Bitmez, tükenmez doğa talanı… Şimdi de, Kamilet Vadisi’nde…

Adnan Genç

20 yıl kadar önceydi; Çamlıhemşin’de Fırtına Deresi üzerinde yapılmak istenen HES inşaatı için, ciddi bir kampanya ile karşı çıkmıştık. Av. Yakup Ş. Okumuşoğlu ve 30’a yakın avukat ile 205 köylü, mücadeleye başlamıştık. Henüz tek bir santral inşaatıydı ve Türkiye çapında karşı çıkmıştık. İstanbul’daki etkinliklerin planlayıcısı ve sözcüsü bendim. Sonradan çok genişledi ve epeyce grup ve kesim katıldıydı bize. Bir tek doğa düşmanı proje ile bütün ülke çapında uğraşıyorduk. Kazandık da. Ve bu kazanım, sonradan gelen onlarca ve yüzlerce projeye karşı çıkan köylü ve destekçi kesimlere cesaret verdiği gibi yol da gösterdi. Av. Yakup dostumuz da henüz stajyerliğinde kazandığı bu davayla birlikte bugüne değin onlarca davayı kazandı ve hâlâ bu tip davalarda uğraşıyor…

İstanbul’da büyücek bir salon toplantısı yapmıştık. Şimdi artık ne yazık ki, kapanmış olan Karadeniz Kültür ve Çevre Derneğimiz üzerinden, 300 kişiyle buluşmuştuk. Toplantıda öyle bir çerçeve çizmiştik ki, insanlar haklı olarak telaşa kapılmış ve bu belayla nasıl başa çıkarız diye, toplantı sonrası sahneye koşuşturmuşlardı. Ben de eposta adreslerini verin lütfen, haberleşelim demiştim. Dernekten iki yönetici dostum; eğitimci ve Laz dili araştırmacılarında İsmail Avcı Bucaklişi ve çevirmen dostumuz Erdoğan Usta, gülmekten kendilerini alamamışlardı. Yıllarca hep bunu konuştuk. Ama sonrasında bütün bu açgözlü talancılara karşı tam da bu yöntemle ve köylülerimizle buluşarak mücadele ettik… Tek bir santral ve bir büyük dava… Sonradan sadece Rize ve Artvin’de 174 adet santral yapılması için hiç yılmadan uğraştılar… Şimdi de Kamilet Vadisi’ne HES yapabilmek için MNG Holding ile saldırıyorlar doğamıza… Karadeniz biliyorsunuzdur belki, dünyanın nadir doğal ormanlarına sahip bir bölgemizdir ve hem florası hem de yaşayan hayvan dokusuyla, endemik (nadir) olma özelliklerini taşır…

Medyadan izliyorsunuzdur, Artvin’in Arhavi ilçesinde de bu tür mücevher değerinde özellikler vardır ve burayı da kurutup HES yapmak istiyorlar… Biraz daha açarsak, nasıl bir melanetle karşı karşıya olduğumuzu anlarız. İzninizle yaptığım araştırma ve okumalarla birlikte, mücadele yürüten arkadaşlarımdan aldığım bilgileri, harman edeceğim…

Temel özelliği; endemik (nadir) olması…

Artvin’in Arhavi İlçesi’nde bulunan Kamilet Vadisi, Fırtına Vadisi ile birlikte Avrupa’nın korunması gereken ‘100 Sıcak Nokta’dan biri.

Türkiye’nin biyolojik çeşitliliğinin en zengin olduğu havzalardan biri olan vadide, yaklaşık 1100 bitki türü mevcut. Kamilet Vadisi’nde yetişen bitkilerin yüzde 40’ı da tıbbi bitki özelliğine de sahip.

Kamilet Vadisi, yaban hayatı açısından da kritik öneme sahip. El değmemiş olması ve dere ekosistemi, havzanın nadir habitat alanı olarak değerlendirilmesini sağlıyor. 

Alanda, yakında tehdit altında 8 tür, tehlikeye düşebilecek 3 tür, tehlike altında ise 1 tür bulunuyor. Ayrıca, ilk kez varlığı saptanan ‘huş faresi’ bu vadide yer alıyor. 

Vadide ayrıca 18. yüzyıldan kalma tarihi Çiftekemer Köprüsü de yer alıyor. Kamilet Vadisi’nin doğal zenginliğinin en önemli özelliği ise el değmemiş olması. 

Artvinin Arhavi ilçesinde 18inci yüzyılda Osmanlı döneminde yaptırılan, birbirini tamamlayan ve tam daire olma özelliği taşıyan tarihi “Çifte Köprüler” de suyun altında kalacak. (Fotoğraf: Şafak Hacaloğlu – DepoPhotos)

Kamilet Vadisi, patronların kıskacında. Vadi; hayvanları, bitkileri, havası ve insanlarıyla, tastamam tehlike altında artık… Yüzlerce, binlerce yılda var olan verili bölge, bir damlasından üretilecek enerjiye ihtiyaç duyulmazken, talan edilmeye çalışılıyor. Çünkü üç bir yanı deniz olan ülkemiz, enerji üretimimizin tamamını karşılayacak rüzgâra sahiptir ve gene yenilebilir enerji kaynaklarından; yani, güneşten sağlayanacak enerji miktarı da ülkemizin ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılayacaktır..

