CHP’den İzmir deprem raporu: Çözüm için 11 öneri

CHP’nin İzmir depremine ilişkin hazırladığı raporda, İzmir’in imar barışından en fazla faydalanan ikinci şehir olduğu hatırlatılarak, İzmir’de 672 bin 211 bağımsız birimin imar barışından yararlandığı kaydedildi.

Raporda, çözüme ilişkin 11 öneri arasında, bağımsız bir deprem kurulu oluşturulması, toplanan deprem vergilerinin depremin zararlarını azaltacak tedbirler için kullanılması da yer aldı.

Fotoğraf: AA

CHP Basın Biriminden yapılan açıklamaya göre, CHP, 30 Ekim’de İzmir’in Seferihisar ilçesi açıklarında meydana gelen depremin ardından rapor hazırladı. Raporda, İzmir’de depremin ikinci gününden itibaren 8 genel başkan yardımcısı ve 91 milletvekili, İzmir il ve ilçe örgüt yöneticileri, CHP’li belediye başkanlarının yer aldığı ekiple kriz yönetimine katkı sağlanmaya çalışıldığı belirtildi.

‘Bölgeye ilk İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye ekipleri ulaştı’

Acil durumlara müdahale, normal yaşama dönme ve rehabilitasyon çalışmalarına yer verilen raporda, depremin hemen ardından bölgeye ilk olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye ve Arama Kurtarma ekiplerinin ulaştığı belirtildi. Raporda, ilk müdahalede enkaz altındaki 55 yurttaşın İzmir Büyükşehir Belediyesi ekipleri tarafından sağ olarak çıkartıldığı kaydedildi.

‘Bir Kira Bir Yuva’ ile 2 bin ailenin 5 aylık kirası ödenebilecek

Raporda, İzmir Büyükşehir Belediyesi hariç toplam 55 belediyenin İzmir için çeşitli yardımlarda bulunduğu belirtildi. İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatılan “Bir Kira Bir Yuva Kampanyası”nda dün itibarıyla 20 milyon 75 bin lira toplandığına vurgu yapılan raporda, bu rakam ile 2 binin üzerinde ailenin 5 aylık kirasının ödenebileceği aktarıldı.

‘Bakanlıkça önleyici tedbirlere başvurulmaması ihmaldir’

Rıza Bey, Doğanlar ve Karagül apartmanları hakkında Bayraklı Belediyesi Deprem Etüt Merkezi tarafından hazırlanan raporlarda, bu binaların çürük oldukları, güçlendirilmeleri gerektiği yönünde görüş bildirildiği, binaların zemin yapısındaki sorunlara da işaret edildiği ifade edildi. Raporda şu ifadeler yer aldı:

“Bu binaların riski yapı statüsüne kavuşabilmeleri için illa ki yurttaşlar tarafından bir başvuru yapılmasını beklemek ihmalleri ortaya koymaktadır. Uygulamada, yapı denetimin özelleştirilmiş olması da denetimsizliğin boyutunu artırmaktadır. Son yıllarda sık sık deprem yaşayan İzmir’de, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca resen araştırma yapılmamış olması, önleyici tedbirlere başvurulmaması ihmaldir.”

‘İmar barışından en fazla faydalanan ikinci şehir’

İzmir’in imar barışından en fazla faydalanan ikinci şehir olduğuna dikkat çekilen raporda, İzmir’de 672 bin 211 bağımsız birimin imar barışından yararlandığı belirtildi. Raporda, mevzuata göre, imar barışı kapsamında yapı kayıt belgesi verilen yapılarda, afete karşı dayanıklı olup olmadığı konusunda bir inceleme yapılmadığına vurgu yapıldı.

Raporda, imar barışından faydalanan yapı sahibinin beyanlarının esas alınarak kayıt altına alma işleminin düzenlendiğine işaret edildi.

11 maddede çözüm önerileri

Raporda, depreme dirençli kentlerin inşası için afetlerin fiziki, doğal, tarihi ve kültürel ve ekonomik zararlarının azaltılmasına ilişkin önleyici tedbirlerin güçlendirilmesi gerektiği belirtilerek, afet riski azaltma politikalarının belirlenmesi, imar uygulamaları gibi öncelikli uygulamalarda Afet Riskini Azaltma politikalarına göre hareket edilmesi önerileri yer aldı. Raporun son bölümünde, çözüm önerileri 11 maddede şöyle sıralandı:

  • Fay Kanunu Teklifi bir an önce kanunlaştırılmalıdır. 
  • Bağımsız bir deprem kurulu oluşturulmalıdır.
  • Toplanan deprem vergileri depremin zararlarını azaltacak tedbirler ve deprem sonrasındaki normale dönüş ile rehabilitasyon çalışmaları için harcanmalıdır.
  • Ön tedbirlilik ilkesi gereğince, Afet Riskini Azaltma politikaları belirlenmeli, imar uygulamaları gibi öncelikli uygulamalarda Afet Riskini Azaltma politikalarına göre hareket edilmelidir.
  • Büyükşehir belediyeleri bünyesinde Deprem ve Aşırı Doğa Olayları ile Mücadele Daire Başkanlıkları, il ve ilçe belediyeleri bünyesinde Deprem ve Aşırı Doğa Olayları İle Mücadele Müdürlükleri kurulmalıdır. 
  • Afetlere karşı dayanıksız yapı stokunun iyileştirilmesi ve kentsel dönüşüm uygulamaları yapılırken, soylulaştırma, zorla tahliye, mülkiyet hakkı ihlali, borçlandırma gibi davranışlardan kaçınılmalı, yurttaşların sağlık ve konut haklarını tesis edecek adil uygulamalar geliştirilmelidir.
  • Afet riski tespitlerinin bilimsel ve objektif verilere göre hazırlanan raporlarla yapılması, bu raporların neticelerine göre iyileştirme ya da kentsel dönüşüm uygulamalarının yapılıp yapılmamasına karar verilmelidir. Bu kapsamda fay hattı üzerindeki tüm yerleşim birimlerinde bulunan yapı stokunun risk analizi bir an evvel yapılmalıdır.
  • Kamusal müşterek alanlar, afet durumlarında kullanılabilecek mekanlar olarak kurgulanmalıdır. 
  • Arama kurtarma ekiplerinin personel sayıları artırılmalı, afetle mücadele sırasındaki temel ihtiyaçlarını gidermeye yönelik koşullar iyileştirilmelidir.
  • İzmir Seferihisar merkezli deprem nedeniyle oluşan mağduriyetlerin giderilmesi zarar gören yerleşim alanları ve yurttaşlara herhangi bir ayrım gözetmeksizin eşit hizmet sunulmalı, mağduriyetleri oranında eşit koşullarda kamu hizmetlerinden yararlandırılmaları sağlanmalıdır. Deprem sonrasında evleri oturulmaz hale gelen mülkiyet sahibi ve kiracı yurttaşlara barınma imkanları sunulmalı, zararları tazmin edilmeli, eşya ve kira yardımı yapılmalıdır.

Kaynak: AA