Bir zamanların rengini ve kültürünü yansıtan yayınevi: Birzamanlar Yayıncılık*

Birzamanlar Yayıncılık, Türkiye’nin geçmişindeki kültürel çeşitliliğe dair yayınlar yapar ve etkinlikler düzenler. Bu topraklarda yaşamış farklı etnik ve dini grupları bir zenginlik olarak değerlendirir ve tarihimizin bu yönünün bilinmesinin, daha iyi bir gelecek tasarlamamıza yardımcı olacağını görür.

Türkiye’nin tarihindeki kültürel çeşitliliğe ayna tutan Tarihe Yolculuk ve Gomidas Vartabed’in müzik mirası hakkındaki Kalbim O Viran Evlere Benzer sergileri Galeri Birzamanlar Küratörü Osman Köker eşliğinde gezildi. (10 Aralık 2019)

Adnan Genç

İlkokul yıllarından beridir kitap okuyan, kitap toplayan ve zamanla kitap yazan ve yapan biri olarak; hangi kitabı niye aldığımı iyi bilirim. Hepsini edinmenin özel ve güzel bir öyküsü vardır ve bu nedenle, elden çıkarmak diye, bir şeye gerek olsa da yapamıyorum…

Gereksinim duyduğum bir kitaptır; beni zenginleştirecektir diye, edinmişimdir bu kitapları. Yayınevi çok zorlu bir süreçle bu kitabı basmış madem, alayım da işe yarasın, destek olayım diye. Hemen sahaflara düşer ve bir daha basılmazsa, edinmem güç olur diye. Ya da günün birinde ya ben ya da bir dostum, özel bir başvuru kitabına ihtiyaç duyduğumuzda, elimizin altında olsun, diye.

Evet, benim kitaplığım da Umberto Eco’nunki gibi birkaç binaya yayılmış değil; ya da Celal Şengör’ün kitaplığı gibi ciddi bir uzmanlık kitaplığı da değil ama, en azından görenlerin “Aa, ne çok. Hepsini okudun mu?” mertebesine ulaşmış durumdayım… Sadede gelirsek…

Tam da nadir kitaplar ve özel kitaplar basmakla bilinen; kitaplarına koşut sergi ve paneller düzenleyen çok sahici ve kalıcı etkiler yaratan Birzamanlar Yayıncılık ve kurucusu Osman Köker’den söz etmek istiyorum. Ne zaman ve niye kuruldu; neler basılıyor, ne tür sergiler açılıyor sorularına yanıtlar alarak… Osman Köker anlatıyor:

İstanbul’un tarihine ilgi

“Ben Türk-Müslüman-Sünni kökenliyim. Bu alanlara ilgim genel olarak tarihe, özel olarak İstanbul’un tarihine ilgiyle başladı. İstanbul’un tarihine biraz daha ayrıntılı bakmaya çalıştığımda gördüm ki, her taşın altından Türklerden çok ‘Azınlıklar’ diye bahsedilen insanlar çıkıyor; mimari yapılarda, ticari zenginlikte, kültür hayatında… 90’lı yıllarda hem bu alanda bir okuma, öğrenme sürecine giriştim hem de bu grupların uğradığı güncel hak ihlallerine karşı bir aktivist olarak mücadelede yer almaya başladım. Bu alandaki birikimimi o dönem çalıştığım çeşitli gazete ve dergilere da yansıttım. Tarih Vakfı’nın yayınladığı ‘Toplumsal Tarih’ dergisinde uzun süreli yayın yönetmenliğim, hemen her sayıya bu alanda yazdığım makaleler önemli deneyimlerdi. Şu konuyu işleyelim diyorsun, yazacak kimse çıkmıyor, araştırıyor kendin yazıyorsun; zamanla bir uzmanlaşma başlıyor.

Osman Köker

“Türk-Müslüman olmayan grupların içinde en yakıcı konumda olan, Türkiye’nin tarihine, kültürüne yaptığı katkılar en fazla gözardı edilen, en fazla nefret objesi haline getirilen Ermeniler hakkında, onların yüz yıl önceki varlıkları üzerine bir kitap hazırlığına giriştim.
‘100 Yıl Önce Türkiye’de Ermeniler’ adını verdiğim kitap, 20. yüzyıl başında Türkiye’de nasıl bir Ermeni topluluğu vardı; hangi şehir, kasaba, köyde ne kadar nüfusu vardı; nerede kilise, manastır, okulları vardı; hangi gazeteleri, dergileri çıkarıyorlardı; yaşadıkları yerlerin ekonomik, kültürel hayatında nasıl bir yere sahiplerdi sorularına cevap veriyordu. Kitaba 15-20 fotoğraf koyayım diye, yola çıktığımda ise Orlando Carlo Calumeno adlı bir koleksiyoncuda Osmanlı kentlerinin 20. yüzyıl başındaki halini resmeden binlerce kartpostal olduğunu keşfettim. Koleksiyoncu bunların Ermenilerle alâkalı olanlarını kullanmama izin verince benim kitap bir ‘albüm kitap’a dönüştü. Uzun süre üzerinde çalıştığım bu kitabı yayınlayacak bir yayınevi bulamayınca da bir yayınevi kurmak şart oldu. Yayıncılık sektörünün ekonomik bakımdan ne kadar batak olduğunu bilmiyor değildim ama üzerinde bu kadar çalıştığım ve çok anlamlar yüklediğim kitabı yayınlamaktan vazgeçmem mümkün değildi. Birzamanlar Yayıncılık’ı bu nedenle kurdum.

