Günay: Bu ağır silahları kime karşı kullanacaksınız?

HDP Sözcüsü Ebru Günay, TSK’ye ait ağır silah ve taşıtların emniyet ve MİT tarafından kullanılmasının önünün açılmasına tepki göstererek, “Bu ağır silahları kime karşı kullanacaksınız?” diye sordu.

Boğaziçi Üniversitesi’ne vurulan kelepçenin bugün değil belediyelere ilk kayyım atandığında vurulduğunu belirten Günay, “Bugün kayyım rejimi bütün ülkeye yayılıyor.” dedi.

Günay, “Kobanê soruşturması” ile ilgili hazırlanan ve kabul edilen iddianameyi ise “akıllara ziyan” olarak değerlendirdi.

HDP Sözcüsü Ebru Günay, partisinin Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısıyla gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. 8 Ocak 1996 tarihinde haber takibi sırasında gözaltına alınarak öldürülen Evrensel Gazetesi muhabiri Metin Göktepe’yi anarak konuşmasına başlayan Günay, şunları ifade etti:

“Metin Göktepe ve basın şehitlerini unutmadık; mirasları olan özgür bir gelecek yaratmak da bizlerin sorumluluğudur. Metin Göktepe’nin katledilmesi faili meçhul bir cinayet değildir. Gerçeklerin açığa çıkmasını istemeyen iktidarlar ve onlara bağlı güçler tarafından işlenen yüzlerce faili belli cinayetten biridir. İktidarların gerçeklerden duyduğu korkunun göstergesidir.”

 ‘8 yıldır aydınlatılmasına izin verilmiyor’

9 Ocak 2013 tarihinde Paris’te Kürt kadın siyasetçiler Sakine Cansız, Leyla Şaylamez ve Fidan Doğan’ın öldürülmesi üzerinden 8 yıl geçtiğini söyleyen Günay, “8 yıldır bu katliam, ilgili devletlerin müdahalesiyle karanlığa itilmeye çalışılıyor, aydınlatılmasına izin verilmiyor. Biz bu katliamın faillerini de iyi tanıyoruz ve ne olursa olsun halklara, kadın mücadelesine, özgürlük arayışına karşı gelişen hiçbir katliamın asla karanlıkta kalmasına izin vermeyeceğiz.” ifadelerini kullandı.

‘Asgari ücret zammı bir günde geri alındı’

Konuşmasına AKP-MHP iktidarının politikalarını eleştirerek devam eden Günay, “AKP-MHP iktidarı 2021 yılına; yaşanan ekonomik krizi, halkın sırtına yüklemek, yandaşlarını ise halktan topladığı kaynaklarla zenginleştirmek için hızlı bir giriş yaptı. Yeni rejime Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişte ‘her şeyi hızla’ halledeceğiz diyen Erdoğan’ın, hızdan kastının zam hızı, yandaşı zengin etme hızı olduğunu bir kez daha gördük.” dedi.

Söz konusu zamlarla asgari ücretle çalışan on milyon yurttaşa verilen yüzde 21,6’lik ücret artışının bir günde geri alındığını söyleyen Günay, “Bu kadar hızlı şekilde yurttaşın cebini soyan başka bir iktidar tarih boyunca görülmedi” ifadelerini kullandı.

‘Rektör değil kayyım atamaları’

Boğaziçi Üniversitesi’ne Melih Bulu’nun rektör olarak atanmasını değerlendiren Günay, şöyle konuştu:

“Boğaziçi Üniversitesi, Pamukkale Üniversitesi, Çağ Üniversitesi, Antalya Bilim Üniversitesi için yapılan işlemler rektör atamaları değil, kayyım atamalarıdır. Kayyım AKP/MHP iktidarının vazgeçilmezi ve yönetim biçimidir artık. Türkiye toplumu, öğrenciler, geleceğe umutla bakmak isteyen hiç kimse bu duruma rıza göstermiyor, bu dayatmayı kabul etmiyor. Boğaziçi Üniversitesinde yükselen tepki toplumsal itirazın en yalın ifadesidir. Meşru ve haklı protestolardır. Öğrenciler, akademisyenler iktidara biat etmeyerek demokratik protestolar gerçekleştiriyorlar.”

