Büyükada Davası başladı

11 insan hakları savunucusunun yargılandığı Büyükada Davası başladı.

Duruşma öncesi yapılan açıklamada, mahkemeye beraat kararı vermesi çağrısı yapılarak, “Türkiye’de insan hakları savunuculuğu suç olmaktan çıkarılmalıdır” denildi.

Fotoğraf: Medya ve Hukuk Araştırmaları Derneği (MLS)

İstanbul Büyükada’da Temmuz 2017’de “İnsan Hakları Savunucularının Korunması Dijital Güvenliği” başlıklı toplantıya katıldıkları gerekçesiyle haklarında “Terör örgütüne üye olmak” suçlamasıyla dava açılan 11 insan hakları savunucusunun yargılanmasına devam edildi. Çağlayan Adliyesi’ndeki İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayan 11’inci duruşmaya, tutuksuz yargılanan insan hakları savunucularının yanı sıra insan hakları örgütleri temsilcileri ve milletvekilleri de katıldı.

Dosya kapsamında İdil Eser, Özlem Dalkıran, Günal Kurşun, Veli Acu, Ali Garawi, Peter Steudtner, İlknur Üstün, Nalan Erkem, Nejat Taştan, Şehmus Özbekli ve iddianame dosyasına sonradan eklenen Uluslararası Af Örgütü Onursal Başkanı Taner Kılıç yargılanıyor.

27 Kasım 2019 tarihinde görülen duruşmada iddia makamının verdiği mütalaada, Taner Kılıç için “Silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan, Nejat Taştan, Veli Acu, Günal Kurşun, İdil Eser ve Özlem Dalkıran hakkında “Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte bilerek ve isteyerek yardım etmek” suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edilmişti. İlknur Üstün, Ali Gharavi, Peter Frank Steudtner, Nalan Erkem ve Muhammed Şeyhmus Özbek hakkında ise beraat beraat kararı verilmesi istenmişti.

Duruşma öncesi açıklama yapıldı

Duruşma öncesi Çağlayan Adliyesi önünde basın açıklaması düzenlendi. Açıklamada, Türkçe ve İngilizce “Hak savunucuları için adalet” pankartı taşındı. Eşit Haklar İçin İzleme Derneği, Hak İnisiyatifi Derneği, İnsan Hakları Derneği, İnsan Hakları Gündemi Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi, Yurttaşlık Derneği ile Kadın Koalisyonu ortak hazırladığı metin okundu.

‘5 defa savcı değişti’

Açıklamada, iki yılın avukatların ve “Sanık” konumuna düşürülen insan hakları savunucularının asılsız iddiaları çürüten delilleri dosyaya taşımakla geçtiği belirtildi. Bu süre içerisinde 5 defa savcının değiştiğine dikkat çekilen açıklamada, “Savcılığın bu süreç içerisinde dava dosyasına iddianamede yer alan suçlamalar bakımından lehte ve aleyhte herhangi bir kanıt eklemediğine şahit olduk.” denildi.

Mahkemeye beraat kararı vermesi çağrısı

Mütalaada ve dava dosyasında delillerin hiçbir biçimde değerlendirilmediğinin görüldüğünün kaydedildiği açıklamada, şunlar belirtildi:

“Büyükada davasının iddianamesinde delil olarak ortaya konulan her şeyin kovuşturma sürecinde çürütülmüş olmasına rağmen savcılık makamının bunları yok varsayan bir mütalaa hazırlaması hukuku görmezden gelmektir. Eğer davada ileri sürülen deliller değerlendirilmeyecek ise iddianamede yer alan suçlamalar o zaman kovuşturma süreçlerine niye ihtiyaç duyulmaktadır? Hukuk insanlarının keyfi davranışlardan kaçınarak meslek etiğine uygun davranma yükümlülüğü, bu tür davalarda varlığını daha da ağır hissettirmektedir.”

Mahkemeye mütalaanın hatalarını dikkate alarak beraat kararı vermesi çağrısı yapılan açıklamada, “Türkiye’de insan hakları savunuculuğu suç olmaktan çıkarılmalıdır” denildi.

Açıklamanın ardından grup duruşmaya katılmak üzere adliye binasına geçti.