Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nden 17 Ağustos açıklaması

İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, iktidarın olası İstanbul depremine ilişkin önlem almak yerine depremde daha fazla kayıp yaşanmasına neden olacak projeleri hayata geçirmeye çalıştığını belirtti.

İstanbul Barış Emek ve Demokrasi Güçleri Platformu, 17 Ağustos Marmara Depremi’nin yıl dönümüne ilişkin Beşiktaş Barbaros Meydanı’nda bir araya gelerek basın açıklaması düzenledi. “Afet değil cinayet, sorumlular hesap verecek” pankartı açılırken, “Afet değil kapitalizm öldürür”, “Devlet afettir” ve “Afet değil kapitalizm öldürür” dövizleri taşındı. Açıklamada sık sık “Kanala değil depreme bütçe” “Afet değil bu bir cinayet” “İktidar halka hesap verecek” ve “Sorumlular halka hesap verecek” sloganları atıldı.

‘Bilerek önlem alınmadı’

Platform adına burada söz alan Hülya Sopas, geçtiğimiz günlerde Batı Karadeniz’de yaşanan sel felaketine dikkati çekti. Sel nedeniyle onlarca insanın yaşamını yitirdiğine işaret eden Sopas, “Karadeniz’in Soma’sı Bozkurt oldu. Sermaye, devlet iş birliğiyle göz göre göre gelen bir katliam. Kastamonu Bozkurt, Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü taşkın tehlike haritalarında yer alıyor. 2019 yılında hazırlanan raporda Bozkurt’ta taşkın suyunun hızı ve derinliğinin sorunlu olduğu, derenin sağındaki yerleşimin yüksek taşkın tehlikesine maruz kalacağı belirtiliyor. Nüfusun yüzde 45,6’sı etkilenebilir deniyor. Buna rağmen önlem alınmıyor” dedi.

Neden yapıldı?

Bozkurt’ta dere yatağının imara açıldığına dikkati çeken Sopas, dere ıslahı diye inşaat alanının yaratıldığını belirtti. Bu nedenle dere yatağının küçültüldüğünü söyleyen Sopas, “Ezine çayının üzerine daha önce yürütmesi durdurulan ama sonuç alınamayan, ÇED raporu bile ortada olmayan ve acele kamulaştırma kararıyla yapılan Berke Elektrik Üretim A.Ş. tarafından işletilen Ebru HES kuruluyor. Bu şirket Türkiye Petrolleri’ni AKP döneminde bünyesine katarak, kamu bankalarından düşük faizli krediler alarak büyüyen Zülfikarlar Holding’e ait. Bu konu hala açıklığa kavuşturulmuş değil. Derenin üstüne kurulan 3 yıllık 8 katlı bina su gelince yerle bir oluyor. Tarım ve Orman Bakanlığı taşkınla Bozkurt nüfusunun yarısının etkileneceğini öngörmüş ama taşkının yıkımını arttıracak ne varsa izin verilmiş. Neden sorusunun tek bir yanıtı var. İnşaat şirketleri, enerji şirketleri, devlet kurumları ve bu işleyişi organize eden iktidarın kurduğu rant şebekesi kazanabilsin diye” diye konuştu.

‘Devlet yaşanacak yıkımı belgeliyor’

Depremin üzerinden 22 yıl geçtiğini söyleyen Sopas, depremde binlerce insanın öldüğünü anımsattı. Sopas devamla şöyle konuştu: “Bilim insanları sürekli olarak Büyük İstanbul Depremi’ne çok yaklaştığımızı, önlem alınmazsa yaşanacak olan felaketin büyüklüğünü anlatıyor. Devlet yaşanacak yıkımı kendi raporlarında belgeliyor. 22 yılda bir arpa boyu yol kat edilmediği halde ülke kaynakları İstanbul’u betona boğan projelere yatırılıyor. Depreme hazırlanması gereken bu şehirde sadece Erdoğan’ın iktidarda kalması için sermayeye sunduğu büyük rant projesi Kanal’ın hazırlıkları yapılıyor. 1. 2. ve 3. derece deprem riski olan bir alan üzerine yapılacak bu beton kanal projesi Avrupa yakasını ikiye ayıran, iki yakasına milyon nüfuslu yeni bir şehir kurmayı hedefleyen ve olası bir depremde can kayıplarının çok daha fazla olmasına neden olacak bir rant projesi. Yapılması gereken rant kanalı gibi projelerden vazgeçip bilim insanlarıyla, meslek odalarıyla, yerel belediyelerle, demokratik kitle örgütleriyle ve İstanbul halkıyla beraber, depreme karşı alınabilecek önlemlerin ve depremin zararlarının en aza indirilmesi için gereken tedbirlerin bir an önce planlanması ve hayata geçirilmesidir.”

Açıklama, yapılan konuşmalar ardından sona erdi.

MA / İSTANBUL