptı.

Kadınlar, pandemi sürecinde de durmadı. İzolasyon sürecinde artan şiddete dikkat çekmek için sosyal medya ağları kullanılarak eylemler yapıldı.

Toplumsal Hukuk üyesi kadın avukatların, koronavirüs salgını sürecinde başlattıkları “Evde kal ama sessiz kalma, kadın mücadelesi yaşatır” başlıklı hashtag kampanyasına gelen videolu mesajlarla kadına yönelik artan şiddete dikkat çekildi.  

Kayyım engelleri

Kadına yönelik şiddet ve cinayetlerde artış yaşanmasına rağmen valilik ve belediyelere bağlı kadın sığınma evleri, başvuru almayı durdurdu.

Kayyım atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi (DBB) ve ilçe belediyelerine bağlı kadın sığınma evleri, koronavirüs salgını tedbirleri kapsamında eve gönderdiği personelleri ve kurumun doluluk oranını gerekçe göstererek başvuru almayı durdurdu. 

İstismara ‘evlilik yoluyla af’

Nisan ayında, İkinci yargı paketi kapsamında “çocuk istismarına evlilik yoluyla af” düzenlemesini de içeren yasa tasarısının Meclis gündemine getirileceği tartışmaları kadınları sokaklara döktü.

Birçok kentte sokaklara çıkıp hayatı durduran kadınlar, düzenlemenin geri çekilmesini istedi. Düzenlemeye tepki eylemleri, iktidara geri adım attırana kadar devam etti. İstanbul’da 197, Ankara’da ise 88 kadın örgütü, tasarıya karşı ortak açıklama yaptı. Yıl boyu süren mücadelede onlarca kadın gözaltına alındı.

Ancak birçok kentte yapılan eylem ve etkinlikler sonuç verdi, söz konusu tasarı askıya alındı. 

Helin Bölek

3 Nisan’da, maruz kaldıkları baskı ve yasakların son bulması talebiyle ölüm orucuna başlayan Grup Yorum üyelerinden Helin Bölek, eyleminin 288’inci gününde hayata veda etti.  

Helin Bölek

İnfaz düzenlemesi

15 Nisan’da, kadınlar başta olmak üzere birçok kesimin ve kamuoyunun tepkisine rağmen İnfaz Yasası, AKP ve MHP oylarıyla TBMM’de kabul edilerek, yürürlüğe girdi. Düzenleme ile birlikte 90 bin kişinin tahliyesinin önü açıldı.

Bu düzenleme gazetecileri, siyasi tutukluları ve hak savunucularını kapsamadı.  Kadınlar, “İnfazSonrasıKadınlarTehlilkede” etiketiyle eylem başlattı. Düzenlemeye karşı eylem düzenleyen ve aralarında aydın, yazar, gazeteci, akademisyen ve aktivistlerin de yer aldığı 393 kadın, ortak metinle infaz yasasındaki eşitsizliğin giderilmesi; hükümlü ve tutukluların yaşam ve sağlık hakkının korunması çağrısı yaptı.

Kadınların, “ayrımcı, kadın ve çocuklara yönelik işlenen suçlara af” olarak nitelendirdiği infaz düzenlemesinin etkileri ise yılsonuna kadar sürdü. 2020 yılında çok sayıda kadın ve çocuk, infaz düzenlemesiyle dışarı salınan erkeklerin şiddetine, tecavüzüne ve tehdidine maruz bırakıldı. 

Çocuğa yönelik şiddet

24 Nisan’da, Mardin’in Nusaybin ilçesinde Toplu Konut 7. Etapta bahçeye çıkan çocukları havaya ateş açarak kovalayan polis, zihinsel engelli olduğu öğrenilen B.E.’yi gözaltına almaya çalıştı. Engelli çocuk korkudan altını ıslattı. Polisin B.E.’yi elbisesinden tutarak gözaltına almaya çalıştığı anın görüntüsü sosyal medyada tepkilere neden oldu. İzmir’den Diyarbakır’a, Şırnak’tan Antalya’ya birçok yerde şiddet gören çocuk için açıklamalar yapıldı. Barolar ve insan hakları kurumları polislerin cezalandırılmasını istedi.   

