Demirtaş’ın avukatları ve Buldan’dan ortak açıklama

Pervin Buldan, AİHM Büyük Dairesi’nin Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılması yönünde verdiği kararın ‘kendilerini bağlamadığını’ savunan Erdoğan’a “Bu karar sizi bağlar efendiler. Bütün arkadaşlarımız serbest kalmak zorundadır” sözleriyle yanıt verdi.

Demirtaş’ın avukatları ve Pervin Buldan HDP İstanbul İl Binasında açıklamalarda bulundular

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, tutuklu siyasetçi Selahattin Demirtaş’ın avukatları ile birlikte Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Dairesi’nin dün Demirtaş hakkında verdiği karara ilişkin İstanbul’da kameraların karşısına geçti. Partilerinin İstanbul İl Örgütü binasında düzenlenen toplantıyı çok sayıda basın mensubu takip etti.

Toplantıda ilk sözü Demirtaş’ın avukatlarından Mahsuni Karaman aldı. Uzun ve meşakkatli bir yolun yolcuları olduklarını belirterek, bu yolda emek sarf edenlere teşekkür ederek sözlerine başlayan Av. Karaman, Demirtaş ile ilgili siyaset ve yargı ilişkisini ifşa eden büyük bir kararın ortada olduğunu ifade etti.

“Karar, yargı-siyaset ilişkisinin ifşasıdır”

Karaman, “Bu karar yargı-siyaset ilişkisinin ifşası ve son 4-5 yıllık siyasal gelişmelerin yargı eliyle nasıl organize edildiğinin göstergesi. Sayın Demirtaş ile ilgili verilen bu kararı aslında Büyük Daire vermedi, biz de almadık. Bu kararı otoriter siyasal rejimin cumhurbaşkanının bir sonucu ve eseri olarak görmek lazım. 4 Kasım 2016’da başladı bu süreç. Aslında bunu 7 Haziran seçimlerinden sonra ele almak lazım. Cumhurbaşkanı, ‘bu eşbaşkanlar bunun hesabını verecekler’ diyerek dokunulmazlıklar için çağrı yaptı. Mayıs 2016’da dokunulmazlıklar kaldırılmıştı. Demirtaş ve Yüksekdağ başta olmak üzere operasyonlar yapılmıştı. Milletvekilleri, belediye eş başkanlarına da dönük siyasal bir linç başladı. Bu karar sadece Demirtaş’ın şahsı ile, kişisel durumuyla ilgili olarak değildir. Bunu bütün milletvekilleriyle ilgili bir ilam olarak değerlendirmeliyiz” diye konuştu.

“AİHM kararı, Kürt siyasetçilerinin kriminalize edilmesinin ispatıdır”

Kürt siyasetçilerin her mecrada hedef gösterildiğini ve Anayasa’ya aykırı olarak dokunulmazlıkların kaldırıldığını ifade eden Demir, “4 Kasım 2016’da gözaltı ve tutuklama süreciyle beraber AİHM bir bütün olarak değerlendiriyor. Bu yönüyle Mahsuni arkadaşımın söylediği gibi bu karar sadece Demirtaş ile ve sadece tutuklamayla ilgili değil, bir bütünen Kürt siyasetçilerin yargı eliyle kriminalize edilerek mağdur edildiklerinin bir röntgeni. Bunu söylerken AİHM çok çok önemli tespitlerde bulunuyor. AİHM, Türkiye’deki yargı sistemini tepe taklak etmesi gereken tespitler yapıyor. Biraz hukuka saygısı olan olsa, çıkıp bütün mahkemeleri kapatması gerekir. Emir ve talimat alan yargılar. Bunu AİHM kendisi söylüyor” dedi.  

AİHM’in verdiği kararda bir milletvekilinin sahip olduğu dokunulmazlığın ne anlama geldiğini tek tek anlattığını söyleyen Demir, “Özellikle Meclis sürecinde kaldırılan dokunulmazlıkların kendi Anayasasına aykırı kaldırıldığını da söylemiş. Milletvekilleri için temel güvence olan Anayasa’nın 83 maddesi, 1 ve 2 fıkralarının yasama dokunulmazlığını düzenleyen maddelerin önemini anlatmış. Meclis’te söylediği bir sözü dışarıda tekrar etmesinden dolayı sadece Demirtaş değil, Meclis kürsüsünde konuşan vekillerin sözleri dışarıda kullanılmasını kendisine dönük silah olarak kullanıldığını gördük. AİHM bunu Meclis’e sormadan yargılama konusu yapılmasını çok ağır eleştirmiş. Bir Anayasa hükmünü görmezden gelmesi ve söz konusu Kürt siyasetçilerin olmasını sert dile eleştirmiş” ifadelerini kullandı.

