Akşener: Erdoğan’ın iyileştirilmiş parlamenter sisteme geçeceğini düşünüyorum

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin kuruluş sürecinde destek verenlere ve Kılıçdaroğlu’na ömrünün sonuna kadar teşekkür edeceğini, Erdoğan’ın “iyileştirilmiş parlamenter sisteme geçeceğini” söyledi.

Meral Akşener

HABER MERKEZİ – İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener televizyon ve gazetecilerin Ankara Temsilcileri ile öğlen yemeğinde buluştu. Akşener, Ankara Göksu Lokantası’nda gerçekleşen buluşmada 2 yıllık süreci ve Türkiye gündemini değerlendirdi. Akşener “Ben iyileştirilmiş parlamenter sisteme sayın Erdoğan’ın geçeceğini düşünüyorum” dedi.

Partisinin çok zor şartlarda kurulduğunu, birçok kişinin “Başımıza bir şey gelir mi?” korkusu yaşadığını anlatan Akşener konuşmasına şöyle devam etti:

“Kemal Kılıçdaroğlu’na ve partinin kurulması için bize yardımcı olanlara ömrümün sonuna kadar teşekkür edeceğim. Partimizi kurarken Meclis’te 5 milletvekilimiz vardı. Teşkilatımıza yerel seçimlere nasıl girelim diye sordum, oy birliğiyle seçimlere CHP ile ittifak halinde girme kararı aldık. Sonra ben bunu Sayın Kılıçdaroğlu’na ilettim ve süreç başladı.”

Seçimlerden sonra seçmen kitlesinin farkına vardıklarını söyleyen Akşener şu sözlere yer verdi:

“Seçimlerden sonra bütün partilere oy veren vatandaşlarda, hukukun üstünlüğü ve adalet konusunda çok hassas, şehirli diyebileceğim, kirasını ve faturalarını zamanında ödeyen bir kesim olduğunu gördük. Orta tabaka dediğimiz bu kesim sayıca çok fazla. Ortak noktaları saydığım hassasiyetler. İktidardaki partiye oy veren seçmenin de zaman zaman gerekli gördüğü bir uyarıdır. Bu uyarının gerçekleşmesini bekleyen bir seçmen kitlesi vardı. Bu seçmen kitlesinin umudunun tekrar en yüksek noktaya çıktı, seçmenin gerekirse siyasetçinin kulağını çekebileceğini ve eskiden olduğu gibi ‘seçmen velinimettir’ konusunda siyasetçilerin tutum almasını sağlayabileceklerini anladılar. 31 Mart seçimlerinin en önemli noktası budur.

31 Mart’ta İstanbul’da, Kadıköy, Bakırköy, Şişli, Beşiktaş gibi CHP’nin her şartta seçim kazandığı ilçelerde 298 bin seçmen sandığa gitmedi. Buna karşılık Bağcılar’da, Esenler’de, Fatih’te genellikle dindar, güneydoğudan gelmiş ve yerel seçimlerde AK Parti’ye oy veren, oralarda da 300 binin üstünde seçmen sandığa gitmedi. Hem bizler hem de iktidar tarafından bunun araştırılması lazım. İşte bu seçmen 23 Haziran’da sandığa gitti ve İmamoğlu’nu destekledi. Bu, bizim siyasi tarihimizde seçmenin verdiği mesajı anlamak açısından çok önemli bir sonuç. Biz buna iyi çalıştık. İYİ Parti olarak bu umudun, bazı şeyleri değiştirebiliriz inancının pekişmesinde çok önemli bir rolümüz olduğunu düşünüyoruz” 

Patron bilir anlayışını yıkmaya çalışıyoruz

Akşener, Parti olarak otoriteye itiraz ederek yola çıktıklarını, parti içinde demokrasiyi içselleştirmeye çalıştıklarını ve tek sesli siyasi anlayışı, patron bilir anlayışını yıkmaya çalıştıklarını söyledi.