Kaçırılma ve tehdit

5 Mayıs’ta, HDP PM üyesi Hatice Büşra Kuyun, Van’da kendini istihbarat elemanı olarak tanıtan kişiler tarafından kaçırıldı. Kuyun, bu kişilerce tehdit edildikten sonra kent merkezine uzak bir noktaya bırakıldı. HDP’li Dersim Dağ konuyu Meclis’e taşıyarak, “Yeniden JİTEM tarzında kontrgerilla bir yapılanma mı oluşturulmaya çalışılıyor?” diye sordu. 

Fotoğraf: Tolga Subaşı/DepoPhotos

Serbest bırakılan failler

6 Mayıs’ta, İnfaz Düzenlemesiyle cezaevinden salıverilen A.Y., İstanbul’da 5 yaşındaki Suriyeli çocuğu cinsel saldırı girişiminde bulunurken yakalandı. Antep’te ise evli olduğu Rukiye Aslan’ı boğazından yaraladığı için 2019’da cezaevine giren Müslüm Aslan isimli erkek, infaz düzenlemesiyle tahliye oldu, bu kez 9 yaşındaki kızı Ceylan’ı döverek öldürdü. Urfa’nın Ceylanpınar ilçesinde de infaz yasasıyla serbest bırakılan ağabeyi, Nurbari Mihrican’ı öldürdü.   

Rosa kadın derneğine baskın

22 Mayıs’ta, özellikle pandemi fırsat bilinerek infaz düzenlemesi ve evlilik yoluyla af gibi konuları Meclis gündemine getiren iktidara karşı en büyük savaşı veren kadın kurumları hedef alındı. Diyarbakır merkezli yürütülen bir soruşturma kapsamında çok sayıda Kürt kadın siyasetçinin evine baskın düzenlendi. Baskında Rosa Kadın Derneği üyeleri, TJA’lı kadınlar ve Barış Anneleri gözaltına alındı.

Gözaltına alınan kadınlardan 9’u tutuklandı.  Rosa Kadın Derneği, polislerce basılarak evraklara el konuldu. Derneğin yaptığı açıklamada, 1 buçuk yılda 160 kadının başvurduğu bilgisi paylaşılarak, çalışmalarına devam edeceklerini duyurdu.  

Yıl içerisinde birçok operasyonda gözaltına alınan ve serbest bırakılan TJA Sözcüsü Ayşe Gökkan  gözaltıları “askeri bir harekat” ve “darbe” olarak yorumladı.   

Leyla Güven

4 Haziran’da, dört aylık pandemi sürecinin ardından açılan Meclis’te gündeme getirilen fezlekelerle Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve HDP Hakkâri Milletvekili Leyla Güven’in dokunulmazlığı kaldırıldı. Ardından tutuklanarak cezaevine gönderilen Leyla Güven, tepkiler üzerine 5 gün sonra tahliye edildi.

Leyla Güven

Kadın örgütleri, Leyla Güven’in tutuklanmasını kadın mücadelesine saldırı olarak değerlendirdi. 22 Aralık’ta ise Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanlığı sıfatı ile yürüttüğü siyasi çalışmalar ve yaptığı konuşmalar nedeniyle yargılandığı Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde 22 yıl 3 ay hapis cezası verilip, hakkında tutuklama kararı çıkarılan Güven, aynı gün gözaltına alındı, ertesi gün tutuklanarak yine cezaevine gönderildi. 

‘Kadın mücadelesi her yerde’ kampanyası

8 Haziran’da, HDP Kadın Meclisi,  kadın kazanımlarına dönük saldırılara, emek sömürüsü, savaş, tecrit, şiddet, çocuk istismarı, erkek egemenliği, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, yoksulluk, ayrımcılık, ırkçılık, milliyetçilik ve nefret söylemlerine karşı bir aylık “Kadın Mücadelesi Heryerde” kampanyasını başlattı.

Türkiye’nin birçok kentinde kampanyanın startı ile birlikte kadınlar eylemler düzenledi.  İstanbul, Diyarbakır İzmir, Muğla, Şırnak ve birçok il ve ilçede kadınlar kadına yönelik şiddete, çocuk istismarına ve kayyım atamalarına yaptıkları açıklamayla tepki gösterdi. Kadın Meclisi, 5 ilde yürüyüş gerçekleştirdi. 

