‘Ben kitap okumam, abi…’

Adnan Genç

Biliyorsunuzdur muhtemelen, bugünlerde yayıncıların meslek birliğinin kongresi var.

Türkiye Yayıncılar Birliği’nin 25-26 Haziran 2020 tarihlerinde gerçekleştireceği 9. Türkiye Yayıncılık Kurultayı Online, MSGSÜ Yayınları Genel Yayın Yönetmeni Fahri Aral, TYB Başkanı Kenan Kocatürk, Uluslararası Yayıncılar Birliği (IPA) Başkanı Hugo Setzer ve Lübnanlı dünyaca ünlü yazar Amin Maalouf’un açılış konuşmalarıyla başlayacak.

Kurultay bu sene Türkiye Yayıncılar Birliği’ne ve yayıncılık sektörüne uzun yıllar hizmet vermiş eski başkanlardan Çetin Tüzüner’in anısına adanıyor.

9. Türkiye Yayıncılık Kurultayı Online, Türkiye’den ve dünyadan uzman yayıncıları ve yayıncılık paydaşlarını internet üzerinden bir araya getirerek yayıncılık sektörünün geleceğine ışık tutmayı hedefliyor.

Kurultay programında yer alan oturumlar, sektörün geçirdiği bu olağanüstü dönemde ortak sorunları, ihtiyaçları ve eğilimleri üretken bir diyalog zemininde gündeme taşıyor.

Zoom webinar (İnternet Semineri)  üzerinden gerçekleştirilecek kurultay aynı zamanda Türkiye Yayıncılar Birliği’nin YouTube kanalından da canlı olarak yayınlanacak. Konuşmaların başlangıç saati: 10.00
Detaylı bilgi ve kayıt olmak için tıklayınız.

Kişisel olarak hayatımda iki kez kitapçı dükkânım oldu ve iki yayıncı kuruluşun; kurulması ve yönetilmesinde ilk elden katkım olduğu gibi sanırım, hayatım boyu da 150 kadar da kitaba editörlük yaptım…

Çok genel bir nitelemeyle söylersek; halkımız ve özellikle gençler kitap okumayı sevmiyor, sevmedikleri gibi ‘Ben kitap falan okumam’ diyerek, bu eksikliklerinin farkında olmadıklarını böbürlenerek söylemekteler de…

Kitap okuyanlar ve satın alanlar arasında da ciddi bir ayrım vardır. Satın alanlar (örneğin benim gibi olanlar); bu yayıncı ne yapıp etmiş, bu yayına para ayırmış, alıp destek olayım diyerek, alanlar. Gene bu kitap çok yakında tükenir ve sahafa düşer; alayım bende de olsun bu kitap diyerek, edinenler var…

Ve gene, bu nadir bir kitap; alayım da günü geldiğinde bir referans yayın olarak döner bakarım veya şu arkadaşımın da işine yarar… 

Bir de tamamen dönemsel olarak kitap alanlar var; ‘Ödev var abi, filanca kitap sizde var mı?’… İnanın her seferinde kitabın ya adını, ya yazarını veya yayınevine doğru söyleyemezler de.

Ve büyük kitapçıların kitap reyonlarına bakan gençler de kitaba pek düşkün olmadıkları için; ne, hangi raflarda; hangi kitaba eşdeğer başka neler var bilgisine sahip olmadan; konfeksiyon mağazasında şemsiye reyonunda durur gibi dururlar…

Koronu günlerinde zaten pek çok kitapçı dükkânını kapatmak zorunda kaldı bile. Küçük ve hatta orta ölçekli yayıncılar da batma kararı vermek üzereler…

İzninizle size bir kitabın satışına ilişkin çok ama çok ilginç bir yolculuk serüvenini yazayım.

Kadıköy, Caferağa’daki bir yayınevi ve kitap / kafe dükkânı olan bir yayıncı dostum, sıcak para meselesini halledebilmek için hem yüzlerce kendi yayını için hem de başka yayınevlerinin kitaplarını satabilmek için bir site kurmuştu ve bir gün ‘Romantik Komünist’ isimli kitap, Nişantaşı D&R mağazasının istemi üzerine; Cağaloğlu’ndaki merkezlerine giden faksla, yayınevimizden isteniyor. Kitap ve muhtemelen başka kitaplarda yüklenip; Kadıköy iskeleye iniliyor ve vapurla karşıya geçilip, metrobüse biniliyor, Çemberlitaş’ta inilip, Cağaloğlu’ndaki D&R dağıtım merkezine teslim ediliyor. Onlar da Nişantaşı’na götürüyor. Velhasıl o akşama değin siparişi veren ‘müşteri’ gelip de kitabını sormazsa, kitap paketi giriyor ve Cağaloğlu merkeze dönüyor; oradan faksla haber verilir, gelin kitabınızı alın deniyor. Çünkü depo maliyesi el yakıyor ve bunun ne ceremesi varsa, yayınevi çeksin isteniyor.