‘Sadece metinlerle değil, görsellerle de derdini anlatan kitaplar’

“Kitabı nasıl tanıtırım, kitapta anlattıklarımı başka mecralara nasıl aktarırım, kitap satın alma alışkanlığı ve maddi gücü olmayanlara nasıl ulaşırım soruları da bir sergi fikri doğurdu. 2005 yılında ortaya çıkan kitap ve sergi, alanında bir ilk olduğu için de çok büyük ilgi çekti. Böylece Birzamanlar Yayıncılık bu ilk deneyimden başlayarak, “Kitap yayınlayalım, onu satıp parasıyla yeni kitaplar yayınlayalım” döngüsündeki klasik bir yayınevi değil, sadece metinlerle yetinmeyip görsel unsurlarla da derdini anlatan kitaplar yayınlayan, sergiler açan, toplantılar organize eden bir kuruluş olarak ortaya çıkmış oldu.

“Daha sonraki kitaplarda da bu çizgiyi sürdürdük. Pek kimsenin yayınlamadığı şeyler yayınladık ve hemen her kitabımıza özel önem verip toplantılar, sergiler, sunumlar düzenledik. Hiçbir yayınevinin yapmayı düşünmeyeceği işlere de giriştik. Mesela 2015’te üniversite öğrencilerine yönelik “Bin Varmış Bir Yokmuş” adlı ödüllü bir fotoğraf yarışması bile düzenledik.

Bir süre sonra bir müze oluşturma ve sağda solda yaptığımız bu işleri bir mekânda toplama fikri gelişti. Uygun koşullarda bir mekân bulsam bunu çoktan gerçekleştirirdim, ama bu olmayınca yine de Pangaltı’daki Nostalji Kitabevi’nin boş duran üst katında üç yıl süren bir galeri denemesi yaptım. Bütün bu işlerin finansmanı kolay değildi. Yayıncılık ve matbaa sektöründe başkalarına iş yaparak, oradan kazandığım parayı buralarda kullanarak yayınevini ayakta tutuyordum. Ama bu öyle bir noktaya geldi ki, başkalarına iş yapmaktan kendi yayınevime iş yapamaz oldum. Bu noktada yayınevinin ‘sahiplik’ yükünü bıraktım ve isabetli bir kararla yayınevini Orlando Carlo Calumeno Koleksiyon ve Arşivi’yle aynı çatı altına getirdik.

Yaşayan bir müze

“Yeni yapıyı oturturken biraz fazla oyalanmakla birlikte 2019 yazından itibaren yeniden düzenli kitap yayınlamaya başladık ve 2019 biterken kendi mekânımızda bir galerinin açılışını gerçekleştirdik. Galeri Birzamanlar hiç alçak gönüllülük yapmaya gerek yok, öyle bir statüde tescil ettirmemiş de olsak aslında bir müze. İki sergi mekânı var. Birinde 20. yüzyıl başında Türkiye’de kültürel çeşitliliği görsel materyallerle ve objelerle sunan “Tarihe Yolculuk” adlı daimi bir sergimiz bulunuyor. Rumlar, Ermeniler, Yahudiler, Süryaniler, Keldaniler, Ezidiler, Nasturiler, Bulgarlar ve Maruniler gibi grupların hayatları nasıldı ve bu topraklara katkıları nelerdi… Bir müze ama yaşayan bir müze kurguladık. Daimi sergimizi bile sürekli olarak geliştiriyor; yeni şeyler, yeni sunum biçimleri katıyoruz. Mekânda süreli sergilerin açıldığı ikinci bir sergi alanı daha var. Ayrıca toplantılar, film gösterimleri gibi etkinlikler de düzenliyoruz.

“Galeri’nin işleyişini tam oturtmaya başladığımızda malum salgın geldi. Hemen toplu etkinliklere son verdik, sonra da mekânı ziyarete kapattık.

“Evlere kapandığımız günlerde de boş durmadık. Bizi ziyaret etmek isteyenlere sanal ortamda, sosyal medya üzerinden ulaşmaya çalıştık. Bunu yaparken hem hastalıkların dışında bir şeylerle ilgilenmenin takipçilerimize moral açıdan iyi geleceğini düşündük, hem de bu faaliyetlerin yayınevi ve galerinin kadrosunu canlı tutacağını. Bugüne dek yaklaşık yüz kadar paylaşımla sergiden unsurları evlere servis ettik. Paylaşımlarımız sosyal medya hesaplarımızdan takip edilebilir.

