Cumartesi Anneleri, Süleyman Cihan için adalet istedi

Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 801’inci haftasında, gözaltına alındıktan sonra “meçhul kişi” olarak defnedilmiş şekilde cenazesi bulunan Süleyman Cihan (32) için adalet istedi.

Açıklamada, dava dosyasının zaman aşımı gerekçesiyle kapatılmasına tepki gösterilerek, insanlığa karşı işlenmiş suçların zaman aşımına tabi tutulamayacağına vurgu yapıldı.

Cumartesi Anneleri adalet arayışlarına 801’inci haftada da devam etti. Her hafta Cumartesi günü saat 12.00’de Galatarasay Meydanı yasak olduğu için İHD İstanbul Şubesi önünde bir araya gelen Cumartesi Anneleri, salgın nedeniyle kayıplarının akıbetlerini sosyal medya üzerinden canlı yayınla soruyor. Bu haftaki eylemde 29 Temmuz 1981 tarihinde gözaltına alındıktan sonra cenazesi bulunan Süleyman Cihan’ın (32) faillerinin yargılanması istendi.

Ahmet Cihan: Soruşturma hiçbir delil dikkate alınmadan kapatıldı

İlk olarak konuşan Ahmet Cihan, abisi Süleyman Cihan’ın gözaltına alındıktan 85 gün sonra kimsesizler mezarında cenazesinin bulunduğunu söyledi. Abisinin işkence sonucu öldürülmesine ilişkin açılan soruşturma dosyasının 12 Eylül döneminde hiçbir delil dikkate alınmadan kapatıldığını aktaran Cihan, şunları ifade etti:

“2012 yılında yeniden suç duyurusu üzerine yeni bir soruşturma başlatıldı. Ancak açılan soruşturma dosyası, İstanbul ve Anadolu adliyeleri arasında iki buçuk yıl boyunca gidip geldi. Dosyada 5 savcı değişti. Son savcı Süleyman’ın o dönem emniyetçiler tarafından işkence sonucu öldürüldüğünü tespit etmesine rağmen zaman aşımı nedeniyle takipsizlik kararı verdi.” Cihan, işkence suçunda zaman aşımının olmadığına dikkat çekti.

Avukat Erdoğan: İnsanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı olmaz

Daha sonra Cihan Ailesi’nin avukatı Aydın Erdoğan konuştu. Erdoğan, insanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımının söz konusu alamayacağına dikkat çekerek, “Devlet soruşturmayı kendisi engelliyorsa, zaman aşımı söz konusu olmaz. Bu şekilde işlenen faili belli olan, kaybedilmeye çalışılan Süleyman Cihan’ın failleri devletin sağladığı imkanlarla cezasızlığa kavuştu” dedi. 

‘Otobüsten indirilerek gözaltına alındı’

Bu haftaki açıklamayı ise Cumartesi Anneleri adına kayıp yakını Aysel Ocak okudu. Ocak, öğretmen olan Süleyman Cihan’ın İstanbul’da yaşadığını, gözaltına alındığında 31 yaşında ve 2 çocuğu olduğunu belirtti.

Ocak, 12 Eylül Askeri Darbesi’nin ardından hakkında arama kararı çıkarılan Cihan’ın, 29 Temmuz 1981 tarihinde Edirne’den İstanbul’a gelmek üzere bindiği yolcu otobüsünün İstanbul’a yaklaştığı sırada sivil bir ekip tarafından durdurularak gözaltına alındığını anlattı.

‘Emniyet Cihan’ın gözaltına alındığını reddetti’

Daha sonra Süleyman Cihan’ın İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüğünü belirten Ocak, şunları aktardı:

“Durumdan haberdar olan ailesi ve avukatları hemen, İstanbul Emniyeti ve Askeri Savcılık nezdinde girişimlerde bulundu. Ancak tüm girişimler sonuçsuz kaldı. Gözaltı kararını veren İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığı ve gözaltı işlemini gerçekleştiren İstanbul Emniyet Müdürlüğü, 23 kişinin ‘Emniyette işkencede gördüm’ diye tanıklık ettiği Süleyman Cihan’ın gözaltına alındığını reddetti.”

’85 gün sonra cenazesine Zindanarkası mezarlığında ulaşıldı’

Cihan Ailesi’nin çocuklarının cenazesini 85 gün sonra “meçhul kişi” olarak defnedildiği Zindanarkası Mezarlığı’nda ulaştığını aktaran Ocak, şunları ifade etti:

“Bu sefer de gözaltını aylarca inkar eden İstanbul Emniyeti Mehmet Ağar ve İbrahim Şahin’in de imzası bulunan gerçek dışı bir belge düzenledi. Belgede, Süleyman Cihan’ın 30 Temmuz 1981 tarihinde yer göstermeye götürüldüğü apartmanın 6’ncı katından atlayarak intihar ettiği yazıldı. Gerçekte ise çok sayıda tanık beyanına göre Süleyman Cihan, gözaltında aylarca işkence gördü. Ayrıca cansız bedenini kapısı kırılarak girilen ve uzun zamandır kimsenin yaşamadığı bir evin penceresinden atılarak intihar görüntüsü yaratılmak istendi”

‘21 yıl sonra hazırlanan raporda işkence tespit edildi’

Ocak, olaydan 21 yıl sonra Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın dosyadaki otopsi bulguları ve tıbbi verilerden hareketle bir rapor hazırladığını belirtti. Raporda Cihan’ın ağır işkenceye maruz kaldığı ve apartmanın altıncı katından atılmadan önce öldürülmüş olduğunun kayıt altına alındığını belirten Ocak, 2012 yılında Cihan ailesinin bu raporla birlikte dosyayı yeniden açmak için Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurduğunu söyledi.

‘İnsanlığa karşı işlenmiş suçtur, zaman aşımına tabi tutulamaz’

Söz konusu başvuruda, Süleyman Cihan’ın kaybedilmesinde sorumluluğu olan kişilerin isimlerinin verilerek haklarında şüpheli sıfatıyla kamu davası açılmasının talep edildiğini kaydeden Ocak, “Sürüncemede bırakılan dosya güvenilir kanıtlar ve tanıklar olduğu halde zamanaşımı devreye sokularak kapatıldı” dedi.

Ocak, Cihan’ın kaybedilmesinin insanlığa karşı işlenmiş suç olduğunu ve zaman aşımına tabi tutulamayacağına dikkat çekerek, kaç yıl geçerse geçsin Cihan ve tüm kayıplar için adalet istemekten vazgeçmeyeceklerini söyledi.

Kaynak: MA