Hatay yangını: Sabotaj mı, rant için mi?

İki gün önce İskenderun’da yeni bir yangın baş gösterdi. Sabotaj mı, rant mı, madenler için mi yakılıyor soruları hem ana akım medyada hem de sosyal medyada çok tartışıldı.

Hatay genelinde 50 gündür yangın var. İlk yangın eylül ayında Samandağ’da çıktı, Antakya Kisecik’e kadar uzadı. Ardından İskenderun’da büyük bir alana yayılan yangın, ağır bilanço ortaya çıkardı.

Hatay yangınlarını ‘dünü bugünü nedir’ şeklinde ‘sabotaj’ iddialarından, madene, ormanların yerleşim alanlarına açılmasından evsiz kalan yurttaşlara dek; sizler için derledik…

Burcu Özkaya Günaydın

Hatay’ın 50 gündür çeşitli bölgelerinde yangınlar çıkıyor. İskenderun’da geçtiğimiz günlerde yaşanan çatışma ve patlamanın ardından İskenderun’un çeşitli yerlerinde yangınlar başladı. Birbirine yakın bazı noktalarda, rüzgarın etkisi ve yabani çam kozalaklarının parlamasıyla yangınlar sıçradı.

Ama bazı noktalar sıçramanın olmayacağı kadar birbirinden uzak. Yangın bazı noktalarda yerleşim alanlarına yayıldı ve evler tahliye edildi.

Yangından dolayı ana elektrik dağıtım noktası zarar gördüğü için Hatay’ın birçok ilçesinde elektrik ve su verilemedi. Bu yangınlar iki günlük mesele değil.

Hatay, son bir buçuk aydır yangınlarla yüz yüze. Gelin hep beraber bu yangınlar ne zaman başladı, neler yaşandı, medyada neler konuşuldu, resmi makamlar neler söyledi, halk ne dedi? Bunlara yakından bakalım…

Maden ruhsatlarının ardından yangın

Hatay’daki orman yangınında binlerce hektarlık alan yandı. Sabotaj ihtimali üzerinde duruluyor

Yangın önce Samandağ ve Antakya’da başladı. Hatay Samandağ İlçesi Batıayaz Mahallesi kırsalındaki ormanlık alanda eylül ayında çıkan yangın, kuvvetli rüzgârın, sıcak havanın etkisiyle Antakya İlçesine bağlı Kisecik, İçmeler ve Karlısu Mahallelerine ulaştı.

Bir haftada kontrol altına alınan Kisecik’te bir köyün boşaltıldığı yangında 2500 hektar alan (25 bin dönüm) kül oldu.

UNESCO korumasında yer alan Amanoslar, tıbbi aromatik bitkiler ve canlı çeşitliliği açısından çok zengin bir floraya sahip. Yangınlardan çok kısa bir süre önce Hatay’ın 9 bölgesinde maden arama ruhsatı çıkarıldı.

Maden ruhsatlarının hemen ardından yangınların çıkması, Hatay halkında ‘Ormanlar rant için yanıyor’ sorusunu gündeme getirdi.

Rant mı sabotaj mı soruları…

Buradaki yangından kısa bir süre sonra da İskenderun’da yangın başladı. İskenderun ve Belen ilçeleri sınırındaki Sarımazı Mahallesi’nde TOKİ ve İssume bölgesi yerleşim yerlerine yakın alanda başlayan yangın, kısa sürede Arsuz Karahüseyinli, Nergizli, Gözcülere dağıldı.

1.000 hektarlık alan yanmış

Yangın, 3 gün süren çalışmaların ardından söndürüldü. Sadece Hatay-Belen arasında 1.000 hektara yakın ormanlık alan yandı. Yangınlara dair çok şey söylendi, sosyal medyada çok şey yazıldı. Sabotaj diyen de oldu, trafo diyen de rant için yapıyorlar diyen de…

Resmi makamlardan net açıklamalar yapılmadan bir anda yangının ‘sabotaj’ olduğu yayıldı. Sabotajla alakalı olduğu söylenen 4 kişi gözaltına alındı, 2’si serbest bırakıldı, diğer 2 kişiye dair herhangi bir açıklama da yapılmadı.

