‘Gizli tanık’ mağduriyetleri için Meclis Araştırması talebi

HDP Milletvekili Kurtulan, “Gizli tanıklık kurumu”nun haksız tutuklama ve yargılamanın baş delili haline geldiğini belirterek, yaşanan mağduriyetlerin araştırılması ve giderilmesi için Meclis Araştırması açılmasını istedi.

HDP Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan

HDP Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan, “Gizli tanıklık kurumu” nedeniyle yaşanan mağduriyetlerin araştırılması ve giderilmesi için Meclis Araştırması açılmasını istedi. Kurtulan, araştırma önergesinin gerekçesinde Türkiye yargısında “terör suçları” olarak nitelendirilen siyasal faaliyet, düşünceyi açıklama, sosyal medyada paylaşım yapma, haber yapma gibi eylemlerin, gizli tanıklık kurumu üzerinden suç unsurları yaratılarak yargı malzemesi haline getirildiğini belirtti.

‘Gizli tanık ifadeleri suç yaratma amacıyla kullanılıyor’

Kurtulan, “Gizli tanık” ifadelerinin, tanıklık edecek kişinin can güvenliği, vücut bütünlüğü ve malvarlığı bakımından ağır ve ciddi bir tehlikeye maruz kalmalarından korunması açısından düzenlenmesi gerektiğine işaret etti. Kurtulan ancak gizli tanık ifadelerinin “Türkiye yargı sisteminde son dönemde suç yaratma amacıyla kullanılır hale gelmiştir.” diye kaydetti.

Kurtulan, “Casusluk ve terör örgütü üyeliği” suçlarından tutuklanan Rahip Brunson’un, kamuoyuna açıklanan yargı kararına göre gizli tanıkların ve açık tanıkların ifadelerini değiştirmeleri sonrasında tahliye olduğunu hatırlattı.

‘Haksız tutuklama ve yargılamanın baş delili haline gelmiştir’

Yine eski milletvekili Eren Erdem’in yargılamasında gizli tanığın ifade verdiği tarihte psikolojisinin bozuk olduğunu öne sürerek ifadesini değiştirdiğini anımsatan Kurtulan, “gizli tanık” ifadelerine ilişkin şu örnekleri verdi:

“HDP önceki dönem Eş Genel Başkanlarından Selahattin Demirtaş’ın yargılandığı davada ifadeleri bulunan gizli tanık ‘mercek’ adına yazılan beyanların sahte olduğu, bu isimde bir gizli tanığın bulunmadığı ortaya çıkmıştır. Demirtaş, sahte gizli tanık ve sahte beyanlara dayandırılarak 2 yıl 1 ay alıkonulmuştur. Yerine kayyum atanan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı’ya verilen 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası sadece gizli tanık ifadesine dayandırılmıştır.”

Birkaç örnekte görüldüğü gibi “gizli tanıklığın” suç yaratma kurumuna dönüştürüldüğüne vurgu yapan Kurtulan, “Bir çok haksız tutuklama ve yargılamanın adeta baş delili haline gelmiştir.” diye ifade etti.

‘Mustafa Koçak’ın ölümüne seyirci kalındı’

“Gizli tanık” ifadesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Mustafa Koçak’ı hatırlatan Kurtulan, şunları kaydetti:

“Koçak kendisine ağır işkence altında imzalatılan gizli tanık ifadelerini kabul etmemiş ve adil yargılanma talebiyle başlattığı açlık grevini ölüm orucuna çevirmiştir. Ancak Koçak’ın talepleri karşılık bulmamış, Koçak ölüm orucunun 297. gününde yaşamını yitirmiştir. Koçak’a verilmiş olan müebbet hapis cezası herhangi bir somut delile dayandırılmamış, iki gizli tanığın ifadesine dayandırılarak verilmiştir.”

Gizli tanığın Mustafa Koçak aleyhine verdiği ifadeyi tehdit ve baskı altında imzaladığını, ifadenin doğru olmadığını beyan ettiğini hatırlatan Kurtulan, “Ancak bu ifadeye rağmen dava yeniden ele alınmamış, Mustafa Koçak’ın ölümüne seyirci kalınmıştır.” diye belirtti. Türkiye yargısında gizli tanıklık kurumunun insanların hayatını doğrudan etkileyen bir aygıt olduğunu ifade eden Kurtulan, şunları belirtti:

“Gizli tanıklık kurumunun yarattığı mağduriyetlerin araştırılması, bu mağduriyetlerin giderilmesi, yargılamalarında gizli tanık beyanları olan tutuklu ve hükümlülerin yargılama dosyalarında yer alan gizli tanık beyanlarının alınması işlemlerinin evrensel yasa ve normlara uygun olarak alınıp işletildiğinin araştırılması elzemdir.”