Anayasa Mahkemesi ‘güvenlik soruşturması’ kuralını iptal etti

Anayasa Mahkemesi güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapan birimlerin, bilgi-belge almasını ve kişisel verilere ulaşabilmesini öngören kuralı Anayasa’ya aykırı bularak iptal etti.

Anayasa Mahkemesi (AYM), ‘Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yapmakla Görevli Birimlerin Kişisel Verilere Ulaşmasını Öngören Kural’ın Anayasa’ya aykırı olduğuna dair yapılan başvuruya ilişkin verdiği kararı Resmi Gazete’de yayımlandı.

Anayasa Mahkemesi’nin söz konusu kurala ilişkin 19 Şubat 2020 tarihli iptal kararında şöyle denildi: “Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapmakla görevli birimlerin, bu kapsamda bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarının arşivlerinden ve elektronik bilgi işlem merkezlerinden bilgi ve belge almaya, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 171. maddesi ve 231. maddesinin kapsamında tutulan kayıtlara ulaşmaya, Cumhuriyet başsavcılıkları tarafından yürütülen soruşturma sonuçlarını, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlar ile kesinleşmiş mahkeme kararlarını almaya yetkili olduklarını öngören kuralın Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.”

Başvuru gerekçesi

AYM’ye yapılan söz konusu başvuru gerekçesine ilişkin ise özetle şunlar kaydedildi: “…yapılan güvenlik soruşturması sonucunda kişilerin kamu görevine girmesinin engellenebileceği ya da mevcut kamu görevinden çıkarılmasının mümkün olabileceği, bu itibarla düzenlemenin kamu hizmetine girme hakkına öngörülemez bir sınırlama getirdiği belirtilerek kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu ileri sürülmüştür.”

‘Güvenlik soruşturmasıyla elde edilen verilen kişisel veri niteliğindedir’

Başvuruyu değerlendiren mahkeme, Anayasa’nın 20. Maddesi ile kişisel verilerin korunması, özel hayata saygı gösterilmesini isteme hakkı kapsamında güvenceye alındığını belirtti.

Mahkeme, kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının, insan onurunun korunması ve kişiliğini serbestçe geliştirebilmesi hakkının özel bir biçimi olduğunu değerlendirerek, “Bu bağlamda güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasıyla elde edilen veriler kişisel veri niteliğindedir.” dedi.

‘Yasal kurallar keyfiliğe izin vermeyecek şekilde olması gerekir’

Mahkeme, ayrıca dava konusu kuralın kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sınırlama getirdiğini belirtti. Anayasa’nın 20. maddesi uyarınca kişisel verilerin ancak kanunda öngörülen hâllerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebileceğine vurgu yapan Mahkeme, şu değerlendirmede bulundu: “Anayasa’nın 13. ve 20. maddeleri uyarınca kişisel verilerin korunmasını isteme hakkını sınırlamaya yönelik kanuni bir düzenlemenin şeklen var olması yeterli olmayıp yasal kuralların keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir olması gerekir.”

Mahkeme, bu nedenle güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda kişisel veri niteliğindeki bilgilerin alınmasına, kullanılmasına, işlenmesine yönelik temel ilke ve güvencelere kanunda yer verilmeksizin bunların alınmasına ve kullanılmasına izin verilmesini Anayasa’nın 13. ve 20. maddeleriyle bağdaşmadığını belirtti.

Mahkeme, söz konusu kuralın Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verdi.