Çay Üreticileri Sendikası Genel Başkanı Recep Memiş: Çay üreticileri, hasat yapacak işçi sayısının azlığı ve ÇAYKUR’un açıkladığı taban fiyattan dolayı endişeli.
Çay üreticisi Turgay Köse: Geçen yıl 2,90 lira olan çaya 3,27 lira verildi, yani 37 kuruş fark var. Bu yeterli değil çünkü çay tarımının üreticiye maliyeti 4 lira.
Tolga Güney / Rize
Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin’deki çay hasadı bu yıl koronavirüs (Kovid-19) salgını gölgesinde başladı. Hasat için bölgeye gelen işçi sayısının azlığı ve Çay Genel Müdürlüğü’nün (ÇAYKUR) açıkladığı taban fiyatı çay üreticilerini memnun etmedi. Üreticiye göre, 20 Mayıs itibariyle bölgeye yurtiçinden mevsimlik işçilerin girişlerine izin verilmesine rağmen, geçtiğimiz yıllarda on binlerce işçinin geldiği Gürcistan ve Azerbaycan sınırlarının kapalı olması bu yılki hasadı olumsuz etkileyecek. Üreticiler, yılda 3 kere yapılan hasadın ilkinin yapılmaması durumunda diğer hasatların da yapılamayacağı ve açıklanan taban fiyat sonrası ekonomik kaybın yüksek olacağı uyarılarında bulundu.
Gelen işçiler de hasada yabancı
Çay Üreticileri Sendikası (ÇAY-SEN) Genel Başkanı Recep Memiş, devam eden işçi sorunu ve açıklanan taban fiyata ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Çay hasadı için şehir dışından kontrollü olarak işçi gelmesine izin verildiğini, ancak buna rağmen bölgede ciddi bir işçi sorunu olduğunu belirten Memiş, salgından kaynaklı Gürcistan sınırının kapalı olması sorun yarattığını söyledi. Memiş, Gürcistan’da çay yetiştiği için Gürcülerin bölgeye hazır bir şekilde geldiğini, bölge illeri ve İç Anadolu’dan gelecek işçilerin çay hasadına yabancı olduğuna dikkati çekti. Memiş, iktidarın Karadeniz Bölgesi’ndeki işçi sorununu çözecek adımlar atması gerektiğini ifade etti.
Vefa grupları ile çözüm aranıyor
Doğu Karadeniz kentlerinde valiliklerin çay hasadı için açıkladığı Vefa Sosyal Destek gruplarının bu anlamda çözüm olmayacağını savunan Memiş, “Vefa timlerinin metropollerde yapılan gibi hazır gıdaların evlere dağıtılması gibi bir durum söz konusu değil. Çaya gidip insanlara 8-10 saat çay toplamak, o tür gruplar ile yapılamaz. Zaten Vefa gruplarının da kimlerden nasıl oluşturulduğunu biliyoruz. Partinin bir örgütlenme ayağı olarak siyasi bir propaganda çalışması yürütüyorlar. Sorunun çözümü için iktidardan hamaset ve şatafatlı sözlerden başka bir şey yapılmıyor” değerlendirmesinde bulundu.
Üretici ürünü ucuza satmaya mecbur bırakılıyor
ÇAYKUR tarafından açıklanan fiyatı, taban fiyat olarak görmediklerini belirten Memiş, özel sektörün de çayı açıklanan bu fiyattan alacağı anlamına gelmediğini belirtti. Bölgede çay alımı yapan en büyük özel firma olan Doğuş Çay’ın bu yıl için 3 TL’den alım başlattığını paylaşan Memiş, daha küçük tüccarların ise bu fiyatın da altında alım yaptığına işaret etti.
ÇAYKUR’un üreticiye koyduğu kotadan kaynaklı ürünün büyük kısmının özel sektöre satılmak zorunda olduğunu söyleyen Memiş, paraya ihtiyacı olan üreticilerin ürünü düşük fiyattan satmaya mecbur bırakıldığına vurgu yaptı. Taban fiyatla ilgili taleplerinin yıllık enflasyon oranı artı yüzde 25 kar payı olarak açıklanması olduğunu belirten Memiş, bu fiyatın bu sene için 4 buçuk TL olması gerektiğini ifade etti.