Bir anekdotla sürdürmek istiyorum. Bu santral ve parayı çarçur etme işlerinin tarihi eski. Bir zamanlar, Demirel şöyle demişti: “Burada bir kaybımız yok; yazın biz Bulgaristan’dan elektrik alacağız; kışın da, onlar bize elektrik satacak…” Hem rahatlar, hem de yüzsüz…

Yıllar süren mücadele süreci…

Kamilet Vadisi’nin doğal sit alanı ilan edilmesine için Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün araştırma yapılması yönünde aldığı karar. Fotoğraf: soL

2012 yılında Çevre Bakanlığı Trabzon Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu’na Kamilet Vadisi’nin doğal sit alanı olarak tescillenmesi için birçok dernek, Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi, köy muhtarları başvuruda bulundu. 

Başvuruya verilen cevapta komisyon, ‘Ardışık dört mevsimlik bir zaman diliminde ekolojik temelli bilimsel araştırmanın yapılmasına’ karar verildiğini ifade etmişti. 

Araştırma için bir yıllık bir süre verilmesine rağmen 8 yıldır Kamilet Vadisi’nin doğal sit alanı olarak belirlenmesi için herhangi bir adım atılmadı.

Suyun rengi çamur gibi oldu…

Artvin’in Arhavi İlçesi’nde 15 HES projesi mevcut. Kamilet Vadisi’nde yapılan HES projesi ise MNG Holding’e ait. MNG Holding, 2014 yılında proje için yol yapımına başlanmış ancak imar izni olmayan yol yapımı, köylülerin mücadelesi sonucunda durdurulmuştu. Aradan geçen 6 yıl içinde şirket imar planını çıkardı ve HES yapımına başladı. Bu durum en başından beri bölgenin talanında izlenen temel yol… Mahkeme, yürütmeyi durdurma kararı veriyor ve o kentin valisi de yürütmeyi durdurmayı durduracak bir vahim karar alıp, yapılaşmanın sürmesine karar veriyor. Ve doğa kaybetmeye başlıyor.

500 metre yükseklikten yamaçlara bırakılan su erozyona neden olup dereleri çamur deryasına dönüştürüyor.

MNG Holding’in başlattığı çalışmaların sonucunda, vadiden ilçe merkezine dökülen dere çamur akmaya başladı. Dereden çamur akmaya başlamasının nedeni ise ‘HES projesinde su alma yapısında bulunan kapakların uzaktan kumanda edilmesini sağlayan sistemler servise alınmadan, bu amaçla gerekli kablo bağlantısı yapılmadan üretimin başlatıldığı ve bunun sonucunda yükleme havuzuna sürekli olarak cebri boru kapasitesinden fazla su geldiği ve taşan suyun da 500 metre yükseklikten herhangi bir kanal olamadan vadi yamacına bırakıldığı, bunun sonucunda vadide toprak erozyonu ve yeni tahribatların oluştuğu, derenin bu nedenle sürekli çamur aktığı anlaşılmıştır’ ifadeleri ile Arhavi Doğa Koruma Platformu tarafından açıklandı. 

20 kilometre derelerden çamurlu akan su denizin rengini de değiştiriyor. Fotoğraflar: soL portaldan alınmıştır.

Çamur akıntısı 20 kilometre dere hattı boyunca devam ederek denize ulaşıyor. Çamurlu su, denizin dahi rengini değiştirdi.

Kilometrelerce yol yaptılar

İmar planını çıkarttıktan sonra çalışmalarına hız veren MNG Holding, ÇED raporunda yol yapımı esnasında ortaya çıkan hafriyatın taşınıp önceden belirlenen depolama alanlarında depolanacağı taahhüdü vermesine rağmen ve bu taahhüt projenin bir şartı haline gelmesine karşın uygulamada hafriyatlar vadi yamaçlarından aşağıya döktü.

Yolların yapımı sırasında binlerce ağaç şirket tarafından kesildi. Ağaç kesilmesinin temel başka bir sıkıntısı da; zaten eğimli bir arazi olan buraların heyelan tehlikesiyle karşı karşıya kalması anlamını taşıyor.

MNG Holding’in yaptığı yollara yönelik itirazlar yapıldı. Vadinin en önemli özelliği doğal ve dokunulmamış olmasıdır.

