ÇMO’nun mücadelesi sonuç verdi: Tuz Gölü madencilik derdinden kurtuldu

Tuz Gölü’nde daha fazla tuz çıkarılması için 10 yeni tesis kurulmasına karşı ÇMO’nun verdiği kararlı mücadele sonucunda Danıştay gölün kamu lehine korunmasına karar verdi.

Kararı “tarihi karar” olarak değerlendiren ÇMO Odası Başkanı Bozoğlu, “Tuz Gölü yoğun madencilik derdinden kurtuldu.” dedi.

Şimdi yapılması gerekenin gölün üzerinde yaratılan tahribatın kaldırılması olduğunu belirten Bozoğlu, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı umarım bu sefer görevini yapar.” dedi.

Tuz Gölü’nün parsel parsel bitirilmesi hukuk mücadelesiyle sonlandırıldı. Fotoğraf: ÇMO

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu, Tuz Gölü’nün yok olma tehlikesine karşı yürüttükleri uzun mücadele sonucunda Danıştay’ın Tuz Gölü’nün korunmasına karar verdiğini bildirdi. Konuya ilişkin açıklama yapan Bozoğlu, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde, uzun ve yoğun bir çabanın olumlu sonuçlarını almanın haklı ve gururlu mutluluğunu yaşadıklarını belirtti.

Bozoğlu, “Büyük emek vererek Tuz Gölü’ndeki hukuksuzluğu, bilim dışılığı, doğanın yok oluşunu tespit etmiş ve hatalı projeleri dert edip kamuoyunun gündemine getirmiştik. 2014’de, Tuz Gölü’nde bir basın toplantısı ile Tuz Gölü’nün yok olma tehlikesini ifade etmiş ve ilgilileri bu hatalı karardan dönmeye davet etmiştim.” diye kaydetti.

‘Bakanlık uygulamaları hatalı çalışmaların önünü açtı’

Bozoğlu, Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu’nun 11 yeni madencilik projesini durdurma çağrısına ve ÇED olumlu kararlarının her defasında iptal edilmesine rağmen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın uygulamaları ile bu hatalı çalışmaların önünü sürekli açmaya çalıştığını belirtti.

‘Tuz Gölü madencilik derdinden kurtuldu’

Artık herhangi bir hukuki tartışmaya dahi konu olamayacak bir karar verildiğini ifade eden Bozoğlu, “Tuz Gölü yoğun madencilik derdinden kurtuldu. Artık Tuz Gölü’nde yeni bir madencilik faaliyeti yapılamayacak.” diye ifade etti.

‘Tuz Gölü parsel parsel bölündü’

Tuz Gölü. Fotoğraf: ÇMO

Tuz Gölü’nün korunması için verdikleri mücadele sürecini aktaran Bozoğlu, “Tuz Gölünde daha fazla tuz çıkarılması için 2011 yılında ihale yapıldı. Tuz Gölü 10 yeni tesis kurulması için tabiri caizse ‘parsel parsel’ bölündü. 1. Derece Sit alanı olmasına ve 1/50.000 ölçekli planda yeni madencilik faaliyetinin yer almamasına rağmen.” dedi.

‘3 defa ÇED raporu iptal edildi’

Plana uygun olmamasına rağmen ihale edilen sahalara yönelik Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu hazırlandığını ifade eden Bozoğlu, “Bu raporlar çevre mevzuatı konusunda da uzman olan Avukat Şevket Salman’ın çabaları ile iptal edildi. Yeni ÇED raporları hazırlandı, Bakanlık bu raporları da onayladı, dava edildi, mahkeme yine iptal etti. Tesislerin 3 defa ÇED raporu iptal edildi.” diye belirtti.

‘Bakanlık tesislerin kurulması için projeye göre plan yaptı’

Bozoğlu, şunları kaydetti: “Bilirkişi raporlarındaki uyarılara, yeni tesis yapılırsa gölün yok olacağına dair bilimsel çalışmalara, Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu’nun kararına rağmen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu tesislerin kurulması için 6 Mayıs 2013 tarihinde 1/50.000 ölçekli Tuz Gölü Özel Çevre Koruma Bölgesi Çevre Düzeni Planı Değişikliği yaptı. Plana göre proje yapılması gerekirken, projeye göre plan yapıldı.”