Örgütsüzlük memnuniyetsizliği açığa çıkarmıyor
Yaşanan durumun, çay üreticilerinin örgütsüz yapısından kaynaklandığını dile getiren Memiş, bu durumun, yaşanan memnuniyetsizliği de açığa çıkarmadığına dikkati çekti. Üreticilerin bir kısmının da siyasal iktidarı destekledikleri için tepki geliştirmediğini kaydeden Memiş, çay üreticilerinin kendi öz örgütlerini oluşturmaları ve gündem oluşturmaları gerektiğini vurguladı.
Çay Yasası’na ihtiyaç var
Çay üretiminde yaşanan sorunların çözümünü için “Çay yasasına” ihtiyaç olduğunun altını çizen Memiş, bu yasanın da devletin ve tüccarların lehine hazırlanan bir yasa değil, çay üreticilerinin de tarafı olduğu ve taleplerini dile getirdiği bir yasa olması gerektiği üzerinde durdu. Çay üreticilerinin bir diğer sorununun da tapusuz bahçeler olduğuna değinen Memiş, ÇAYKUR’un kota uygulamasından kaynaklı, tapusuz tarlalarından çıkan çayın özel sektöre satılmak zorunda kaldığını paylaştı.
ÇAYKUR kotayı düşürdü
Memiş, ÇAYKUR’un açıkladığı çay kotası hakkında ise, “ÇAYKUR bu sene ilk defa rekor bir kota açıkladı. Üreticiden dönüm başına 600 kilo alım yapacağını duyurdu. Ama arkasından, geçen sene 750 bin ton olan kendi kotasını 650 bin tona düşürdüğünü açıkladı. Burada üretici kotasının 600 kilo olmasının anlamı ne? Toplamda geçen seneye göre 100 bin ton daha az çay alınacak, ama üretici kotası 600 kiloya çıkartılıyor. Bu anlamda burada aldatıcı bir rakam var. Üreticiyi akılsız yerine koyarak kendileri komik duruma düşüyor” yorumunda bulundu.
Üreticinin kaybı büyük olacak
Rize’ye bağlı Fındıklı’da yaşayan çay üreticisi Turgay Köse ise, bölgeye mevsimlik işçi gelişlerine izin verilmesine rağmen sorunun çözülemediğini aktardı. Çay hasadının 4 ilde aynı anda başladığını kaydeden Köse, geniş bir coğrafyaya yayılan bu ürünün hızlı şekilde hasadının yapılmaması durumunda ürün kaybı yaşanacağı uyarısında bulundu. Yaşanan işçi sorunundan kaynaklı üreticinin ekonomik kaybının büyük olacağını dile getiren Köse, bu sorunun çözülmesi için adımlar atılmasını istedi.
‘Kota ve kontenjanlar kaldırılsın’
Açıklanan yaş çay alımı taban fiyatını da değerlendiren Köse, “Zaten maliyetin çok çok altında bir fiyat. Geçen yıl 2,90 lira olan çaya bu yıl 3,27 lira verildi. Yani arada 37 kuruş gibi bir fark var. Bu fark hiçbir şekilde üreticiyi tatmin etmiyor. Çünkü şuan çay tarımın üreticiye olan maliyeti 4 lira civarındadır. Dolayısıyla çay üreticisi şuan açıklanan taban fiyatla zarar pozisyonunda, buna bir de işçi sorunu eklendiğinde bu zararlar daha da katlanacak gibi gözüküyor” diye konuştu.
‘Borçlar faizsiz ertelenmeli’
ÇAYKUR tarafından uygulanan kota ve kontenjanların kaldırılmasını talep ettiklerini belirten Köse, şöyle devam etti:
“Çay alım politikasının emekçilerin lehine olmasını talep ediyoruz. Bir de bu dönemde pandemi dolayısıyla gerekli tedbirlerin alınmasını istiyoruz. Üreticilerin bankalara ve tarım, kredi kooperatiflerine olan borçlarının faizsiz bir şekilde ertelenmesini talep ediyoruz. Bu taleplerimizi direkt olarak tarım bakanlığı ve devletten istiyoruz.” MA