Gazeteci Mehmet Aslan tahliye edildi

Gazetecilik faaliyetleri nedeniyle tutuklanan gazeteci Mehmet Aslan, ilk duruşmada tahliye edildi.

Tanığı oldukları şeyleri yazdıkları için “sanık” olduklarını belirten Aslan, “Basın özgürlüğü olsa, gazeteciler cezaevinde olmazdı.” dedi. 

Gazeteci Mehmet Aslan

Gazetecilik faaliyetleri nedeniyle 9 Ocak’tan bu yana tutuklu bulunan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Mehmet Aslan hakkında “örgüt üyeliği” ve “kitleleri galeyana getirici/ kışkırtıcı haber yapma” iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması görüldü. İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Aslan tutuklu bulunduğu Antalya L Tipi Kapalı Cezaevi’nden SEGBİS’le katıldı. Duruşmada, Aslan’ın avukatları da hazır bulundu. 

‘Bir çok televizyona katılıp aktarımda bulunuyorum’

Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada söz alan Aslan, iddianamede yaptığı telefon görüşmelerinin suç olarak yer almasına ilişkin şunları ifade etti:

“Bir telefon görüşmesi yapılırken, bir gazetecinin yapması gereken şey kendisini tanıtmaktır. Bende her görüşmede kendimi tanıtarak başlarım. İddianamedeki görüşmeyi hatırlamıyorum. Üzerinden 2 yıl geçmesinden kaynaklı olsa gerek. Hangi televizyona bağlandığımı hatırlamıyorum. Birçok televizyona katılıp aktarımda bulunuyorum.” dedi. 

‘Bilinmeyen bir televizyonsa örgüt güdümünde olduğu nasıl bilebilir’

Suçlama konusu yapılan haberlere değinen Aslan, “Bu haberler Marmara bölgesinden yapılmış. Yaptığım görüşmede ‘sürgün’ kelimesi kullandığım için ‘örgüt üyeliği’ ile suçlanıyorum. Halk arasında bir tutuklunun başka bir cezaevine götürülmesi sürgün olarak tanımlanır. Bunu söylemekle nasıl ‘örgüt üyesi’ oluyorum, anlamıyorum. Bir diğer suçlama ise PKK Lideri Abdullah Öcalan demem. Bu ifadeyi başkası söylediğinde suç olmuyor ama biz kullanınca mı suç sayılıyor?” şeklinde konuştu.

Bir gazetecinin sunumunun suç olmadığının altını çizen Aslan, “Bir televizyona bağlanıp aktarımda bulunduğum için de ‘örgüt üyesi’ sayılmışım. Böyle bir şey olabilir mi? Bahsettiğiniz televizyona gazeteciler her gün aktarımda bulunuyor. Bunu suç mu sayacağız? Bir de iddia makamı bilinmeyen bir televizyona bağlandığımı söylüyor. Madem bilinmeyen bir televizyon ise ‘örgüt güdümünde’ olduğunu nasıl bilebilir” dedi. 

‘Tanığı olduğumuz şeyleri yazdığımız için sanık oluyoruz’

İddianamede yer alan haberlerinin muhabiri olduğu Mezopotamya Ajansı’ndan değil, başka yayın kuruluşlarından alındığına dikkat çeken Aslan, “İddia makamı benim çalıştığım haber ajansı üzerinden haberi alabilir. Başka bir siteden alınan haberle kriminalize ediliyorum. Bir tutuklu ailesinin paylaştığı şey haber değeri taşır. Tanığı olduğumuz şeyleri yazdığımız için sanık oluyoruz. Madem böyle olacak, o zaman ben neden 20 yıl okul okudum? Türkiye’de basın özgürlüğü diye bir şey kalmadı. Basın özgürlüğü olsa, gazeteciler cezaevinde olmazdı. Bir ülke özgür olmak istiyorsa, o ülkede gazetecilerin özgürce haber yapmasının önü açılmalıdır” dedi. 

‘Hasta tutukluyu yazmak suç mu?’

Yeni Yaşam Gazetesi’nde yer alan bir haberin kendisine suçlama olarak yöneltildiğine işaret eden Aslan, “Haberin kaynak bölümünde MA yazdığı için benim üzerime yıkıyorlar. Diyelim ki ben yaptım. Bir hasta tutuklunun durumunu haber yapmak suç mu? Eğer ajansın haberleri dikkate alınıp önlem alınsaydı, yaşamını yitiren bir hasta tutuklu kurtarılmış olurdu. Ama dikkate alınıp önlem alınmadığı için bir hasta tutuklu yaşamını yitirdi. Haberi yapan gazeteciler tutuklanıyor.” diye belirtti. 

 ‘Üniversitede bir polisle tartışmam yıllar sonra suçlama konusu yapıldı’

Antalya’da Akdeniz Üniversitesi’nde bir polisle tartışmasının yıllar sonra suçlama konusu yapıldığını dile getiren Aslan, “O tartışmada polisin bir parmağı incinmişti. İstanbul’da gözaltına alındıktan sonra Antalya’ya götürülürken, bu polis yanıma gelerek, ‘Vay Mehmet Aslan, dünya ne kadar küçük’ diyor. Bu bir intikam alma değil mi? Suç yeri Antalya olarak gösteriliyor. Ama suç yok ortada. Ben bunu bir film senaryosuna benzetiyorum.” ifadeleri kullandı.

‘Cezaevinde sağlık hakkım engellendi’

Cezaevinde yaşadığı sorunlara değinen Aslan, “Cezaevinde sağlık hakkım engellendi. Dilekçelerimiz mahkemelere ulaştırılmıyor. Bu haberleri yaparken yaşananlara dikkat çekiyoruz. Topluma fayda sağlanması için bu haberleri yazıyoruz. Bu gazeteciliğin doğasında var.” dedi.

Aslan, son olarak “Bizim tutuklanmamızın nedeni, iktidarın bu ülkedeki uygulamaları” diye kaydetti. 

Mahkeme tahliye kararı verdi

Mütalaasını sunan iddia makamı, Aslan’ın denetimli serbestlikle şartıyla tahliye edilmesini talep etti. Avukat savunmalarının ardından mahkeme heyeti, Aslan’a yurt dışına çıkış yasağı getirerek, tahliyesine karar verdi. Bir sonraki duruşma 14 Ekim’e ertelendi.

MA – İSTANBUL