Yangın bölgesinde ÇED toplantısı yapılacağı ortaya çıktı

Yangından kısa bir süre önce maden için ÇED raporu toplantısı duyurusu yapıldı.

Tam da bu süreçte Hatay Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, köylere gönderdiği 30 Eylül tarihli resmi yazıda 12 Ekim tarihinde Belen ilçesine bağlı Hüyük Mahallesi’nde projeyle ilgili Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) toplantısı yapılacağını duyurdu.

Halktan gelen tepkilerden dolayı Valilik ÇED toplantısını erteleme kararı aldı. Bu karara rağmen Hatay’ın her tarafından aralarında siyasi parti, çevre dernekleri, milletvekilinin de olduğu onlarca kişi tüm engellemelere rağmen Hüyük Mahallesi’nde toplanıp ‘Madene geçit yok’ dedi.

Resmi açıklamalarda neler denildi

Hatay Valiliği açıklaması:

İlk açıklama 09 Ekim’de yapıldı. Bu açıklama yangına nasıl müdahale edildiğine dair ve kontrol altına alındığında dair bilgilendirme içeriyordu.

Henüz resmi açıklama yapılmadan sosyal medyada bir anda yangının sabotaj olduğuna dair iddialar ortaya atıldı.

Ateşin çocukları?

Yine ortada somut bir açıklama olmadan “Ateşin Çocukları” adlı bir grubun yangınları üstlendiği söylenerek, sabotaj iddiaları güçlendirilmeye çalışıldı.

09 Eylül’de tüm sosyal medyada yangınların sabotaj olduğuna dair paylaşımlar yapıldı. #hatayyakılıyor hastag ile yangının “Ateşin Çocukları” adlı grubun yaptığı yazıldı.

Tam da bu zamanlarda Valiliğin ‘sabotaj iddiaları araştırılıyor’ açıklamasından kısa bir kesit:

“Yangında sabotaj ihtimaliyle ilgili gözaltına alınan şahıslar olup konuyla ilgili soruşturma devam etmektedir. Henüz sabotaj ile ilgili kesin bir bilgiye ulaşılamamıştır. Hem yangının seyrini hem de sabotaj ihtimalini araştırmak için bölgemizde İHA’lar görev yapmakta kolluk kuvvetlerimiz de kapsamlı bir şekilde konuyu araştırmaktadır.”

Pakdemirli’nin açıklaması

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin 10 Ekim tarihinde sabotaj dair açıklaması var. “Çok ciddi kasıt şüpheleri”nden söz eden Bakan Pakdemirli, bu yangınların siyasi saiklerle mi yoksa rant için mi çıkarıldığına dair bir açıklama yapmadı.

Orman yangınları sonucu pek çok ailenin evi de yandı.

“Kamuoyunda ve sosyal medyada ve yangının özelinde de çok ciddi kasıt şüpheleri ortaya çıktı. Bununla ilgili olarak valilik çalışmalarını yürütüyor. Bununla alakalı olarak ilk olarak 4 şüpheli gözaltına alındı, ikisi savcı tarafından serbest bırakıldı.”

2-B ile orman dışına çıkartılan yerler yapılaşmaya açıldı

Yangın, yerleşim şekli ve altyapı oluşturmadan yapılan yapılaşmaları da tekrar gündeme getirdi.

Bu konuyu İskenderunlu Mimar Ercüment Kimyon’a sorduk. Her yere kaçak yayla evi yapıldığını belirten Kimyon özetle şunları söyledi:

“Kaçak yapılara göz yuman da devlet. Yaylaların içinde bir tane ev yansa bütün yayla evlerine sıçrar. Ormanlık alanları imara açtık.