‘ÇMO 2014 yılında planın iptali için sürece dahil oldu’

Çevre mühendislerinin 6 yıllık mücadelesi sonuç verdi.

Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) olarak 2014 yılında bu büyük yıkımın olmaması ve planın iptali için sürece müdahil oldukları ifade eden Bozooğlu, “Davaya müdahil olmamız ve konuyu gündeme alarak, toplumu bilgilendirme çalışmalarımız sonuç verdi ve söz konusu plan Danıştay 6. Dairesi tarafından iptal edildi.” diye kaydetti.

‘Danıştay’ın iptal kararı Bakanlıkça temyiz edildi’

Ancak Bakanlığın yine durmadığını ifade eden Bozoğlu, “Tuz Gölünün korunması hususunda Danıştay 6. Dairesi tarafından verilen bu önemli karar, Bakanlıkça temyiz edildi ancak Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından temyiz başvurusu reddedilerek iptal kararının onanmasına karar verildi.” dedi.

‘Üstün kamu yararı doğrultusunda lehe sonuçlandı’

Dava sürecinde son olarak Bakanlığın Karar Düzeltme Başvurusunun da İdari Dava Daireleri Kurulu Kararı ile reddedildiğini kaydeden Bozoğlu, “Tuz Gölünün korunmasındaki üstün kamu yararı doğrultusunda lehe sonuçlanarak kesinleşmiş ve karar tarafımıza ulaşmıştır.” diye kaydetti.

 ‘Bu karar tarihi bir karardır’

Bozoğlu, şunları ifade etti: “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, birçok mahkeme kararı, bilirkişi raporu, birçok üniversitenin verdiği bilimsel raporlara rağmen ısrarla bu hatalı projelerin yapılması ve Tuz Gölü’nün riske atılması için verdiği çabayı çevre koruma için vermiş olsaydı bugün birçok deremiz daha temiz akabilir, havamız daha temiz olabilirdi. Bu karar tarihi bir karardır. Çevre sorunlarını dert ettiğimizde, bilimsel, objektif ve kamu yararı gözeterek meselelere yaklaştığımızda ve kararlı olduğumuzda, yılmadığımızda ülkemizi, toprağımızı, gölümüzü, dünyayı koruyabileceğimizi gördük.

‘Meslek odalarının ne kadar gerekli olduğunu göstermiş olduk’

Bozoğlu, aynı zamanda, meslek odalarının Türkiye’deki demokrasi, katılımcılık, kamu yararı için ne kadar değerli ve gerekli olduğunu da bir kez daha göstermiş olduklarına işaret etti.

‘Şimdi yapılması gereken tahribatı gölün yüzeyinden kaldırmak’

Şimdi yapılması gerekenlere değinen Bozoğlu, şöyle devam etti: “Hukuksuz bir şekilde gölün üzerine hafriyat yığınları yaparak kurulan onlarca kilometrelik, gölün gözelerini kapatan, tahribat yaratan seddelerin ve diğer inşaat kalıntılarının gölün yüzeyinden kaldırılmasıdır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı umarım bu sefer görevini yapar ve bu yıkımın etkilerinin azaltılması için başa harcar. Ve bu olayların bir daha yaşanmaması için, hatalı kararları veren ve bu hatalı kararda ısrar edenlerin de topluma hesap vermesi gerekir.”

2020 yılının Dünya Çevre Günü temasının biyoçeşitlilik olarak belirlendiğini hatırlatan  Bozoğlu, “Tam da bu temaya uygun, Tuz Gölü’nün biyoçeşitliliğinin korunmasını sağlamanın haklı gururunu yaşıyoruz. Ülkemize ve tüm dünyaya hayırlı olsun.” dedi.

 Bozoğlu, açıklamasında Danıştay kararındaki gerekçeleri de paylaştı.