İki bebeği ile tutuklandı

18 Haziran’da, Diyarbakır’ın Lice ilçesinde Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan bir soruşturma kapsamında ifade vermek için gittiği adliyeye giden Eylem Oyunlu (27), 10 günlük bebeği ve 2 yaşındaki kızıyla tutuklandı. Türkiye’de 2020 yılında anneleri ile birlikte cezaevinde kalan çocuk sayısı 800’e yakın olarak açıklandı. 

Kayyımlar ve Eşbaşkanlara saldırı

24 Haziran’da, HDP Kadın Meclisi eşit temsiliyetin simgesi olan eşbaşkanlığa yönelik saldırılara ilişkin hazırladığı raporu açıkladı. 41 kadın belediye eşbaşkanının görevden uzaklaştırıldığı, 21’inin gözaltına alındığı, 16 eşbaşkanın tutuklandığı, hala 9’u tutuklu, 4 eşbaşkanın da ev hapsinde olduğu açıklandı. Eşbaşkanlık sistemi için “mor çizgimizdir” diyen kadınlar, 2020 yılında başta eşbaşkanlık olmak üzere tüm kazanımları için alanları terk etmedi.  Salgın sürecinde “Evde kal” çağrıları yapan iktidar, durumu fırsata çevirircesine kayyım atamalarını sürdürdü.  

İstanbul sözleşmesi

2 Temmuz’da, AKP Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş’un katıldığı bir televizyon programında İstanbul Sözleşmesi’ne dair “Nasıl imzalanmışsa, usulü yerine getirilerek çıkılır” sözleri tartışmaların fitilini ateşledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “sözleşmenin feshi” dahil  kurmaylarına çalışma yapılması talimatı vermesi ise kadınların tepkisine neden oldu. Bulundukları alanlarda sokağa çıkan kadınlar var olmasına rağmen uygulanmayan İstanbul Sözleşmesi için hayatı durdurdu.

Kırkyama ve FeminAmfi’li kadınlar, İstanbul Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetleri İl Müdürlüğü’nü işgal ederek “Artık Yeter! Kadınlar Yaşam Güvencesi İstiyor!” pankart astı. Kadınlar yılsonuna kadar sokakları terk etmeyerek İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıktı. 2020 yılı, kadınların en önemli kazanımları olan İstanbul Sözleşmesi için mücadele ettiği bir yıl oldu.  

Şırnak’ta cinsel istismar

15 Temmuz’da, Şırnak kent merkezinde 13 yaşındaki kız çocuğu, A.A. isimli uzman çavuşun cinsel istismarına maruz bırakıldı. Uzman çavuş tepkiler üzerine tutuklandı.  

İpek Er

16 Temmuz da, Batman’ın Beşiri ilçesinde yaşayan İpek Er, Siirt’te uzaman çavuş olan Musa Orhan’ın tecavüzüne uğradıktan sonra hayatına son verdi. Arkasında bıraktığı mektup, uzman çavuş Orhan hakkındaki şikâyetlerin işleme konulmadığını ortaya koydu. İpek Er’in yaşamını yitirmesinin ardından Siirt Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma kapsamında uzman çavuş Orhan gözaltına alındı. Tutuklanan Orhan birkaç gün sonra serbest bırakıldı.

Musa Orhan

İpek’ Er’in yaşadıkları karşısında kolluğun karıştığı taciz ve tecavüz olaylarını hatırlatan kadınlar, yılsonuna kadar çeşitli eylemler düzenledi.  Uzman çavuş Orhan hakkında işlem yapmak yerine yaşanan olaya ilişkin haber yayımlayan Jiyan Haber Gazetesi İmtiyaz Sahibi İdris Yayla hakkında soruşturma açıldı.

İpek Er için sokağa çıkan kadınlar birçok yerde darp edildi, gözaltına alındı. Kadın örgütleri, Orhan’ın yeniden tutuklanmasını istedi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise tecavüzü aklayan “Elbette bu olayın bazı çevreler tarafından sürekli gündeme getirilmesinin temel nedeni HDP milletvekilinin ve diğer PKK’lıların yaptıklarının üstünü örtmektir” açıklamasında bulundu.   

Ebru Timtik

27 Ağustos’ta, adil yargılanma talebiyle ölüm orucu eylemi başlatan Avukat Ebru Timtik, eyleminin 238’inci gününde Bakırköy Sadi Konuk Hastanesi’nde yaşamını yitirdi.