Ormanlar’a koru evleri dedik

‘Ormanlık için koru evleri’ dedik. Bunlar Meclis kararlarıyla yapıldı. Kentleşme adı altında 2-B arazisi olarak orman dışına çıkartılan bu yerlerin yapılaşmaya açılması bu tür tehditlerin yaşanmasına ve yangınların çıkmasına sebep olmaktadır.”

“Rant uğruna orman alanları maden aramalarına açıldı, turizm yatırımlarına açıldı. Yangınların yerleşim alanına sıçramasının en önemli nedeni bu yapılaşma tarzı.”

Kozalaklar yangının yayılmasını sağlıyor

Nihat Eraslan

Doğa yürüyüşçüsü, fotoğrafçısı Nihat Eraslan, UNESCO korumasındaki Amanoslarla ilgili şu bilgiyi paylaştı:

“1960’lı yıllarda Amanoslarda çınar, sedir, ceviz, badem, zeytin ağaçları çok fazlaydı. Ormanların gençleştirilme çalışması, ormanlık arazi yapma derken buradaki ağaçlar derdest edildi.”

“Yerine dikilen yabani çamlar yemiş vermiyor. Kökleri derin olmadığı için toprağı tutup erozyonu engellemiyor. Aksine yangın olduğunda bu ağaçların kozalakları fırlayarak yangının da yayılmasını sağlıyor.”

Ekolojik dengeyi bozan her şey yangından mesuldür

İskenderun Çevre Derneği Başkanı Nermin Yıldırım Kara.

İskenderun Çevre Derneği Başkanı Nermin Yıldırım Kara, “Halkın kafasında çok fazla soru işareti var. Yangınların bilinçli mi çıkarıldığına dair konuşmalar oluyor. Çünkü yangınlar aynı süreçte ve aniden başladı” dedi.

Rant gerekçesi ortaya çıkacak

Ormanların rant için mi yakılıp, yakılmadığını önümüzdeki dönemde görüleceğini belirten Kara,

“Yangın, sıcakların etkisiyle çıkmış olsa da insanın doğaya yaptıklarının sonucu olur. Madenler, gaz salınımları, taş ocakları, santraller havayı, suyu, ekolojik dengeyi bozan küresel ısınmayı tetikleyen her şey bu orman yangınlarından da mesuldür. Türkiye de içinde olmak üzere dünyanın küresel ısınma sorunu var. Bu yangınların nedeni net bir şekilde ortaya konulmalı” şeklinde konuştu.

Evi yanan aileler yardım bekliyor

Kış geliyor, çadırda kalan aileler var.

Valilik açıklamasında ailelerin zararları tazmin edileceği söylendi. Tüm yetkililer; Vali, Kaymakam, Belediye Başkanı hepsi aileleri ziyaret etmiş, hasar tespiti yapmış ama nerdeyse bir ay geçmesine rağmen evlerin tadilatı ya da yeniden yapımına başlanmamış.

Arsuz’da oturan evi yanan ailelerden Fikret Bingöl, muhtarın gerekli yerlere bildirmemesinden kaynaklı, çocuklarıyla birlikte iki gün dışarıda yatıp, kalkmış.

AFAD’ın yardımı devlete olan borca gitmiş

Sonra AFAD’dan çadır ve eşya zarar ödeneği 5000 TL gönderilmiş. Bingöl, 4500 TL’sinin devlete olan borcuna gittiğini ve elinde 500 TL kaldığını belirterek, “Kış da geliyor, ne yapacağız bilmiyoruz? Ev yapılacak mı, eşya verilecek mi?” dedi.

Bingöl ailesi gibi evinin yapılmasını bekleyen başka aileler de var. Adını vermek istemeyen yeni evli bir çiftin evleri de dahil yangında her şeyi yanmış.

