Cumartesi Anneleri gözaltında kaybedilen Murat Yıldız’ın akıbetini sordu

Cumartesi Anneleri, İzmir’de 26 yıl önce 19 yaşındayken ifade vermek için polis merkezine gittikten sonra bir daha haber alınamayan Murat Yıldız’ın akıbetini sordu.

Cumartesi Anneleri, Anayasa Mahkemesi’nin Murat Yıldız dosyasında devam eden ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yolu açmasını istedi.

Cumartesi Annelerinin adalet arayışı 830’uncu haftasında. Her hafta Cumartesi günü saat 12.00’de Galatarasay Meydanı yasak olduğu için İHD İstanbul Şubesi önünde bir araya gelen Cumartesi Anneleri, salgın nedeniyle kayıplarının akıbetlerini sosyal medya üzerinden canlı yayınla sormaya devam ediyor.

Cumartesi Anneleri bu hafta, 23 Şubat 1995 tarihinde 19 yaşında iken İzmir’de ifade vermek için polis merkezine gittikten sonra bir daha kendisinden haber alınamayan Murat Yıldız’ın akıbetini sordu. 

Hanife Yıldız: Yıllarca evladıma hasret bıraktılar şimdi de mezarına

Cumartesi Anneleri Hanife Yıldız

Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız, Cumartesi Annelerinden bazılarının yakınlarına kavuşamadan yaşamını yitirdiğinin altını çizerek, “Bizimle mücadele eden ve aramızdan ayrılanların gözleri açık gitti. Bu annelere yapılmış en büyük zulümdür. Tüm annelerin acılarını paylaşıyorum.” dedi. Cumhuriyet savcılarına seslenen Hanife Yıldız, şunları kaydetti:

“Oğlumu kaybedenler belli. Bizler bunları yaşarken, yakınlarımızı sorarken yakınlarımızı kaybedenler değil bizler sorgulandık. Bugün bizim yanımızda olan ve olmayan insanlar hep susturuldu. Karşımıza hep polis gücü çıktı. Biz adalet istiyoruz. Kaybedilen insanların akıbetini istiyoruz. Bunları ortaya çıkarmak savcıların elindedir. Biz adalete susamışız. Bu insanlar nasıl kaybedildi? Benim analık hakkımı elimden aldılar. Ben sadece bir mezar istiyorum. Yıllarca bakıp büyüttüğüm evladıma hasret bırakıldım. Şimdi de mezarına hasret bırakıyorlar.”

Gülseren Yoleri: Murat gibi dosyası da kaybedildi

İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri

Daha sonra konuşan davanın avukatı İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, Murat Yıldız’ın sadece ifade vermek için karakola gittiğini ama bunun yeterli olmadığını İstanbul’a götürülmesi gerektiğini polislerin kendisine aktardığını söyledi.

Yıldız’ı İstanbul’a götüren iki polis hakkında bir dava açılarak para cezası verildiğini ancak bu cezanın da daha sonra kaldırıldığını belirten Yoleri, şunları aktardı:

“Olayın üzerinden 20 yıl geçtiğinde dosyada ne tür gelişmeler olduğunu araştırdığımızda savcılık dosyasının olayın ilk olduğu tarihte intihar kaydıyla kapatıldığını gördük. Yani savcılık Murat’ı hiç aramamıştı. Bunun üzerinden dava dosyasına ulaşmaya çalıştık. Buna ulaştığımızda da dosyanın yerinde olmadığını gördük. Önce ‘arşivdedir’ denildi, daha sonra yakılan dosyalar arasında olduğu ifade edildi. Ama imha edilen dosyaların içinde de olmadığını öğrendik. O zaman yaptığımız bir çok girişimde gördük ki Murat gibi dosyası da kaybedildi.”

‘AYM ve AİHM’le hukuki girişimlerimiz devam ediyor’

İtirazları sonucu dosyanın açıldığını ancak 2 yıl içinde takipsizlikle sonuçlandığına vurgu yapan Yoleri, “Buna itiraz ettik fakat reddedildi. AYM ve AİHM’le hukuki girişimlerimiz devam ediyor.” dedi.