Avukat Ebru Timtik

Tüm çabalara rağmen talebi karşılanmayan Timtik’in yaşamını yitirmesinin ardından on binlerce sosyal medya kullanıcısı mesaj yayınladı. Aralarında yazar, siyasetçi, kadın örgütü temsilcisi ve avukatların da bulunduğu kullanıcıların yaptığı paylaşımlarda hükümete tepki gösterildi 

Nafaka hakkı

19 Eylül’de, kadın kazanımlarıyla ilgili gündemden düşürülmeyen bir diğer konu olan “nafaka” hakkıyla ilgili tartışmalar yine gündeme getirildi.

Hükümet, kadınlara yönelik şiddeti ve çocuklara yönelik istismarı önlemek yerine iki yıldır üzerinde çalıştığı kadının nafaka hakkını hedef aldı.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, “erkeğin 1-2 yıl evli kalıp da ömür boyunca nafaka verme zorunda olunması da ayrı bir mağduriyet oluşturmakta. Nafakanın da belli bir süreye bağlanması gerektiği kanaatindeyiz” açıklamasında bulundu. Kadınlar ise, “erkeklerin mağdur edildiği” ajitasyonuyla kazanılmış nafaka hakkının gasp edilmek istenmesine karşı mücadele kararlığını vurguladı.  

Kadın Üniversitesi

28 Ekim’de açıklanan Cumhurbaşkanlığı’nın 2021 yılı hedefleri arasında “kadın üniversitesi” kurmak da yer aldı. Kadın cinayetlerini önlemeye dair somut bir adım atmayan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, 2019 yılında Japonya ziyaretinde gördüğü ve Türkiye’ye döndüğünde Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Yekta Saraç’a talimatını verdiği kadın üniversiteleri, resmi gazetede yayımlanan 2021 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’na eklendi.  

25 Kasım haftası

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında 1 ay boyunca, form, atölye gibi çeşitli etkinliklerin yanı sıra kadınlar her gün eylemdeydi. Kasım ayı boyunca sokakları terk etmeyen kadınlar, “Erkek devlet şiddetine karşı mücadeledeyiz” sloganıyla 2020 yılını geride bıraktı. 25 Kasım’da her kentte sokağa çıkan kadınlar engellemeler ve polis ablukası ile karşılaştı.

Kızıltepe’de polis ablukası ve engellemelerine rağmen yürüyen kadınlar, “Hiç kimsenin kaderimizi belirlemesine izin vermeyeceğiz” dedi. Batman’da ise yürüyüşleri engellenen kadınlar, insan zinciri oluşturdu. İstanbul’da 25 Kasım dolayısıyla bir araya gelen binlerce kadın kadına yönelik şiddete dikkat çekti. 25 Kasım Taksim İnisiyatifi’nin, Taksim Meydanı’nda yapmak istediği yürüyüşe polis müdahale etti. Müdahalede bazı kadınların baygınlık geçirdi, 10 kadın da gözaltına alındı. 

‘Şiddet azaldı’ açıklaması

25 Kasım arifesinde, İçişleri Bakanlığı yaptığı açıklamayla kadına yönelik şiddetin azaldığını ileri sürdü. Bakanlık, şiddete ilişkin şu ifadelere yer verdi:

“Salgın döneminde dünya genelinde aile içi ve kadına yönelik şiddet olayları artarken, Türkiye’de bu olaylar azaldı. Bu yılın 4 aylık döneminde meydana gelen kadın cinayetleri, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 36 oranında düştü. Türkiye’de ilk koronavirüs vakası görülmeye başlandığı 11 Mart tarihinden önceki ve sonraki 70 günlük dönem kıyaslandığında ise aile içi ve kadına yönelik şiddet olay sayısında yüzde 7’lik, hayatını kaybeden kadın sayısında yüzde 31’lik azalma görüldü.” İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, “Kadına yönelik şiddet ve cinayetler azaldı” açıklamasından sonra 16 kadın yaşamını yitirdi. Kadın örgütleri temsilcileri, Soylu’nun bu sözlerle “kadın katilerini harekete geçirdiğini” kaydetti. 

453 Kadın katledildi

Sosyo Politik Saha Araştırmaları’nın 25 Kasım dolayısıyla açıkladığı verilere göre, 2020’nin ilk 10 ayında 453 kadın katledildi. Katledilen kadınların yüzde 54.3’ü evde yaşamını yitirdi. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun (KCDP) verilerine göre ise, 2020 yılında 150 kadın şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi.