Mülki amirler herhangi bir şey yapmadı

Vali, Kaymakam tüm yetkililerin geldiğini ama henüz bir şey yapılmadığını söylediler. Çifte İskenderun’da dayanışma dernekleri bir apart daire kiraladı.

Şimdilik orda kalıyorlar, “Ne zamana kadar bu böyle gider bir an önce evimizin yapılmasını istiyoruz” diyorlar.

Açıkta kalan aileler bir an önce evlerinin yapılmasını bekliyor.

Yeni yangına dair de sabotaj iddiaları var

İskenderun’da geçtiğimiz günlerde yaşanan çatışmanın ardından başlayan orman yangınlarına dair de sabotaj iddiaları dolanıyor medyada.

Özellikle sosyal paylaşım sitelerinde bu yangınların durduk yere çıkmadığına vurgu yapılıyor. İki gündür süren İskenderun yangını da kısa sürede yerleşim alanlarına sıçradı. Bazı evler tahliye edilmek zorunda kaldı.

Son çıkan yangına dair Valiliğin 27.10.2020 tarihinde yaptığı açıklama şöyle:

“Mersin’in Anamur, Adana Kozan, İskenderun olmak üzere 14 yangın ve 3 zirai yangın olmak üzere Orman Teşkilatı 17 yangınla mücadele etti. 2 yangın hariç hepsi kontrol altına alındı soğutma çalışmaları sürüyor.”

‘Sabotaj ihtimalini yok saymamak lazım’

“Sabotaj dair; Böyle bir ihtimal olabilir. Bunu yok saymamak lazım. Herhangi bir bağlantı da bulunmuş değil. Bizim şu anda bütün odağımız yangının söndürülmesi.”

“Onunla ilgili kolluk kuvvetlerimiz ve Valiliğimiz çok yönlü soruşturmayı zaten yapıyor. Şu ana kadar bulunan ne herhangi bir ipucu var ne de herhangi bir bağlantı var.”

Soru önergesi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi

Hatay’daki yangınlar Meclis gündemine de taşındı. CHP ve HDP’nin milletvekilleri Meclis’e önergeler vererek yangınların araştırılmasını istedi.

CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin’in orman yangınlarının önlenmesi ve erken müdahale edilmesi için TBMM’ye sunduğu Meclis Araştırma Önergesi, AKP ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Şahin’in reddedilen önergesinden bir kesit:

“500’e yakın aile mağdur oldu. Mağdur halkımıza Anayasal görevi gereği devlet bu afet karşısında acil kira, eşya, nakit desteği yapmalı, tüm zararları karşılamalıdır. Ormanları korumanın önünü kapatan, rant için yangınlara göz yumanlar da en az ormanı yakanlar kadar vatan hainidir.”

Ailelerin zararları karşılanacak mı?

CHP Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur da konuyla ilgili Meclis’e soru önergesi veren vekillerden. Güzelmansur önergede, “Ülke tarihindeki en büyük yangınlardan biri olan bu yangın kasten mi çıkarıldı? Yangına havadan müdahalenin neden geç yapıldı” diye sordu.

Yanıtsız bırakılan sorular…

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Tülay Hatimoğulları ve beraberindeki heyet yangın yerinde inceleme yaptı. TBMM’de sorduğu sorular yanıtsız kaldı.

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları da Meclis’e verdiği soru önergesinden bir kesit:

“Yangının çıkış nedeni titizlikle araştırılacak mıdır? Gözaltına alınan şüpheliler hakkındaki süreç hangi aşamadadır? Evleri, işyerleri, bahçeleri, araçları vs. yanan yurttaşların zararları karşılanacak mıdır?”

Maden kuşkusu

“Çıkan yangınların, son dönemde Türkiye’de bazı bölgelerin maden sahası olarak ilan edilmesiyle ilişkisi var mıdır?”

“12 Ekim’de yapılması planlanan krom maden projesi için ÇED toplantısı duyurusu yapılan bölgede yangının çıkması tesadüf müdür?”