Bakan Selçuk: İstanbul Sözleşmesi kararı toplumsal ayrışmaya sebep olan metne gösterilen irade!

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Selçuk, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi kararını “Toplumsal ayrışmaya sebep olan bir metne dair gösterilen irade” olarak savundu.

Selçuk, “Bunu ilkelerimiz ve hedeflerimiz noktasında ‘geri gidiş’ olarak yorumlamak çok yanlış.” diyerek, Cumhurbaşkanı liderliğinde şiddetle mücadeleye devam edeceklerini söyledi.

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk Fotoğraf: AA

Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle çekilmesine karşı bir çok ilde kadınlar “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” diyerek eylemlerini sürdürürken, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Sözleşmenin feshedilmesini savundu. Bakan Selçuk, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi kararına ilişkin AA’dan Burcu Çalık’ın sorularını yanıtladı.

‘Cumhurbaşkanımızın liderliğinde mücadeleye devam edeceğiz’

Kadına yönelik şiddetle mücadeleyi çok net ve kararlı bir duruşla amasız, fakatsız, sıfır tolerans ilkesiyle 19 yıldır sürdürdüklerini savunan Selçuk, “Şiddetle mücadele noktasında duruşumuz değişmedi. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, kamu kurum ve kuruluşlarımızın koordinasyonunda aynı irade ve aynı kararlılıkla şiddetle mücadeleye devam edeceğiz.” diye konuştu.

‘Gelinen noktada toplumsal ayrışmaya sebep olmuş bir metin’

Metinlerin toplumla buluştuktan sonra anlaşılmasının farklılaşabileceğini savunan Selçuk, 2014’te yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi’nde de benzer bir sürecin yaşandığını öne sürdü. Selçuk, “Bir taraf bu metni şiddetle mücadelede yegane araç olarak görürken bir taraf da bunun toplumsal dokuda birtakım değişimlere sebep olduğunu söyleyebiliyor. Dolayısıyla gelinen noktada bu, toplumsal ayrışmaya sebep olmuş bir metin.” dedi.

Bunun sadece Türkiye için geçerli olmadığını savunan Selçuk, “Sözleşme, Avrupa Konseyi üyesi 47 ülkeden 19’unda çekinceyle onaylanmış, 11’inde onaylanmamış, iki ülkede ise hiç işlem yapılmamış durumda. Dolayısıyla İstanbul Sözleşmesi, diğer Avrupa Konseyi ülkelerinde de tartışmaya açık bir metin.” şeklinde konuştu.

‘İstanbul Sözleşmesi tek aracımız değil’

İstanbul Sözleşmesi’nin kadına yönelik şiddetle mücadeledeki tek araçları olmadığını, bir çok araçları olduğunu savunan Selçuk, “Aynı kararlılıkla ve hatta daha etkin çözümler de bularak bu araçlarımızı kullanmayı sürdürüyoruz.” şeklinde konuştu.

Yeni yasal düzenlemelere yeşil ışık

Selçuk, kadınları korumaya yönelik yeni bir ihtiyaç doğması durumunda yasal düzenlemelerle dinamik ve güçlü bir sistem çerçevesinde gereken değişiklikleri yapacak kararlılığa sahip olduklarının da söyledi.

‘Geri gidiş olarak yorumlamak çok yanlış’

İstanbul Sözleşmesi’nin feshiyle birlikte, “Türkiye’de kadın hakları, kadına yönelik şiddetle mücadele kazanımlarının kaybedileceği” eleştirilerinin anımsatılması üzerine, Selçuk şöyle konuştu:

“Kadın haklarının korunması, kadına yönelik şiddetle mücadele noktasında kesinlikle bir geri gidiş söz konusu olmayacak. Buradan bir ödün verilmeyecek, sapma olmayacak. Bu konuda duruşumuz çok net. Bu, toplumsal ayrışmaya sebep olan bir metne dair gösterilen irade. Bunu ilkelerimiz ve hedeflerimiz noktasında ‘geri gidiş’ olarak yorumlamak çok yanlış. Bizim kadın hakları konusundaki 18 yıllık mücadelemizi bir metne indirgemek de çok büyük bir haksızlık.”