Fotoğraf: Erhan Demiralp/DepoPhotos

Diyarbakır’da faaliyet yürüten Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ağı’na 2020 yılında 1841 başvuru yapıldı. 11 kadının katledildiği, 15 kadının ise şüpheli olarak yaşamını yitirdiği kentte, 657 kadın boşanma, 770 kadın ise sığınma evlerinde kalma talebinde bulundu.  

Gercüş

5 Aralık’ta, Batman’ın Gercüş ilçesine bağlı bir köyde 15 yaşındaki P.Ö. isimli bir kız çocuğunun, aralarında asker, polis ve korucularında olduğu iddia edildiği 27 kişinin tecavüzüne uğradığı ortaya çıktı.

Sosyal medyada #GercüşteNelerOluyor etiketiyle çok sayıda paylaşımlar yapıldı. Batman Savcılığı ile Batman Valiliği soruşturmada herhangi bir kamu görevlisinin tespit edilmediğini, zanlılar arasında kamu görevlilerinin olduğu iddialarını doğru olmadığı yönünde açıklama yaparken, HDP’li 22 kadın milletvekili, Gercüş’te yaşanan çocuk tecavüzünü 22 soru önergesiyle Meclis’e taşıdı.  İstanbul, İzmir, Diyarbakır, Şırnak Batman gibi illerde alanlara çıkan kadınlar, Kürtlere yönelik yürütülen politikaların Gercüş’teki tecavüz olayıyla bir kez daha ayyuka çıktığını belirterek, tepki gösterdi. 

Kadın hakları deklarasyonu

7 Aralık’ta, bine yakın kadın kuruluşundan oluşan 12 kadın ağı ve platformu, dünya çapında karşılaştıkları ayrımcılık, şiddet, ekonomik zorluk ve insan hakları ihlallerine dikkat çekmek için bir araya gelerek 2020 Kadın Hakları Deklarasyonu yayınladı. Deklarasyon ile “Demokratik alanlar daralmakla birlikle, biz; ataerkil şiddete, yanlış bilgilendirmelere, eril söylemlere ve kazanılmış haklarımıza yönelik saldırılara karşı koymaya devam edeceğiz” mesajı verildi.  

Mor seferberlik

8 Aralık’ta, HDP Genç Kadın Koordinasyonu, “Şimdi Mor Seferberliğe” kampanyasının startını İstanbul’da verdi. “Tacize, tecavüze, kadın kırımına, erkek-devlete karşı şimdi Mor Seferberlik” diyen genç kadınların kampanyası, 8 Mart’a kadar sürecek.  

#MeToo hareketi

8 Aralık’ta, “Leyla Salinger” isimli bir kadın kullanıcının, yazar Hasan Ali Toptaş’la ilgili attığı bir tweet, tacize uğrayan kadınların harekete geçmesine neden oldu. Toptaş’ın cinsel tacizini teşhir eden tweet edebiyat dünyasında “#MeToo Hareketi”ne dönüştü. Bu tweetin ardından kadınlar, Toptaş ve farklı yazarlar tarafından uğradıkları taciz ve cinsel saldırıları Uykularınız Kaçsın” etiketiyle paylaşmaya başladı. 62 kadın örgütü, ortak metinle tacize sessiz kalmayacaklarını belirtti. Kampanya kapsamında kadınlar, yıllardır söyleyemedikleri tacizi paylaştı.  

Hasan Ali Toptaş

Çıplak arama

16 Aralık’ta, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili ve İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyesi Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun, 30 kadının 31 Ağustos günü Uşak Emniyeti’nde maruz kaldığı çıplak arama uygulamasını Meclis Genel Kurulu’nda gündeme getirmesi sonrası kamuoyunun en çok tartıştığı gündemlerden biri oldu. AKP’lilerin kanıt istediği uygulama, kadınların sosyal medya platformu twitter da  paylaştığı #ÇıplakAramayaSessizKalma etiketiyle gündem oldu. Daha önce gözaltına alınan ve tutuklanan birçok gazeteci, hak savunucusu ve aktivist, hem emniyet hem de cezaevlerinde aynı uygulamalara maruz kaldıklarını paylaştı. 

MA / Arjin Dilek Öncel