‘Kolluk açık biçimde suç işlemeye devam ediyor’

Boğaziçi Üniversitesine rektör atanmasına karşı gerçekleştirilen protestolara yönelik müdahalelere tepki gösteren Günay, “Bugün itiraz eden gençlik ruhu dizginlenemez, adalet, özgürlük, söz hakkı ve tanınma talebi bastırılamaz. Baskıya, zora ve şiddete karşı çıkmak onurlu bir direniştir. Kayyım rejimi ise demokrasinin inkârıdır. Öğrenciler çıplak aramayla işkence ve kötü muameleye maruz bırakıldı. Demokratik gösteri hakkının engellenmesi, işkence ve kötü muamele suçtur, iktidar ve onun emrinde hareket eden kolluk açık biçimde suçu işlemeye devam ediyor.” dedi.

‘Kayyım rejimi ülkeye yayılıyor’

“Üniversite kapısına vurulan kelepçe bugün vurulmadı. O kelepçe, Kürt coğrafyasında belediyelere ilk kayyım atandığında, halk iradesine el konulduğunda vuruldu.” diyen Günay, toplum iradesine vurulmak istenen kelepçeyi reddettiklerini söyledi. Uygulamanın bütün ülkeye yayılacağını 5 yıl önce söylediklerine işaret eden Günay, “Ne yazık ki haklı çıktı. Bugün kayyım rejimi bütün ülkeye yayılıyor.” dedi.

‘Bu ağır silahları kime karşı kullanacaksınız?’

TSK’ye ait ağır silah ve taşıtların emniyet ve MİT tarafından kullanılmasının önünün açılmasına tepki gösteren Günay, “Bu ağır silahları kime karşı kullanacaksınız? Niye böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duydunuz? Bu topluma karşı açık bir savaş kararı mıdır?” diye sordu.

En ufak itiraz, protesto, talep hakkının artık bir komplo ve darbe olarak nitelendirildiğini söyleyen Günay, “Şimdi, ordunun teçhizat gücü emniyetin emrine sokuluyor. İşte bu da AKP tipi vesayettir, darbe dinamiğinin süreklileşmesidir.” diye kaydetti.

‘AKP imzasına sahip çıkmıyor’

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında verdiği tahliye kararını değerlendiren Günay, “AİHM kararı son 5 yılda demokratik siyasete karşı işlenen bütün suçların uluslararası hükmü niteliğindedir.” diye konuştu. Türkiye AİHM kararlarını uygulamayarak Anayasa’yı yok saydığını belirten Günay, “Buna göre ‘Milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir’. 7 Mayıs 2004 tarihinde yapılan bu düzenlemenin altında AKP iktidarının, Erdoğan’ın imzası var. İşte söz konusu hak ve özgürlük olunca bu iktidar kendisini de inkar ediyor, imzasına sahip çıkmıyor. Bugünün AKP’si 2004’ün yılının AKP’sini tanımıyor.” dedi.

‘Kobanê soruşturmasına ilişkin iddianame akıllara ziyan’

Günay, eski HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında olduğu 108 siyasetçi hakkında “Kobanê soruşturması” kapsamında hazırlanan iddianameyi “yargının AKP-MHP iktidarı tarafından nasıl çökertildiğinin bir göstergesi” olarak değerlendirdi. Günay, “Bu iddianame, kifayetsiz iktidarın liyakatsiz savcılarının hazırladığı bir hukuk garabetidir. Sözde iddianameden aldığımız bu örnekler değil bir yargılama belgesi, olsa olsa bir mizah dergisine kapak olur.” dedi.

İddianamenin “kopyala-yapıştır” olduğunu söyleyen Günay, “Bu akıllara ziyan iddianameyi yazan savcılara mı, yoksa 3 bin 530 sayfa iddianameyi 325 ek klasörü kabul eden hâkimlere mi laf edeyim bilemedim. Bu iddianame iktidarın çaresizliğinin, zavallılığının en önemli göstergelerinden biri olarak tarihe kaydedildi. Bu hukuksuzlukları yapanlar eninde sonunda adil bir yargı önünde insanlığa karşı işlediği tüm suçların hesabını verene kadar da mücadelemize devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.

Kaynak: MA