Eski bir metot olan çat kapı siyaseti yaparak Antalya’da 10 ilçeyi gezdiğini ve esnafı dinlediğini belirten Akşener, aynı yöntemle önümüzdeki hafta İzmir’e gideceğini ve bu şekilde bütün büyükşehirleri gezerek ilçe ziyaretlerinde bulunacağını duyurdu.

Yeni kurulacak partilerle ittifak

Akşener yemeğin ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı, yeni kurulacak partilerle olası bir seçimde ittifak konusunda görüşünün sorulması üzerine: şunları söyledi:

“Seçenek rekabeti arttırır. Siyasi alanın renklenmesini sağlamak demokrasiye hizmet eder. Var olan partileri de kendini düzeltmeye yöneltir. Biz partimiz olarak bu partilerin kurulmuş ve kurulacak partilerin oluşmasını faydalı olacağına inandık, bunu da söyledik. Biz rakibiz. Hepimizin bir Türkiye tasavvuru var. Yarının ne göstereceği konusunda bugünden konuşmayı doğru bulmuyorum. Biz Cumhur İttifakı’nı MHP ve AK Parti olarak görüyorduk. Görüyoruz ki; Vatan Partisi de varmış. Yani 3 siyasi grubun yer aldığı bir ittifak. Ama büyük ve küçük ortağın ilişkisine bakarsak kader birliği yapılmış. İki tarafın da seçmeninin itirazı olsa da liderlerin görmezden geldiği duygusal bir birliktelik bu.”

Akşener, gazete ve televizyonların Ankara Temsilcileriyle yemekte bir araya geldi.

‘Erdoğan’ın vatandaşla hasbihal ettiğini gördünüz mü?’

“Millet İttifakı’na bakarsak, Millet İttifakı bir güç birliği, bir katolik nikahı değil. Daha rasyonel Türkiye’nin taleplerine uygun ve başarı odaklı bir ittifak veya işbirliği. 31 Marttan sonra seçmene baktığınız zaman bu ittifakın devamı konusunda bir irade var, çevrenizde de görüyorsunuzdur. Ben iyileştirilmiş parlamenter sisteme sayın Erdoğan’ın geçeceğini düşünüyorum. Zaman söyleyemem ama benim okumam böyle. Sayın Erdoğan’ın Türkiye’nin bu nefes alma problemini gördüğüne inanıyorum. Saray sayın Erdoğan’ı kapattı, steril bir hale getirdi. Çünkü saray öyle bir şeydir ki kendisine ait bürokrasi ve kültür yaratır, hayat tarzı yaratır, tabiri caizse paralel evren yaratır, koparsınız. Uzun zamandır sayın Erdoğan’ın vatandaşla hasbihal ettiğinizi gördünüz mü? 31 Mart ve 23 Haziran seçimlerine en çok AK Parti’nin çalışması gerektiğini bu yüzden söylemiştim.”

Akşener, Demirtaş’ın tiyatrosu hakkında yöneltilen soruyu, “Biz insanların tercihlerine karışmayı kendimize yakıştıramayız. Kim nereye ziyarete gider bizi ilgilendirmez. Sayın İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu’nun eşi ziyaret eden konumda olduğuna göre dolayısıyla bir tiyatro izlemeye gitmişler buna bir siyasi sonuç olarak bakabilir miyiz bilmiyorum. CHP’nin kurumsal yapısıyla o fotoğraf eş değerse bilemem. Benim en son bildiğim sayın Kılıçdaroğlu’nun HDP’nin PKK ile mesafe koymadığı sürece CHP ile herhangi bir iletişiminin bulunmayacağı şekildeydi. CHP liderinin beyanatı bu. Bu da değişmediği için aileler üzerine konuşmayı doğru bulmuyorum” şeklinde yanıtladı.  

Erken seçim olur mu sorusuna, kendisini Erdoğan’ın yerine koyup, empati yaptığında elinde 2023’e kadar bir süre olduğunu dolayısıyla Erdoğan’ın erken seçimi istemeyeceğini söyledi. 

