Filyasyon durma noktasına geldi: Sonbaharda vaka sayıları patlayacak

Covid-19 salgını etkisini devam ettirirken filyasyon çalışmaları durma noktasına geldi. Uzmanlara göre bulaş zincirini kırmadan, toplumun yüzde 85’inin aşılanma tamamlanmadan salgın kontrol edilemez.

Türkiye’de korona virüsü salgınında vaka ve ölüm sayılarındaki artış sürüyor. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre 26 Temmuz ile 26 Ağustos tarihleri arasında toplam vaka sayısı 691 bin 689 olurken, günlük ortalama vaka 21 binin üzerinde kayıtlara geçti. Bakanlığın verilerine göre aynı tarihler arasında toplam 4 bin 535 kişi korona virüsü nedeniyle vefat etti.

Uzmanlara göre korona vakaları ve ölümleri devam ederken bulaş zincirini kırmada en etkili yöntem olan filyasyon çalışmaları durma noktasına geldi. Sağlık Bakanlığı’nın bilimsel verilere uygun hareket etmediğini belirten uzmanlar, temaslı takibinin yapılmadığını, çift doz aşılamada yüzde 85 oranına çıkılmadığı takdirde sonbaharda yeni bir zirvenin yaşanacağını söyledi.

“Filyasyonun çalışmamasının iki nedeni var”


Covid-19 salgınının etkisinin artarak devam ettiğini belirten Türk Tabipleri Birliği (TTB) Genel Sekreteri Vedat Bulut’a göre Türkiye’de, korona virüsü nedeniyle hastanelerde yatan kişilerin yüzde 88’i korona virüsü aşısı olmayanlardan oluşuyor.

Bu tablo devam ederken, karantina altında olanlarla ilgilenen ve temaslı takibi yapan filyasyon çalışmalarının zayıfladığını belirten Bulut’a göre bunun iki nedeni var:
“Filyasyonun zayıflamasının birinci nedeni, sağlık çalışanı olmayıp filyasyonda yer alan kamu görevlilerinin asıl görevlerine dönmeleri. Büyük oranda sağlık çalışanı olmayan kişileri filyasyonda görevlendirmişlerdi fakat kendi işlerine geri döndüler. İkinci neden ise turizm bölgeleri. Özellikle sahil beldelerinde yazın nüfus on kat artıyor ama filyasyon ekiplerinin sayısı on kat artmıyor. En riskli bölgeler de buraları çünkü insanlar tatile gidiyor ve sonrasında da memleketlerine geri dönüyorlar. Sahil bölgelerinden varyantlar Türkiye’nin diğer taraflarına yayılıyor.”

“Sonbaharda vaka sayıları yeniden patlayacak”


Pandeminin genelinde yeterli filyasyon personelinin olmadığını belirten Bulut’a göre bu dönemde hükümet yeterli sağlık çalışanı istihdam etmedi. 100 binden fazla sağlık meslek lisesi çıkışlı ya da sağlık meslek yüksek okulu mezunu kişinin iş beklediğini, bu kişilerin istihdam edilip 15 günlük eğitimle filyasyonda görevlendirilmesi gerektiğini söyleyen Bulut sözlerini şöyle sürdürdü:


“Sağlık Bakanı ‘yüzde 99,9 filyasyon yapıyoruz’ diyordu. Bu doğru bir rakam değildi. Öyle olsaydı Türkiye 50 binli, 60 binli vaka sayılarını görmezdi. Filyasyon zayıftı, iyice zayıfladı. Filyasyonu ve etkili aşılamayı başarmadan bu sorun aşılamaz. Sonbaharda vaka sayıları yeniden patlayacak. Korona aşılamalarını yüzde 85’e eylül sonuna kadar ulaştıramazsak kışa büyük bir krizle gireriz. Yani eylül sonuna kadar iki doz Biontech ya da iki doz Sinovac artı bir doz Biontech aşılamanın toplumda yüzde 85’i bulması gerekiyor. Bulmadığı takdirde eylül sonunda günlük sayılar 30 binleri geçer ve ocak ayına günlük 50 binli, 60 binli vaka sayılarıyla gireriz.”

“Neredeyse temaslı takibi yapılmıyor”


TTB Genel Sekreteri Vedat Bulut’a göre filyasyon sorunun yaşandığı yerlerin başında Ankara geliyor. Başkent’teki Covid-19 servislerinin ve yoğun bakımların dolu durumda olduğunu söyleyen Ankara Tabip Odası (ATO) Başkanı Ali Karakoç’a göre tablo her geçen gün kötüleşiyor:


“Filyasyon çalışması tamamen bırakıldı. Artık neredeyse temaslı takibi yapılamıyor. Özel bir kuruluşta, özel bir üretim alanında Covid-19 tanısı konulan bir kişi tespit edildiğinde aynı alanda çalışan diğer yurttaşlarla ilgili tarama yapılmıyor. O birimde bulunan arkadaşlar karantinaya alınmıyor. Bunu birebir hastalarımız söylüyor. Hastalar kendileri gelip hastaneye başvuruyorlar ama bunlara ne yazık ki karantina uygulanmıyor.”

