HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Başaran, ne yerel yönetimlerin ne de hükümetlerin bugüne kadar kadın emeğini desteklemediğini belirterek, “Kadınlar emeklerinin karşılığını almak, insani koşullarda üretim yapabilecekleri ve yaşayabilecekleri yerler istiyorlar.” dedi.
Başaran, “Yoksulluğun kadınlaşmasına izin vermeyeceğiz” diyerek, İzmir ve Aydın belediyeleri ile hükümeti kadınların yaşadıkları sorunlara çözüm üretmeye çağırdı.
HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, HDP Milletvekilleri Züleyha Gülüm ve Serpil Kemalbay, Ege’de gerçekleştirilen “Kadın yoksulluğuna hayır” buluşmalarının sonucunu Meclis’te yaptıkları basın toplantısıyla açıkladı. Toplantıda konuşan Başaran, “Kadınlar için adalet” kampanyasının startını 10 Şubat’ta verdiklerini hatırlatarak, “Bu kampanyamızın ikinci etabı olan ‘Kadın yoksulluğuna hayır, kadınlar için adalet’ buluşmalarımızın ilk etabında Ege’deydik.” dedi.
‘İktidar destekçileri bile ülkeyi terk ediyor’
Ülkede pandemi dönemini fırsata çevirenlerin, iktidara yakın olanların zenginliklerine zenginlik katarken halkın gittikçe yoksullaştığını belirten Başaran, “Tabi bütün bunlardan en çok etkilenen kesim yine kadınlar oluyor. Zamanlar, mekânlar, biçimler farklı olsa da kadın yoksulluğunun nedenleri ve yarattığı sonuçlar her yerde aynı.” dedi.
‘Yoksulluğun kadınlaşmasına izin vermeyeceğiz’
Başaran, şöyle devam etti: “Kadınları istihdam alanının dışında tutarak ekonomik anlamda erkeğe bağımlı hale getirmek isteyen, ucuz işgücü olarak gören, her türlü emek sömürüsüne maruz bırakan, Kod 29 ile kadınları hedef alan işverenleri koruyan, güvencesiz işlerde merdiven altı çalışmak zorunda bırakarak kadın düşmanlığını her defasında tescilleyen erkek egemen ittifakın karşısında; bu ittifakın her türlü saldırısı karşısında susmayan, yılmadan direnen, yaşamını idame ettirmeye çalışarak ‘yoksulluğun kadınlaşmasına izin vermeyeceğiz’ diyen kadınlar var!”
İzmir ve Aydın’da gerçekleştirdikleri kadın buluşmalarında farklı kesimlerdeki kadınların sorunlarını dinlediklerini belirten Başaran, kadınların taleplerini aktardı.
‘Kod 29 uygulaması kaldırılmalı, İstanbul Sözleşmesi etkin bir şekilde uygulanmalı’
İzmir’de kadın merkezleri ve dernekleriyle de bir araya geldiklerini söyleyen Başaran, “Kadınların talepleri aynı zamanda kadın derneklerinin de talepleri. Kod 29 uygulamasının kaldırılması, İstanbul Sözleşmesi’nin etkin bir şekilde uygulanması noktasında bir kez daha ortaklaştık.” dedi.
‘Ne yerel yönetimler ne de hükümet kadın emeğini desteklememiş’
Hasır şemsiye yapımı, tandır ekmeği yapımı, midye doldurma bir zanaat, yaşatılması gereken kültürel değer ve kadınlar tarafından kente katılan bir katma değer olduğunu belirten Başaran, şunları ifade etti:
“Bu emeğin, zanaatlerin, kültürün, üretimin değeri yok sayılıyor. Ne yerel yönetimler tarafından desteklenip, kadın emeği güçlendirilmiş ne de hükümetler bugüne kadar bu emeği desteklemiş. Bu bahsettiğimiz kadınların hiçbiri kimseden lütuf istemiyor. Hakkı olmayan bir şey istemiyor. Emeklerinin karşılığını alabilmeleri, insani koşullarda üretim yapabilecekleri ve insani koşullarda yaşayabilecekleri yerler istiyorlar.”
Kadın yoksulluğunu yenmek için, yoksulluğu kız çocuklarına miras bırakan bu düzenin değişmesinin şart olduğuna işaret eden Başaran, “Her kadına ya iş ya da gelir güvencesi bir hak olarak tanınmalıdır.” şeklinde konuştu. Başaran, İzmir ve Aydın belediyeleri ile hükümete kadınların yaşadıkları sorunlara çözüm üretmeye çağırdı.
Yeni1Mecra