Cumartesi Anneleri, 24 Nisan 1915 tarihinde İstanbul’da evlerinden gözaltına alındıktan sonra bir daha kendilerinden haber alınamayan Ermeni aydınların akıbetini sordu.
Cumartesi Anneleri, 174 kişinin bir mezar taşları bile olmadan yok edildiğine vurgu yaparak, “Unutturmaya karşı hatırlamayı, inkara karşı hakikati, cezasızlığa karşı adaleti savunmayı sürdüreceğiz.” dedi.
Cumartesi Annelerinin adalet arayışı 839’uncu haftasında. Her hafta Cumartesi günü saat 12.00’de Galatarasay Meydanı yasak olduğu için İHD İstanbul Şubesi önünde bir araya gelen Cumartesi Anneleri, salgın nedeniyle kayıplarının akıbetlerini sosyal medya üzerinden canlı yayınla sormaya devam ediyor.
Cumartesi Anneleri, bu hafta, 106 yıl önce İstanbul’da evlerinden gözaltına alındıktan sonra bir daha kendilerinden haber alınamayan Ermeni aydınların akıbetini sordu.
Rober Koptaş: 24 Nisan da tıpkı Cumartesi Annelerinin mücadelesi gibidir
Cumartesi İnsanları’ndan Rober Koptaş, birçok aydının bulunduğu Ermeni grubunun İstanbul’da gözaltına alındığını, bir gün gözaltında bekletildikten sonra trenlerle Çankırı ve Ankara’ya gönderildiklerini anlattı. Tren yolculuğundan sonra gruptan bir kısım insanın döndüğünü, bir kısmının ise hayatını kaybettiğini aktaran Koptaş, hayatını kaybedenlerin büyük çoğunluğunun aydın sınıftan olduğunu söyledi. Koptaş, bunun bilinçli işlenen bir “soykırım” olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“Böylelikle Anadolu’daki Ermeni kesim son buldu. Öldürülenlerin mezar taşı olmadı ve emri verenler cezasız kaldı. Onların katillerinin yargılanmaması başka katliamların yolunu açtı ve bu ülkede barışı imkansız kıldı. 24 Nisan da tıpkı Cumartesi Annelerinin mücadelesi gibidir. Ermeni halkının Galatasaray Meydanıdır.”
Aysel Ocak: 24 Nisan’ın devamını yaşıyoruz
Gazi Mahallesi olayları sonrası gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Hasan Ocak’ın kardeşi Aysel Ocak da, Ermeni halkının en parlak beyinlerinden olan insanların kaybedildiğini belirtti. Ocak, katliamlarla bir yüzleşme olmadığını belirterek, “24 Nisan bu ülkede kaybetmelerin başlangıcıdır. Bugün 24 Nisan’ın devamını yaşıyoruz. Onlar gibi olmayanları kaybediyor, katlediyor, baskılıyorlar. Fakat hesabını soranlar da var” ifadelerini kullandı.
‘İçişleri Bakanı emriyle operasyon başlatıldı’
Bu haftaki açıklamayı ise Cumartesi Anneleri adına İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi yöneticilerinden Sevinç Koçak okudu. Koçak, toplumsal bellekten silinmek istenen bir geçmiş olduğunu ve bunun ağır insan hakkı ihlalleri ile dolu olduğunu vurguladı.
Failleri yargılamayanların bugün cezasızlık döngüsüyle “adalet krizinin” temelini oluşturduğuna dikkati çeken Koçak, İstanbul’da gözaltında kaybedilen Ermenilere ilişkin şu bilgileri aktardı:
“24 Nisan 1915 gecesi İttihat ve Terakki hükümetinin İçişleri Bakanı Talat Bey’in emriyle İstanbul Emniyeti tarafından bir operasyon başlatıldı. Operasyonu İstanbul Emniyet Müdürü Bedri Bey yönetti. Siyasi Şube Müdürü Mustafa Reşat Bey yönetiminde önceden hazırlanan Tutuklanacak Ermeni’ler Listesine göre polisler gece yarısından sonra insanları evlerinden ‘İfadeniz var bir saat içinde geri döneceksiniz’ diyerek götürdü. 24 Nisan 1915’de başlatılan bu operasyon kapsamında birçok insan İstanbul’un çeşitli semtlerinde gözaltına alındı.”
‘174 kişi bir mezar taşları bile olmadan yok edildiler’
Gözaltına alınanların önce semt karakollarına oradan da Sultanahmet’teki Merkez Cezaevi’ne nakledildiklerini belirten Koçak, şöyle devam etti:
“25 Nisan 1915 tarihinde Cezaevi Müdürü İbrahim Bey nezaretinde ve güvenlik güçleri eşliğinde özel bir trenle yola çıkarıldılar. Tutuklular önce tren sonra at arabalarıyla Ayaş ve Çankırı’ya sevk edildiler. Daha sonraki günlerde İstanbul’da devam eden tutuklamalarla Çankırı’ya getirilenlerin sayısı 158 kişiye, Ayaş’a getirilenlerin sayısı 92 kişiye çıktı. Gözaltına alındıkları andan itibaren başlarına geleceklerden hükümetin sorumlu olduğu bu insanlardan 174’ü bir mezar taşları bile olmadan yok edildiler.”
Devlet gözetiminde kaybedilen insanlar için, “Onların hakikati resmi tarihten düşürüldü” diyen Koçak, tüm kayıpları hakikat ve adalet mücadelelerinde yaşatacaklarını belirtti. Koçak, “Unutturmaya karşı hatırlamayı, inkara karşı hakikati, cezasızlığa karşı adaleti savunmayı sürdüreceğiz.” dedi.
MA – İSTANBUL