“Hükümetin tedbirleri gevşetmeye başladığı bugünlerde salgının seyrinin nasıl devam edeceğine dair belirsizlikler varken biz biraz daha temkinli gitmeyi düşünüyoruz. Önümüzdeki günlerde sıkı tedbirlerle ve randevulu olarak Galeri’yi ziyarete açacağız ama toplu etkinlikleri bir süre erteleyeceğiz ve evinden çıkmak istemeyenlere sergiden servisleri sürdüreceğiz.”

Yayıncılık, galeri ve sergiler…

“Orlando Carlo Calumeno Koleksiyonu’ndan Kartpostallarla 100 Yıl Önce Türkiye’de Ermeniler”, yayınevinin ilk kitabı olarak 2005’in ilk günlerinde okuyucusuyla buluştu. Yayınevinin kurucusu Osman Köker’in hazırladığı bu kitap, 20. yüzyıl başında Türkiye’deki Ermeni varlığını, 700 kadar kartpostalın tanıklığıyla sunuyordu. Bu kitaba paralel olarak yine aynı günlerde “Sireli Yeğpayrıs” (Sevgili Kardeşim) adlı bir de sergi açıldı. Kitap ve serginin gördüğü yoğun ilgi, serginin yurtdışında da gösterilmesini ve kitabın kısa sürede İngilizce ve Almanca çevirilerinin (ileriki yıllarda da yeni baskılarının ve 2. cildinin) yayımlanmasını sağladı.

Araştırmaların görsel malzemenin tanıklığıyla okuyucuya ulaştırılması ya da geçmişimizdeki kültürel zenginliği ortaya koyan görsel malzemenin araştırmaya dayanan bir metin eşliğinde sunulması, Birzamanlar Yayıncılık’ın ayırt edici özelliği oldu. Osmanlı’nın son dönemi ve erken Cumhuriyet dönemine dair çok zengin efemera, belge ve obje koleksiyonunu içeren Orlando Carlo Calumeno Koleksiyon ve Arşivleri’yle etraflı bir işbirliği içinde olması, albüm kitap olarak nitelendirilebilecek yayınlarının gerçekleşmesini kolaylaştırmakla kalmadı, bu alanda emsalsiz kitaplar yayımlamasını sağladı. Birzamanlar Yayıncılık’ın kuruluş yıllarından itibaren öne çıkan bir başka özelliği de kitap yayıncılığının ve dağıtımının yanı sıra aynı zamanda yurtiçinde ve yurtdışında sergiler, toplantılar ve sunumlar düzenleyerek misyonunu gerçekleştirme çabasındadır.

Evangelia Balta, Mayda Saris ve Armen Marsoobian’ın hazırladığı yine görsel malzeme yönünden zengin kitapların yanı sıra Kemal Yalçın’ın belgesel-roman olarak nitelenebilecek eserleri, akademik araştırmalar ve Ermenice’den çeviri yayınlar yayınevinin adının daha fazla duyulmasını sağladı.



Yakından izleyenler bilir; çok değerli koleksiyon ürünlerini kitaplaştırdı, yayınevi… On yılı aşkın bir süre bu çizgide devam eden Birzamanlar Yayıncılık, kuruluşundan itibaren sıkı bir işbirliği halinde bulunduğu Orlando Carlo Calumeno Koleksiyon ve Arşivleri’yle 2016 yılında gücünü tamamen birleştirdi.

Birzamanlar Yayıncılık yapısal değişim ve bir hazırlık döneminin ardından, Türkiye’nin geçmişindeki kültürel zenginliği sunmaya daha büyük bir güçle devam ediyor.

Birzamanlar Yayıncılık, Türkiye’nin geçmişindeki kültürel çeşitliliğe dair yayınlar yapar ve etkinlikler düzenler. Bu topraklarda yaşamış farklı etnik ve dini grupları bir zenginlik olarak değerlendirir ve tarihimizin bu yönünün bilinmesinin, daha iyi bir gelecek tasarlamamıza yardımcı olacağını görür. Araştırmaların görsel malzemenin tanıklığıyla okuyucuya ulaştırılması ya da geçmişimizdeki kültürel zenginliği ortaya koyan görsel malzemenin araştırmaya dayanan bir metin eşliğinde sunulması, Birzamanlar Yayıncılık’ın öne çıkan özelliklerinden.

Birzamanlar Yayıncılık kitap yayıncılığının ve dağıtımının yanı sıra aynı zamanda yurtiçinde ve yurtdışında sergiler, toplantılar ve sunumlar düzenleyerek misyonunu gerçekleştirme çabasında.

www.instagram.com/galeribirzamanlar
www.instagram.com/birzamanlaryayincilik
www.facebook.com/birzamanlaryay
www.birzamanlaryayincilik.com 

*Bu yazı ilk olarak Bianet.org sitesinde yayımlanmıştır.