“Karar kesin ve bağlayıcıdır”

AİHM’in verdiği kararda bir milletvekilinin sahip olduğu dokunulmazlığın ne anlama geldiğini tek tek anlattığını söyleyen Demir, “Özellikle Meclis sürecinde kaldırılan dokunulmazlıkların kendi Anayasasına aykırı kaldırıldığını da söylemiş. Milletvekilleri için temel güvence olan Anayasa’nın 83 maddesi, 1 ve 2 fıkralarının yasama dokunulmazlığını düzenleyen maddelerin önemini anlatmış. Meclis’te söylediği bir sözü dışarıda tekrar etmesinden dolayı sadece Demirtaş değil, Meclis kürsüsünde konuşan vekillerin sözleri dışarıda kullanılmasını kendisine dönük silah olarak kullanıldığını gördük. AİHM bunu Meclis’e sormadan yargılama konusu yapılmasını çok ağır eleştirmiş. Bir Anayasa hükmünü görmezden gelmesi ve söz konusu Kürt siyasetçilerin olmasını sert dile eleştirmiş” ifadelerini kullandı.

İlk defa Sözleşmenin 46. maddesi atında Demirtaş’ın serbest bırakılmasını talep ederken, bu tutuklamanın kendisinin ilk tutukluluğunun devamı olduğu ikinci tutukluluğuyla ikinci tutukluluğun aynı delillerle aynı olduğu ceza maddelerinin ve suç isnatlarının devamı niteliğinde olduğunu söyledi. Daha önce verilen başka mahkeme kararlarına da atıfta bulunularak derhal serbest bırakılmasını söyledi. Verilecek daire kararından sonra ‘bu karar, kesin değil, bizi bağlamaz’ deniliyordu. Büyük daire kararı kesin ve bağlayıcı, dün verilen karardan sonra bu karar kesinleşti. Bu karardan sonra Demirtaş’ın derhal serbest bırakılması gerekiyor. Mahkeme tek tek delilleri çürüttüğü için şu anda 19’uncu mahkemedeki yargılaması başta olmak üzere diğer davalardan da beraat etmesi gerekiyor. Bunun yapılmaması durumunda pek çok yaptırımla karşı karşıya kalınabilir..” 

“Karar, yargının Saray’a bağlı çalıştığının göstergesidir”

Kararın sadece Demirtaş ile ilgili bir karar olmadığını belirten Buldan, “Bu karar Türkiye’nin çürüyen yargısının saraya bağlı olduğu, hukuk ve adalet sistemin mahkemelerin, savcıların, hakimlerin kendi iradeleriyle karar vermediklerini tek adama, saraya bağlı çalıştıklarına yönelik söylediklerimizin bir göstergesi olarak bu kararı değerlendirebiliriz. AİHM kararı, çok kapsamlı çok detaylı bir kararla karşı karşıyayız. Bu kararla birlikte üzerinden 13  saat geçmesine rağmen Demirtaş tahliye edilmedi. Bu aynı zamanda bir işkence suçudur. Demirtaş tahliye edilmeliydi. Bu henüz gerçekleşmedi. 4 Kasım 2016 tarihinden beri hem Demirtaş hem de diğer milletvekili arkadaşlarımız HDP’li yüzlerce arkadaşımızın Demirtaş’ın dosyasıyla benzer suçlamalarla rehine tutuklu olarak içerideler. Yaklaşık 4 buçuk yıldır özgürlükleri, siyaset yapma hakları ellerinden alındı. Ayrıca suç işlendi. Başta Demirtaş olmak üzere şu an cezaevinde rehine olarak tutulan bütün siyasi tutukluların bu karar doğrultusunda derhal serbest bırakılması gerektiğini ben de ifade etmek isterim. Demirtaş sıradan bir siyasetçi ve insan değil. Türkiye’de uzun yıllardır siyaset yapan, cumhurbaşkanı adayı olan yüzde, 10’un üzerinde oy alan HDP’nin eş genel başkanlığını yapan, milletvekilliği yapan Türkiye toplumu üzerinde büyük etkisi olan bir insandan bahsediyoruz” dedi. 

MA