Cumartesi Anneleri Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ün akıbetini sordu

Cumartesi Anneleri adalet arayışlarının 789’uncu haftasında 28 yıl önce gözaltında kaybedilen üniversite öğrencileri Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ün akıbetini sordu.

Açıklamayı okuyan sinema sanatçısı Sürer, Yaman ve Gül’ün gözaltına alındıktan sonra ormanlık bir alanda infaz edildikleri itiraflarına rağmen sorumluların yargılanmadığını belirtti.

Fotoğraf: MA

Cumartesi Anneleri adalet arayışlarına 789’uncu haftada da devam etti. Her hafta Cumartesi günü saat 12.00’de Galatarasay Meydanı yasak olduğu için İHD İstanbul Şubesi önünde bir araya gelen Cumartesi Anneleri, salgın nedeniyle kayıplarının akıbetlerini sosyal medya üzerinden canlı yayınla soruyor.

Bu hafta gözaltında kaybedilişlerinin 28’inci yılında İstanbul Üniversitesi Teknik Bilimler Mesek Yüksekokulu öğrencisi 22 yaşındaki Hüsamettin Yaman ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğrencisi 21 yaşındaki Mehmet Soner Gül’ün akıbeti soruldu.

Adalet arayışı etkinliğini yöneten Hasan Ocak’ın ablası Maside Ocak, bu hafta Yaman ve Gül’ü “unutmadık”larını diyeceklerini belirtti. Yarın Anneler Günü olduğunu hatırlatan Ocak, sözü 1993 yılında gözaltında kaybedilen Özgür Gündem gazetesi muhabiri Ferhat Tepe’nin annesi Zübeyde Tepe’ye verdi.

Zübeyde Tepe

Zübeyde Tepe: Çocuklarımızı neden öldürdüler?

Zübeyde Tepe, “Çocuklarımızı neden kayıp ettiler? Çocuklarımızı neden öldürdüler? Katiller nerede? Neden onları aramıyorlar? Çocuklarımızın suçu neydi?” diye sorarak konuşmasına başladı. Tepe, yarın Anneler Günü olduğunu hatırlatarak, “Anneler için en güzel şey çocuklarının acılarını hiç görmesinler. Anneler hiç ağlamasın. Hiçbir evladı ölmesin. Anneler Günü’nde çocuklarımızın bize bir çiçek getirmesini istiyorduk.” dedi. Zübeyde Tepe, kayıplar için mücadelelerine devam edeceklerini belirtti.

Feyyaz Yaman: 28 yıldır sormaya devam ediyoruz

Daha sonra Hüsamettin Yaman’ın abisi Feyyaz Yaman konuştu. Kardeşi kaybedildiğinde 22 yaşında olduğunu belirten Feyyaz Yaman, onuyla ilgili bütün hukuki mercileri zorladıklarını, devlet sorumlularının ve olayın faillerinin “haberleri olmadığını” tekrarlayıp durduklarını söyledi. Feyyaz Yaman şöyle konuştu:

“Biz de tam 22 yaşındaki bir çocuğun yaşından 28 yıl sonra bu arayışın davanın sahipleri olarak halen sormaya devam ediyoruz. Ayhan Çarkın’dan, Reşat Altay’dan, Mehmet Eymür’den, Mehmet Ağar’dan, dönemin bütün sorumluları herkes bu adaletsizliğin ve hukuksuzluğun sorumlusudur. Ve bu sorumluluk aydınlanıpta adalet ve vicdanlarda huzura kavuşmadığı sürece bu arayış devam edecektir.”

Sinema sanatçısı Nur Sürer

Nur Sürer: Gözaltında kayıplar gerçeğini hatırlatmaya devam edeceğiz

Daha sonra basın açıklamasını sinema sanatçısı Nur Sürer okudu. “Yarın Anneler Günü. Kutuplaştırıcı siyasetin anneliği de ‘makbul’ ve ‘sözde’ olarak ayrıştırdığı bir iklimde hiçbir anneye evlat acısı yaşatılmaması temennisinde bulunuyoruz” diyen Sürer, unutturulmak istenen gözaltında kayıplar gerçeğini hatırlatmaya devam edeceklerini söyledi. Sürer, Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ün kaybedilme hikayesini şöyle aktardı:

“4 Mayıs 1992 tarihinde Hüsamettin Yaman’ın abisi Feyyaz Yaman’ı işyeri telefonundan arayan bir kişi ‘Hüsamettin, Soner Gül ile birlikte Fındıkzade’de gözaltına alındı. Hayatlarından endişe ediyoruz. Bir an önce emniyete başvurun’ dedi. Her iki aile, önce İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne ardından devletin ilgili tüm kurumlarına başvurdu. Aileler İHD ve Af Örgütü’ne çeşitli girişimlerde bulundu. Ancak Hüsamettin ve Soner’in gözaltına alındığı kabul edilmedi. Girişimlerini sürdüren Yaman Ailesi, 2 yıl boyunca polis takibinde tutuldu. 19 Aralık 2011 tarihinde özel harekât polisi Ayhan Çarkın’ın infazlar ve kayıplarla ilgili itirafları yayınlandı. Çarkın, itiraflarında Hüsamettin Yaman ve Soner Gül’ü gözaltına aldıktan sonra ormanlık bir alanda sorguladıklarını ve infaz ettiklerini açıkladı. Onların son sözlerinin ‘İnsanlık onuru işkenceyi yenecek!’ olduğunu söyledi.”

‘İtiraflara rağmen sorumlular yargılanmadı’

Ayhan Çarkın’ın itiraflarına rağmen sorumluların yargılanmadığına işaret eden Sürer, “Devletler, zorla kaybedilen kişilerin akıbetini ve yerini saptamak, sorumluları belirlemek ve yargılamak zorundadır” dedi.

Sürer, Yaman ve Gül’ün akıbetlerini saptama, sorumlularını cezalandırma görevinin yerine getirilmesi çağrısında bulunarak, “Hüsamettin Yaman ve Soner Gül için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz!” diye konuştu.