Erdoğan çok rasyonel bir strateji yaptı

Yeni kurulacak partilerle ilgili olarak “Erdoğan alacaklı olmayı sever borçlu kalmayı sevmez” diyen Akşener şöyle devam etti:

“Erdoğan borcunu öder, ister manevi ister maddi, manevi borcunu da öder maddi de öder fazlasıyla öder. Ben alacaklıydım sayın Erdoğan’dan, aile olarak alacaklıydık, borçlu oydu ödeyememişti. Bizim partimize ve bana çok rasyonel bir strateji yaptı. Görmedi, duymadı, tek kelime etmedi. Ama aşağı tarafta inanılmaz bir Akşener şeytanlaştırması oldu. Çok şaşırdığım şeyler oldu. AK Parti bir tarafıyla da bizim evimizde kuruldu. Benim kim olduğumu da sayın Erdoğan biliyor. Şeytanlaştırılmış Meral Akşener bu kadar şeytansa neden bir şey yapmadınız. Saray halkı bunu soruyor. Şimdi iki partiyi kuran arkadaşlar da Erdoğan’ın çok yakın arkadaşı. Erdoğan’ı tanıyorsam kendisini alacaklı hissediyordur. Yeni kurulan partilerde Reis’e ihanet edildi denilecek.”

Davutoğlu’nun kurucusu olduğu vakfa kayyum atandı

Akşener, Davutoğlu’nun kurucusu olduğu Bilim Vakfı’na kayyum atanmasına ilişkin yorumunun sorulması üzerine, “Devamı gelecektir. Bizim kurulduğumuz dönemdeki atmosfer çok daha sertti. 7 Haziran’a giderken bir iftira atıldı bana. 4. gün sayın Erdoğan ve hanımefendiyle beraber konuştuk. Bu mahkeme sürecini ben kadınlar için takip ettim. Şimdi bir kadın hakim hatta o kadar şaşırıldı ki bu kadın hakim o sabah 8.30’da kaleme sanıkların avukatları müdafaa koydu, hangi arada derede yarım saatlik süreçte okudunuz da karar verdiniz? Bütün bu sanıklar beraat etti. Şimdi bu hakim hanım neyin yolunu açtı biliyor musunuz? ‘Bir kadına yakışmayacak hakaretlerin olduğu, hareketlerin bulunduğu kaseti varmış diye duydum…’ Bu artık herkesin karısı, anası içinde söylenebilir benim mücadelem hepiniz içindi. Ama o hakim beraat kararı verdi. Biz işte böyle sert bir süreçten geçtik. Sayın Erdoğan’ı tanıyorum. Bunları beraat ettir demesi imkânsız ama o hakim hanım acaba Cumhurbaşkanına yaranabilir miyim diye mi bu kararı verdi?” dedi.

Farz-ı muhal olan şeyler, farz-ı mahal oluyor

Akşener, Anayasa’nın Erdoğan’a üçüncü kez seçilme şansını vermediğinin hatırlatıldığı bir soruya ise, “O bir tartışma konusu, hukukçular da böyle görüyor. Ama burası Türkiye olarak baktığımız için biz gerçekleşebilecek hadiseler üzerinden konuşuyoruz. Olması gereken başka bir şey, bir de olanlar var. Dediğiniz doğru, pek çok hukukçu da aynı fikirde. Olmaz dediğiniz şeyler oluyor. Referandumda gördük. Öğleden sonra mühürsüz oylar kabul edildi. Sonuç alamadık o nedenle oluyor. Farz-ı muhal olan şeyler, farz-ı mahal oluyor Türkiye’de. Ben sayın Erdoğan’ın 2023 veya ne zamansa bugünkü cumhurbaşkanı hükümet sistemiyle seçime giderse seçilemeyeceğini görüyorum. Matematiksel olarak mümkün değil” yanıtını verdi.