Baydemir: İnfaz Tasarısı’nın onaylanması düşünce suçlusuna ölüm fermanını imzalamaktır

İki dönem Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı, iki dönem de Urfa milletvekilliği yapan ve halen İngiltere’de sürgün hayatı yaşayan siyasetçi Osman Baydemir ile koronavirüs, cezaevleri ve İnfaz Yasa Tasarısı hakkında görüştük.

Yeni1mecra’dan İrfan Uçar’a konuşan Baydemir, “İnsanlığın virüse karşı yürütmüş olduğu mücadelenin büyük bir dayanışmaya evrilmesi, bu virüs insanlaşma sürecine büyük bir katkı da sunabilir” dedi. Baydemir satır başlarıyla şu düşünceleri dile getirdi:

“Cezaevlerinin doluluk oranı, kapasitesinin üzerine çıkıp çıkmadığı ve oradan gelen yakınmalar o devletin, o toplumun hem vicdanının karnesidir, hem de o devletin hukuk devleti mi yoksa baskı devleti mi olduğunun turnusol kağıdıdır.”

“Cezaevleri ortamı koronavirüsün saldırdığı en zayıf halkadır. Şu anda dünyada en savunmasız olan mekan cezaevleridir. Virüsün çok ciddi bir şekilde tahribat yaratacağı alan cezaevleridir.”

“Cezaevindeki bir bireyin kişi güvenliği, sağlığı ve yaşam hakkı yüzde yüz devletin sorumluluğundadır.”

“Bu virüs salgını, siyasal iktidarları kendisiyle yüzleşme ve büyük bir toplumsal barış ve demokratikleşme fırsatına dönüştürebilir. Ya da bu salgın krizini fırsat bilip baskı tonunu yükseltmeye de dönüştürebilir.”

“Olması gereken başta Selahattin Demirtaş olmak üzere tüm milletvekilleri, belediye başkanlarının özgürlüklerine kavuşması lazım. Ve bunun için bir yasal düzenlemeye bile gerek yok.”

“AKP’den ve MHP’den vicdan ve merhamet beklemek, aklın yolunu beklemek büyük ama çok büyük bir yanılgıdır. Bunların demokrasi anlayışı çoğulculuk değildir. Bunların demokrasi anlayışı sadece ve sadece parmak hesabıdır. Ben teklifimi getiririm, yeteri miktarda çoğunluğum var mı ona bakarım. Vicdan ve ahlak beklentisi her zaman bizi karşılığı olmayan bir beklentiye koyacaktır.”

“Bu virüs aslında büyük bir fırsatı insanlığa sunuyor. Ama maalesef AKP-MHP faşist bloku büyük bir fırsatı elinin tersiyle itmek üzeredir.”

“Tam da bugün içeridekileri anlama ve empati kurma günüdür. Bugün Demirtaş, Kışanak, Mızraklı, gazetecilerin sesi olma günüdür. Tam da balkonlar bugün için var. Herkes için adalet, herkes için özgürlük demeliyiz.”

“Türkiye’de ifade edildiği gibi kader kurbanları vardır, bir de baskıcı sistemin kurbanları vardır. Biz kurbanların doğal bir afete kurban edilip edilmemesi meselesini konuşuyoruz.”

“Zaten binlerce, onbinlerce insana zulüm yetmiyormuş gibi bir virüs insanlığa musallat olmuş durumda. Ve cezaevleri en büyük kaybın yaşandığı mekanlar olma konusunda hızla ilerliyor. Bütün bunlar görüle görüle, biline biline bu insanların cezaevinde bırakılması demek zulmün katmerleşmesi demektir. Aslında düşünce suçlusuna ölüm fermanını imzalamak demektir. Bu bir cinayettir. Şu andaki taslağın TBMM’de onaylanması demek ölüm fermanlarının imzalanması demektir, cinayetlere imza atılması demektir.”

Aslında 100 bin insana yer açılıyor

“Tasarı bu şekilde geçerse bunun anlamı açık ve nettir. Kindarlık ve düşmanlık hukuku toplumun muhalif kesimine yönelik süreceği anlamına geliyor. Aslında 100 bin insana yer açılıyor. Cezaevlerinin kapısı kimi adli vakalar için açılmış oluyor. Siyasi ve muhalif olan, eleştiren tüm kesimler için de cezaevinin kapısı açılmış oluyor. İçeri alabilmenin fiziki zemini hazırlanmış oluyor.”