Sonraki günlerde kitap gene aynı yer için isteniyor. Belki aynı kitapsever, belki de değil… Aynı yol gene bin bir zahmetle alınıyor ve dönüp bekliyoruz. Sabah gene faks ve kitabın geriye yolculuğu. Anlayacağın o kitap, muhtemelen aynı kişiye de olmayabilir ama tam 13. gidişinde, okura ulaştı. Buna hangi yayıncı dayanabilir. Sistemi belirleyen, oyuncaktan hediyelik eşyaya tonla ürün satan büyük kitapçılar ve gene basılan her kitabın yarı yarıya ortağı olan başıbozuk dağıtımcı şirketleri.

Ayda 4 (hafta 1) kitap basan yayınevi, orta ölçekli yayınevidir ve bu aralar büyük ölçekli bir yayınevinin editöründen aldığım bilgiye göre, aydı 12 kitap basan yayınevi bunu 2’ye indirmiş. Yani hangi kitapçıda satılacak ki… Zaten kimileri kapatmış bile. Kendi sitesi olanlar veya büyük kitap satış sitesi olanlar ise kitap satabiliyor ancak.

Gelelim biraz da bu konuya. Ağrı’nın Doğubeyazıt ilçesindeki bir öğretmenin veya bir sağlık çalışanının kitap bulması kolay değil. İnternetten alacak elbette. Ama kentte yaşayanlar da aynı yolu izliyor niyeyse. Hepi topu yüzde bilmem kaçlık indirimler pahasına… Oysa kitapçıyla gidip sohbet etseniz; size yeni kitaplar önerebilir; filanca çevirmenin daha iyi bir çeviri yaptığı bilgisini aktarabilir; eğer titizseniz, korsan yayın yapmayan yayıncıların kitaplarını önerebilir ve istediğiniz kitaba koşut; benzer yayınlar ve tamamlayıcı yayınları önerebilir… Ama zamanınız dar, haklısın…

Biraz da kütüphanelerden söz edelim. Okumuşsunuzdur dün Fatih’teki Ali Emiri Kütüphanesi’nden kendi öznel tarihim içinden söz etmiştim. Şimdi resmi bilgileri paylaşıp, yazıyı kapatalım… İyi okumalar, efendim.

Türkiye’de 32 bin 411 kütüphane faaliyette

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2019 yılına ilişkin “Kütüphane İstatistikleri“ni açıkladı. Türkiye’de geçen yıl itibarıyla 32 bin 411 kütüphane bulunuyor.

Açıklamaya göre, ülke genelinde geçen yıl itibarıyla biri milli, 1182’si halk, 610’u üniversite, 30 bin 618’i örgün ve yaygın eğitim kurumu kütüphanesi olmak üzere toplam 32 bin 411 kütüphane faaliyet gösteriyor.

Milli Kütüphanenin 137 bin 14, halk kütüphanelerinin 3 milyon 955 bin 908 ve üniversite kütüphanelerinin 3 milyon 568 bin 73 üyesi bulunuyor.

Halk kütüphanelerinin sayısı 1182’ye yükseldi

Geçen yıl Milli Kütüphanedeki kitap sayısı 1 milyon 443 bin 751 olarak tespit edildi. Buradaki diğer materyalin sayısı 185 bin 527 oldu.

Milli Kütüphaneden yararlananların sayısı, geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 12,2 artışla 711 bin 523 olarak kayıtlara geçti.

Halk kütüphanelerinin sayısı bu dönemde yüzde 1,7 artarak 1182’ye yükseldi. Halk kütüphanelerindeki kitap sayısı söz konusu dönemde yüzde 3,9 artışla 20 milyon 742 bin 540 oldu. Bu kütüphanelerdeki kayıtlı üye sayısı yüzde 39,3 artarak 3 milyon 955 bin 908’e ulaştı.

Bu kütüphanelerden yararlananların sayısı yüzde 11,4 artarak 31 milyon 451 bin 920’yi buldu. Halk kütüphanelerindeki diğer materyal sayısı ise geçen yıl bir önceki yıla kıyasla yüzde 1,4 arttı.

Üniversite ve okullardaki kitap sayısı arttı

Üniversite kütüphanelerinin sayısı geçen yıl 610 olarak kayıtlara geçti. Buralardaki kitap sayısı bir önceki yıla göre yüzde 2 artışla 17 milyon 945 bin 383 oldu.

Resmi ve özel okul ile özel kurs kütüphanelerini kapsayan örgün ve yaygın eğitim kütüphanelerinin sayısı 2019’da bir önceki yıla göre yüzde 3,1 artarak, 30 bin 618’e ulaştı. Bu kütüphanelerdeki kitap sayısı, aynı dönemde yüzde 5,8 artış kaydederek 32 milyon 6 bin 784’e yükseldi (Resmi açıklama ve internet haberleri üzerinden derleme yapıldı).