MNG’nin ilk HES’i değil

Teknik bilgiler için ulusal düzeyde yayın yapan birkaç günlük gazete ile Sol Gazete’den yararlanalım:

“Kamilet Vadisi’ne yapmaya çalışılan HES, MNG’nin bölgedeki ilk projesi değil. Daha önce yine Arhavi’de Cihani Deresi’ne büyük zarar vererek Kavak HES’ini inşa eden MNG Holding, yeterli su olmadığı için santrali tam kapasite ile çalıştıramıyor. Asgari yüzde 10 civarında olması gereken can suyu, yüzde 4-5’lerde. 

Cihani Deresi’nin HES’ten sonraki hali şöyle:

Cihani Deresi’nde asgari yüzde 10 civarında can suyu bırakılması gerekirken kısılarak yüzde 4-5’lere indirildi. 

‘Vadi adeta ağlıyor’

Kamilet Vadisi’nde yaşananları soL’a değerlendiren Arhavi Doğa Koruma Platformu Sözcüsü Akif Uyanık: ‘Vadide ciddi bir tahribat oluştu. Bölge halkı olarak defalarca bu projeyi istemediğimizi dile getirdik. Çok özel bir vadi bu proje nedeniyle zarar gördü. Yaklaşık bir aydır çamur akıyor. Vadi, adeta ağlıyor. Denizde de kirlilik yaratıyor. Bu nedenle balıkçılıkla geçinen insanlar da zor duruma düşüyor’ diyerek halka rağmen yapılan projeye tepkilerini ifade etti.

AKP yine iş başında 

İmar planının İl Genel Meclisi’nde AKP’li üyelerin oylarıyla onaylandığını söyleyen Uyanık, ‘2014 yılından imar planlarının usulsüz olduğu ya da hatalı olduğu gerekçesiyle projeyi durdurmuştuk. 2015’te de durduruldu proje. 2015 sonlarında İl Genel Meclisi’nde imar planları onaylandı, iktidar partisinin oylarıyla. 2016’da çalışmaya başladılar. Bir, bir buçuk ay öncede projenin bittiği söylendi. Biz iki defa imar planları nedeniyle durdurmuştuk projeyi ama daha sonra imar planlarına onay aldılar. 2016’dan itibaren de çalışmaya başladılar’ diye, konuştu.

Halk dereden faydalanamayacak

HES projesi nedeniyle akan çamurun halkı dereden mahrum bırakacağını ifade eden Uyanık, ‘20 kilometre çamur akıyor. Dolayısıyla Arhavi halkının ciddi bir kısmı dereden faydalanamayacak. Bölge nem oranı çok yüksek bir yer. Antalya’daki 40 derecelik sıcaklıktan, buradaki 20-25 derecelik sıcaklık daha fazla etki gösteriyor. Bir de tarım dönemi başlıyor. İnsanlar da çay, fındık topladıktan sonra yüksek nem nedeniyle yoğun bir dereye girme isteği oluyor. Bir kültürel etkinlik gibi de oluyor. Köylüler bir araya geliyorlar derede. Bundan da mahrum oluyorlar’ diye durumu özetliyor.

‘Mücadeleye devam edeceğiz’

Doğaya verilen tahribatın sorumlularının cezalandırılmasını istediklerini de belirten Uyanık sözlerini, ‘Biz bir an önce bu projenin doğaya verdiği zararın sorumlularının ceza almasını istiyoruz. Üretimin derhal durdurulmasını istiyoruz. Kamilet Vadisi ve hemen yanı başında benzer özelliklere sahip Durğuna Vadisi acilen koruma altına alınmalı. Arhavi İlçesi’nde hâlâ yapılması planlanan HES projeleri olduğunu biliyoruz. Bunlar acilen iptal edilmeli. Doğa artık yeni tahribatları kaldıramaz. Konunun takipçisi olacağız, mücadelemize devam edeceğiz. Bölgede taş ocakları var. Doğaya ciddi zarar veriyor onlar da. Bunlara karşı da mücadele edeceğiz’ diyerek noktaladı.

Doğayı talan ederim, bağış da yaparım

MNG Holding’in patronu Mehmet Nazif Günal, Ertuğrul Özkök’e yaptığı açıklamada yaptığı yardımları ayrıntılarıyla aktarmaktan geri kalmadı. Kendisi Covid-19’a yakalanan Günal, Özkök’e Erdoğan’ın başlattığı yardım kampanyasına 10 milyon lira bağışladığını söylemiş, ayrıca ‘Mapa İnş. Tic. AŞ olarak İstanbul Valimizin talebi olan her hafta 50 bin koli 7 milyon TL yardım kampanyasına katıldım’ diyerek de valinin kendisinden yardım talep ettiğini dile getirmişti.

Günal’ın patronu olduğu şirketi, Kamilet Vadisi’nde yaptığı Hidroelektrik Enerji Santrali ile bölgeyi talan ederken, Artvin’in derelerini, ırmaklarını kirletiyor. Yani hem bağış yapıyor hem de salgını fırsat bilerek talandan geri durmuyor.”