Hayvan yaşamını koruyacak yasaya ihtiyaç var

Hayvan Hakları Koruma Kanunu’nda yapılan değişikliklerin caydırıcı olmadığını belirten Hayvan Özgürlüğü Kolektifi’nden Hale Baydilli, hayvan yaşamını koruyacak bir yasaya ihtiyaç olduğunu söyledi. 

“Hayvanları Koruma Kanunu ile Türk Ceza Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, 9 Temmuz’da Meclis’te kabul edilerek yasalaştı. Hayvan hakları savunucuları, iktidarın “Devrim gibi yasa” olarak lanse ettiği değişikliğin, hayvanları korumaktan uzak olduğunu belirterek, sorunu derinleştireceğini vurguladı.

Mersin Hayvan Özgürlüğü Kolektifi’nden Hale Baydilli, düzenlemeyle birlikte kedi ve köpeklerin petshoplarda satışına izin verilmeyeceğini ancak üretim çiftliklerinde izin verileceğini söyledi. Baydilli, balık, tavşan ve kaplumbağa gibi türlerin ise petshoplarda satışına izin verilmesinin, hayvanları “mal” statüsünden çıkarmadığını ifade etti.

Sokak hayvanları korumasız

Bu düzenlemeyle birlikte sahiplenilecek hayvanlara dair sayı sınırı getirilmesinin de önünün açıldığını ifade eden Baydilli, evcil ve sahipli hayvanları kasten öldürenlere ceza verildiğini ama sokak hayvanlarına yapılan şiddete ilişkin Tarım ve Orman Bakanlığı’na şikayet edilebileceğini dile getirdi. Baydilli, bu tabloda sokak hayvanlarına yönelik şiddetin cezasız kalacağına işaret etti.

Hayvan hapishaneleri

Yasada yer verilen “Hayvanat Bahçeleri ve Doğal Yaşam Parkları” ibaresiyle bu alanların sempatik gösterilmeye çalışıldığına dikkati çeken Baydili, “Biz biliyoruz ki hayvanların doğasından koparılıp insanların zevkleri için eğlence aracı olarak kullanıldığı bir yer, yaşam parkı değil, ancak hayvan hapishanesi olabilir. Hayvanlar mal değildir, bu türcü yaklaşımlar hayvanları koruyacak olan bir yasada yer almamalıdır. Yasada süt, yumurta çiftlikleri ve mezbahalarla ilgili bir düzenleme bulunmuyor. Hayvan haklarını korumayı amaçlayan bir yasada; yalnız kedi, köpekler değil sömürülen, şiddette uğrayan her hayvan yer almalı ve korunmalıdır. Bu doğrultuda hayvan hakları yasası anti türcü ve vegan olmalı, tüm hayvanları gözetmeli. Yasa, sadece zevk ve sömürü için kullanılan birçok hayvanı görmezden gelmekle kalmıyor, evcil hayvanlar için bile yeterli değil” diye konuştu.

Hapis cezası verilmeyecek

Hayvanlara şiddet uygulayanlara karşı verilen hapis ve para cezalarının kesinlikle caydırıcı olmadığını vurgulayan Baydilli, aksine suça teşvik ettiğini dile getirdi. Hayvanların mal statüsünde görülmesinden kaynaklı verilen zararı para ile tazmin etmenin kabul edilemez olduğunu söyleyen Baydilli, sözlerini şöyle sürdürdü: “Öngörülen cezalara baktığımızda kasten öldürme fiili için 6 aydan 4 yıla kadar hapis cezası belirlenmiş ise de gerek uygulamadaki takdiri indirimler gerekse de infaz kanunlarındaki düzenlemelerle bu fiili işleyenlerin hapisle cezalandırılmayacağı açık. Gerçekten caydırıcı politikalar ve denetimler yapılmadığı sürece, şu an işlenen suçlar gerçekleşmeye devam edecek. Ek olarak biliyoruz ki insan harici hissedebilen canlıların geçerli rızası söz konusu değil. Bu nedenle yapacağımız her davranışta onları gözetmek, zevk ve çıkarlarımız doğrultusunda kullanmamak politik olarak tutunmamız gereken bir tavırdır. Bunun yolu da vegan olmaktan geçer.”

Mal değil birey

Toplumdaki şiddet biçimlerinin birbirinden bağımsız olmadığı gibi birbirini beslediğini belirten Baydilli, “Eğer Hayvan Hakları Yasası da mevcut haliyle kalırsa bu suçları işleyen kişiler yasanın esnekliğinden cesaret alarak bu suçları işlemeye devam edecek” diye konuştu. Hayvan haklarını ve yaşamını gerçekten koruyacak bir yasanın öncelikle tutarlı ve tüm hayvanları kapsayacak şekilde olması gerektiğini ifade eden Baydilli, hayvanların şuan birer nesne ve mal olarak gösterildiği yasa yerine hayvanların birey olduğunu tanıyan yasaya ihtiyaç olduğunu vurguladı.

MA / Esra Solin Dal