Cumartesi İnsanları’ndan Fatma Baçaru

Haftanın basın açıklamasını okuyan Cumartesi İnsanları’ndan Fatma Baçaru, Türkiye’de bağımsız ve tarafsız bir yargı sistemi olmadığı için gözaltında kaybedilen insanlarla ilgili hakikate ve adalete ulaşmalarının mümkün görünmediğini belirtti. Baçaru, “Her cumartesi kamuoyu ile paylaştığımız gözaltında kaybedilen insanlarımızla ilgili dosyalar bu iddiamızın kanıtıdır.” dedi.

‘Murat ifade vermek için Polis Merkezine gitti’

Murat Yıldız’ın gözaltına alınarak kaybedilme sürecine ilişkin Baçaru, şunları ifade etti:

“Yıldız, İzmir’de annesi ile birlikte yaşıyordu. Bir cafede otururken çıkan tartışmada silahla havaya ateş ederek olay yerinden uzaklaştığı için polis tarafından aranmaya başladı. Annesi Hanife Yıldız’ı karakola götüren polisler ‘Murat hemen gelip teslim olursa ifade vererek serbest kalacak’ dedi. Bunun üzerine 23 Şubat 1995 tarihinde Murat Yıldız, avukatı, kuzeni ve annesi ile birlikte, İzmir Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi’ne giderek Komiser Ramazan Kaya ile polis memuru Tahir Şerbetçi’ye teslim oldu.”

‘Murat’ın feribottan denize atlayarak kaçtığı iddia edildi’

Aradan 3 gün geçtiği halde Murat Yıldız’ın eve dönmemesi üzerine annesi Hanife Yıldız’ın Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi’ne gittiğini ancak sorularına net yanıtlar alamadığını belirten Baçaru, “Çelişkili açıklamalar karşısında Hanife Yıldız ısrarını sürdürünce yetkililer, Murat’ın emniyette verdiği ifadesinde silahı İstanbul Kartal’da sakladığını söylediği için onu polisler Tahir Şerbetçi ve Şah İsmail Öztürk nezaretinde İstanbul’a gönderdiklerini, yolda Murat’ın feribottan denize atlayarak kaçtığını ve tüm aramalara rağmen bulunamadığını iddia ettiler.” dedi.

Anne Hanife Yıldız’ın “Oğlum kendi isteğiyle teslim oldu. Hapis cezasını bile gerektirmeyen bir suç isnadı karşısında neden kaçsın?” itirazının boşlukta kaldığını belirten Baçaru, “Hanife Yıldız’ın tek çocuğu Murat’tan bir daha haber alınamadı.” diye kaydetti.

Polislere ‘görevi ihmalden’ para cezası!

Anne Hanife Yıldız’ın Bornova ve Gebze Cumhuriyet Başsavcılıklarına başvurduğunun altını çizen Baçaru, “Gebze 2. Asliye Ceza Mahkemesi, 5 yıl süren yargılama sonucunda Murat Yıldız’ın feribottan atladığını gören tanık olmamasına rağmen sanık polislerin beyanını esas aldı ve onlara yalnızca ‘görevi ihmal’den günümüz parasıyla 1 lira 18 kuruş para cezası verdi. Aynı mahkeme 2007 yılında da polislerin görevi ihmalden aldığı ceza ile ilgili davanın bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verdi.” şeklinde konuştu.

İHD avukatı Gülseren Yoleri’nin 2015 yılında Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak Murat Yıldız için yeniden soruşturma açılmasını talep ettiğini aktaran Baçavur, “Açılan soruşturma 2 yıl sonra takipsizlikle sonuçlandı. Takipsizlik kararına yapılan başvuru da reddedildi. Dava Anayasa Mahkemesi’ne taşındı.” dedi.

‘AYM yeniden yargılama yolunu açmalıdır’

Gözaltına alınan kişilerin devletin koruması altında olduğuna ve yetkililerin bu kişileri korumakla sorumlu olduğuna vurgu yapan Baçaru, şöyle devam etti:

“Gözaltına alındıktan sonra akıbeti belli olmayan, aradan geçen 26 yıla rağmen kendisinden haber alınamayan Murat Yıldız’ın yaşamından devletin sorumlu olduğu açıktır. Murat Yıldız’ın gözaltında kaybedilmesi ile ilgili soruşturma ve kovuşturma onun başına ne geldiği konusuna açıklık getirmek ve faillerin cezalandırılmasını sağlamak için gerekli özen ve azim ile yürütülmemiştir. Bu yüzden Anayasa Mahkemesi dosyada devam eden ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yolunu açmalıdır.”

MA – İSTANBUL