HDP Kadın Meclisi’nden, İstanbul Sözleşmesi kararının iptali için Danıştay’a başvuru

HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Başaran, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi kararının iptali için Danıştay’a hukuken başvuru yaptıklarını belirterek, sadece hukuk mücadelesiyle bu meselenin bitmeyeceğine dikkat çekti.

Başaran, “Kadınların günlerdir sokakta, meydanlarda ve Meclis’te verdiği mücadelenin bir parçası olduğumuzu da ifade etmek istiyoruz.” dedi.

HDP Kadın Meclisi, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi kararının iptali için Danıştay’a başvurdu.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının iptali için Danıştay’a başvuruda bulundu. Başvuru öncesi HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş ile milletvekilleri ve avukatlar Danıştay önünde basın açıklaması yaptı.

Açıklamada konuşan Başaran, bir hukuksuzluğa karşı yargının nasıl bir tavır alacağını görmek için burada olduklarını belirterek, “Bildiğiniz gibi bir yıldır iktidar sözcüleri, her çıktıkları platformda kadın kazanımlarını hedef alıyor. Ve en büyük hedef aldıkları kadın kazanımlarından biri de İstanbul Sözleşmesi.” dedi.

Pandeminin başladığı bir süreçte kadınlar için acil eylem planları tartışılırken, Türkiye’de kadınların her alanda İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açılmasını ve manipülasyon yapılmasını izlediğini belirten Başaran, “En nihayetinde AKP Genel Başkanı bir gece yarısı darbesi ile sözleşmeden çekildiğini ilan etti.” diye konuştu. 

‘İstanbul Sözleşmesi iktidarın bir lütfu değil’

İstanbul Sözleşmesi’nin iktidarın bir lütfu olmadığını kadınların ortak mücadelesinin sonucunda elde edilmiş bir kazanım olduğuna vurgu yapan Başaran, İstanbul Sözleşmesi’ne götüren adımların ilk başında yer alan 2002 yılında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) tarihi olarak verdiği Nahide Opuz kararını hatırlattı.

İktidarın kadın politikasını eleştirerek konuşmasına devam eden Başaran, “AKP’nin politikaları sonucunda her gün, her an kadınları eşitsizliğe, kadınları aile içerisine, kadınları makul ve makbul kimliğine sıkıştırmaya çalıştı.” dedi.

‘İstanbul Sözleşmesi’nden AKP Genel Başkanı çıktı’

Kadınların günlerdir İstanbul Sözleşmesi kararına karşı sokakta olduğuna vurgu yapan Başaran, “İstanbul Sözleşmesi feshedilmedi. İstanbul Sözleşmesi’nden hukuken de, kadınlar ve toplum nezdinde de geri adım atılmadı. AKP Genel Başkanı çıktı bu sözleşmeden, ama hala Türkiye bu sözleşmenin bir tarafıdır.” şeklinde konuştu. 

‘Manipülasyonlara rağmen İstanbul Sözleşmesi hayat kurtardı’

Uzun süredir yaptıkları manipülasyonlara rağmen İstanbul Sözleşmesi’nin hayat kurtardığına vurgu yapan Başaran, şunları ifade etti:

“Bunu Meclis’te 2018 yılında İstanbul Sözleşmesi’nin etkin uygulanması ve izlenmesi amacıyla kurulan komisyona gelen baro temsilcileri, kadın kurumlarının temsilcileri ve gelen herkes ‘İstanbul Sözleşmesi etkin uygulanmalıdır’ dedi. ‘İstanbul Sözleşmesi’nin etkin uygulanması, yaratılan kadın erkek eşitsizliğini ve kadınların nefessiz bırakılmasını ortadan kaldırır’ dedi. Ancak üzerinden bir yıldan fazla zaman geçmesine rağmen ısrarlı bir biçimde bu rapor açıklanmadı. Çünkü kapalı kapılar ardından iktidar sözleşmeden nasıl çıkacaklarını hesap ediyordu.”

‘Meclis onayı olmadan çıkılamaz’

“Bir darbe ile bu sözleşmeden çıktıklarını ilan ettiler.” diyen Başaran, Danıştay’a bu nedenle başvuru yapacaklarını belirtti. Sözleşmeden çıkma yöntemi, usulünün hukuka aykırı olduğuna vurgu yapan Başaran, “Uluslararası sözleşmelere nasıl imza konuluyorsa, yani Meclis’e getirilip görüşmeler yapıldıktan sonrasında bu sözleşmeler imzalanıyorsa, aynı yöntemlerle bu sözleşmelerden geri çekilebilinir.” dedi.

‘Danıştay hakimleri bir tercih yapacak’

Şimdi hukukçuların, hakimlerin, yargının bir tercih yapması gerektiğini belirten Başaran, şunları ifade etti:

“Ya kadınlardan yana tavır alacaklar, hukuktan yana tavır alacaklar ya da kadın düşmanı politikalardan yana tavır alacaklar ve her gün kadınları nefessiz bırakan iktidara biat edecekler. Bir tercih yapacaklar; ya hukuku esas alıp bu yöntemle sözleşmeden çıkılamayacağını net bir şekilde ifade edecekler ya da son dönemlerde artık nereye koyabileceğimizi bilmediğimiz yorumlarla her sözleşmeden tek adamın iradesi ile çıkmanın önünü açacaklar.” 

Hala hukuka inanan, Anayasayı ilke edinen hukukçular olduğunu bildiklerini belirten Başaran, “İnanıyoruz ki bu başvuruları birilerinin kulaklarına fısıldadığı yaklaşımla değil, hukukun kendilerine verdiği yetki ve toplumsal vicdan sonucunda değerlendireceklerdir.” dedi. 

‘Sadece hukuk mücadelesi ile bu mesele bitmeyecek’

Sadece hukuk mücadelesi ile bu meselenin bitmeyeceğine işaret eden Başaran, sözlerini şöyle tamamladı:

“O açıdan burada Danıştay’a hukuken başvuru yapıyoruz; ama kadınların günlerdir sokakta, meydanlarda ve Meclis’te verdiği mücadelenin bir parçası olduğumuzu da ifade etmek istiyoruz. İstanbul Sözleşmesi bizim kazanımımızdır. İstanbul Sözleşmesi yürürlüktedir ve iktidar hala bu sözleşmeyi uygulamakla yükümlüdür. ‘İstanbul sözleşmesi yaşatır’ demekten, mücadelesini vermekten, kazanımların gasp edilmesine karşı durmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.”

Yeni1Mecra