Günay: İade edilen dosya bir daha açılmamak üzere kapatılmalıdır

HDP Parti Sözcüsü Günay, partilerinin kapatılması talebiyle hazırlanan iddianamenin iade edilmesine dönük yayınlanan gerekçeli kararda, savcıların görevden alınmasını gerektiren tespitler olduğuna işaret etti.

Günay, “Bu dosya bir daha açılmamak üzere kapatılmalıdır.” dedi.   

HDP Parti Sözcüsü Ebru Günay, haftalık olağan basın toplantısında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. Bugün 16 Nisan referandumunun yıldönümü olduğunu hatırlatan Günay, “AKP ve MHP’nin ülkeye dayattığı ve tartışmalı bir şekilde kabul ettirdiği bu karanlık dönüm noktasının üzerinden tam 4 yıl geçti.” dedi.

4 yıldır iktidarın bu ülkeye yapılmadık kötülük bırakmadığını belirten Günay, şu ifadeleri kullandı:

“Ülkeyi uçuracağız diyenler Merkez Bankası’nın kasasını uçuruyor, demokrasiyi yok ediyor, hak ve özgürlükleri ayaklar altına alıyor, anayasayı her gün defaatle çiğniyor. Hızlıca yaptıkları tek şey kasaları boşaltmak oldu, demokrasiye darbe yapmak oldu. Kayyımı bir rejim haline dönüştürmek oldu.”

4 yıldır anayasasının rafa kaldırıldığını, ülkenin KHK’lerle OHAL düzeniyle, hukuksuzca yönetildiğini söyleyen Günay, “Türkiye’yi en hızlı yoksullaşan, siyasi nedenlerle en fazla tutuklamanın yapıldığı ülkeler sırasında birinciliğe taşıdılar. Kurdukları bu ucube sistem daha başlamadan iflas etti. Bugün artık bu sistemin meşruiyeti kalmamıştır.” dedi.

‘Bu dosya ile suçüstü yakalandılar’

Dün Anayasa Mahkemesi’nin partilerinin kapatılması talebiyle hazırlanan iddianamenin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na iadesinin gerekçeli kararını açıkladığını hatırlatan Günay, şunları kaydetti:

“Hazırlanan bu iddianame ile ortada herhangi bir suç yokken, asıl amaçları yargıya siyasi baskı uygulayarak HDP ile ilgili suç uydurarak, partimizi suçlu ilan etmekti. Ama ortada HDP’yi yani partimiz suçlayacakları tek bir konu yoktur. Bu yüzden apar topar ve temelsiz iddialar ile hazırladıkları bu dosya ile suçüstü yakalandılar. Biz daha önce de demiştik. Beraat ya da takipsizlikle sonuçlanmış yüzlerce soruşturma numarası da iddianameye alınmış. Hatta yaşamını yitirmiş partili arkadaşlarımıza bile siyasi yasak getirilmek istenmişti.”

‘Dosya bir daha açılmamak üzere kapatılmalıdır’

İddianamenin iade edilmesine dönük yayınlanan gerekçeli kararda, normal koşullarda aslında onu hazırlayan savcıların görevden alınmasını gerektiren tespitler olduğuna vurgu yapan Günay, şöyle devam etti:

“Ancak biz biliyoruz ki bu dosya savcılara zorla hazırlatıldı. İddianame hukuki ciddiyetten uzak, siyasi talimatlara bağımlı çalışan yargı gerçeğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Gelinen aşamada AYM bütün siyasi baskılara rağmen siyasi nedenlerle yazılan bu iddianameyi ret ederek bu rezalete ortak olmadı. Biz tekrardan çağrıda bulunmak istiyoruz, iade edilen iddianameden de anlaşılacağı üzere partimize yönelik yapılan plan siyasidir ve bu dosya bir daha açılmamak üzere kapatılmalıdır.”   