“Toplumsal bağışıklıktan çok uzağız”


Filyasyonun geçmiş dönemde de epidemiyoloji bilimine uygun yapılmadığını, çoğunluğu diş hekimi olmak üzere mühendislerin dahi görevlendirildiğini söyleyen Karakoç, “Doğru dürüst yapılmıyordu ama en azından bir takip vardı. Şu an neredeyse bitme aşamasında ve bütün yük aşılamada” dedi. Filyasyon sürecinin Nisan 2021’den itibaren sekteye uğradığını belirten Karakoç sözlerini şöyle sürdürdü:


“Sağlık Bakanlığı filyasyon konusunda bilimsel verilere göre bir yöntem uygulamıyor. Bulaşıcı hastalıklarda en güvenilir, en ekonomik araç aşı ama bunun yanında bulaş zincirini kıramadığımız müddetçe salgın devam edecek. Salgınla mücadelede en önemli araç olan aşı üzerine yoğunlaşmaya başladık ama aşılama da yavaş gidiyor. Bizim, delta varyantı tespit edildikten sonra toplumun tamamının yüzde 80’ini etkili olan aşıyla en az iki doz aşılamamız gerekiyordu. Bu ortamda Sağlık Bakanlığı, aşılama programı tamamlananları değil doz miktarı üzerinden açıklama yapıyor. Algı farklı yönetiliyor. Bizim ülkemizde aşılama oranı tamamlanan yurttaşlarımızın oranı yüzde 43. Delta varyantıyla bunun yüzde 80’inin üzerinde olması gerekiyordu. Biz toplumsal bağışıklıktan daha çok uzağız.”

“Hastaların çoğu genç”

Kendisi de pandemi hastanesinde görevli olan ve korona hastalarını tedavi eden Karakoç, Ankara’da bulaş zincirinin kırılamadığını, Covid-19 servisleriyle yoğun bakımların dolu olduğunu söyledi ve şöyle devam etti:


“Hem polikliniklerimize başvuran hem de servislerimize başvuran hastalarımız için şunu söyleyebilirim. Hastalarımızın en az yarısı aşılanmamış genç hastalar. Geriye kalan hastalarımızın çok önemli bir kısmı da aşılama programı tamamen tamamlanmamış kişiler. Yani hastalarımızın yüzde 90’a yakını aşılama programı tamamlanmamış kişilerden oluşuyor.”

“Binlerce gencin sağlık muayeneleri Ankara’da yapılıyor”


ATO Başkanı Ali Karakoç’a göre yaz aylarında Ankara’daki vaka sayılarının yükselmesinde önemli bir neden daha var. Geçtiğimiz yıl yaz aylarında da Ankara’da vaka sayılarının arttığını belirten Karakoç, Türkiye’nin dört bir yanından Ankara’ya gelen Millî Savunma Bakanlığı’na ve Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlı öğrencileri işaret etti. Sayısı binleri geçen öğrencilerin Ankara’daki hastanelerde sağlık muayenelerinin yapıldığını, Ankara İl Sağlık Müdürlüğü’yle bu konuda yaptıkları görüşmelerden olumlu yanıt alamadıklarını belirten Karakoç yaşananlara dair şunları söyledi:


“Ülkenin dört bir yanından Millî Savunma Bakanlığı’na ve Emniyet Genel Müdürlüğü’ne alınacak genç öğrenciler Ankara’ya getiriliyor. Bu binlerce gencin sağlık muayeneleri sadece Ankara’da yapılıyor. Ankara içerisinde de bu gençler için bir programlama yok. Bu gençler pandemi hastanelerinde muayene ediliyor. Biz bir taraftan Covid-19 hastanesinde pandemi hastalarını bir taraftan da Millî Savunma Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’ne alınan gençleri muayene ediyoruz. Diğer taraftan da normal sağlık hizmetine devam etmeye çalışıyoruz.”

“Ankara için ekstra bulaş kaynağı”


“Bu konuyla ilgili Ankara İl Sağlık Müdürlüğü’yle iki kez görüşme yaptık. Bu konudaki bilgilerimizi ve alınması gereken tedbirleri ilettik. Bölgelerde uygun illerin seçilmesi gerektiğini söyledik. İl Sağlık Müdürlüğü, bu gençlerin bölgelerdeki illerde muayene edilmesi taleplerimizi Sağlık Bakanlığı’na ilettiklerini ama ne yazık ki bakanlıkça bu teklifimizin kabul edilmediğini bize iletti. Eğer bu önerilerimizi dikkate almıyorlarsa Ankara içinde bir planlama yapılabilir. Gencecik insanlar ne fiziksel mesafeye dikkat edebiliyorlar ne maskeyi uygun takabiliyorlar. Ellerinde bir maske varsa bir haftadır kullanılan maske, hepsi yıpranmış. Bunlar ülkenin yoksul çocukları. Günlük olarak benim çalıştığım hastanede 100 ile 130 genç muayene ediliyor. Hastanelerin içi tıka basa bu gençlerle dolu. Bu Ankara için ekstra bir bulaş kaynağı.”

“Hava soğuyacak rakamlar 3 katına çıkacak”


Yaz aylarının ardından havaların soğumasıyla birlikte kapalı mekanlarda daha fazla yoğunlaşılacağını, bunun da vaka sayılarında artışa neden olacağını belirten Karakoç sözlerini şu ifadelerle noktaladı:

“Çalışılan ortamlarda havalandırmayla ilgili herhangi bir önlem alınmamış durumda. Havanın soğuduğu dönemlerde bugünkü rakamların iki üç katına çıkacağımızı düşünüyorum. Bu şeffaf olmayan ve bilimsellikten uzak yönetim, önümüzdeki dönemin daha ağır ve kötü seyredeceğini bize gösteriyor. “

Kaynak: Gazete Duvar / Serkan Alan