‘Van’da arkadaşlarımıza saldırıda bulunuldu’

İktidarın tüm devlet imkânlarını ve kurumlarını seferber ederek partilerine karşı yeni kumpaslar, yeni oyunlar organize etmeye devam ettiğini söyleyen Günay, “Daha dün yani pandemi nedeniyle tüm etkinliklerin hükümet tarafından engellendiği bir zamanda ve kentte bin 600 gündür her türlü eylemin kayyım tarafından yasaklandığı Van’da polis nezaretinde ve korumasında bir grup saldırgan, Van İl Örgütümüzün önüne getirildi ve polisin gözü önünde, aynı kişiler partimize ve içerdeki arkadaşlarımıza taşlı saldırıda bulundu, saldırıda yaralananlar oldu.” dedi.

‘Van’da gelişebilecek her türlü olumsuzluktan iktidar sorumludur’

Ülke tarihinin böylesi rezaletlere Madımak ve Maraş’ta tanıklık ettiğini söyleyen Günay, “Bu kirli oyunlardan ve provokatörlükten vazgeçin. Buradan açık bir şekilde ifade etmek isterim ki, Van’da gelişebilecek her türlü olumsuzluktan ve provokasyondan Van Valisi, Emniyet Müdürü ve iktidarın kendisi sorumludur.” şeklinde konuştu. 

‘Bunca kadın cinayetinin izahı nedir?’

İstanbul Sözleşmesinin yürürlükte iken dahi sözleşme etkin uygulanmadığı için kadınların şiddetten korunmamış ve yaşamlarını yitirdiğine işaret eden Günay, “Yoksa bunca kadın cinayetinin izahı nedir? Fakat asıl olarak sözleşme gasp edildikten sonra görevliler başvuran kadınlara ‘sözleşme kalktı, eskiye dönüldü’ cevapları vermeye başlayarak kadınlar şiddet karşısında muhatapsız, çözümsüz ve korumasız kılınmak istenmiştir.” dedi. 

‘Emniyet Genel Müdürlüğü açıklama adı altında Buldan’ı hedef aldı’

Bu somut duruma dikkat çeken Eş Genel Başkanları Buldan’a karşı, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün haddini ve görevini aşarak açıklama adı altında hedef aldığını belirten Günay, “Biz kadınların maruz kaldığı şiddeti dile getiriyoruz. Fakat her seferinde iktidar partisi bunları reddediyor. Aynısını çıplak aramada da yaptılar. Çıplak arama yönetmelikte yer almasına ve sistematik uygulanmasına rağmen aylarca yalan söyleyerek ret etmeye, inkâr etmeye çalıştılar.” şeklinde konuştu. 

‘Emniyet Müdürlüğünün özür dilemesini bekliyoruz’

Emniyetin kadınların korunmadığı gerçeğinin üzerine gidip, bunu yapan görevlileri açığa çıkaracağına Eş Genel Başkanlarına cevap yetiştirme telaşına girdiğini belirten Günay,  Emniyet Genel Müdürlüğü’nü kınadığını, yaptığı bu “haddini ve görevini aşan” açıklamayı bir an önce kaldırıp özür dilemesini beklediklerini söyledi.

‘Kısmi kapanma kararı halkı zor duruma düşürmekten başka anlamı yok’

Günay, konuşmasına iktidarın pandemi politikasını eleştirerek devam etti. Pandemiye karşı alınan önlemlere tepki gösteren Günay, “Bu ciddiyetsizlik ve beceriksizlik sonucu vaka ve ölüm sayılarında Türkiye’yi Avrupa’da birinci; dünyada da ilk sıralara yerleştirdiler.” dedi.

“Bu ölümleri, bu mağduriyetleri durdurmanın yolu ekonomik ve sosyal destek sağlamaktan, etkili filyasyondan, adil bir aşılama politikasından ve şeffaf bilgiden geçiyor.” diyen Günay, ekonomik ve sosyal güvence sağlanmadan verilen bu kısmi kapanma kararlarının halkı zor duruma düşürmekten başka bir anlamı olmadığını söyledi.

‘Tecride son verilmeli’

Cezaevlerinde baskılara karşı açlık grevlerinin sürdüğüne dikkati çeken Günay, “Her bir can kıymetlidir. Geçmiş dönemlerdeki gibi geri dönüşü olmayan acıların yaşanmaması için tecride bir an önce son verilmelidir.” dedi.

Yeni1Mecra