Hukukçulardan çıplak arama tepkisi: Sorumluları cezalandırılsın

Boğaziçi Üniversitesi protestoları sırasında gözaltına alınan gençlere yapılan çıplak arama uygulamasına avukatlardan tepki: Çıplak arama işkencedir.

“Bu aramaların yapılmasındaki amaç hiçbir zaman güvenlik kaygısı olmayıp, gözaltına alınan veya cezaevine giren şahsın kişiliğini ezerek onu kimliksizleştirip teslim almak ve böylece üzerinde otorite kurma amaçlı bir işkence yöntemidir”

Çağdaş Avukatlar Grubu, (ÇHG), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubeleri üyesi avukatlar,  Boğaziçi Üniversitesi protestoları sırasında gözaltına alınan gençlere yönelik çıplak arama uygulamasına tepki göstererek basın açıklaması yaptı.

Bayraklı Adliyesi önünden yapılan açıklamaya avukatların yanı sıra pek çok sivil toplum örgütü ve siyasi parti temsilcisi katılarak destek verdi. “Çıplak Arama İşkencedir” yazılı pankartın açıldığı açıklamada, “İnsanlık onuru işkenceyi yenecek” sloganları atıldı. Hak savunucuları adına hazırlanan basın metini avukat Şükran Öztürk okudu.

‘Çıplak arama sırasında avukatlar 1,5 saat dışarıda bekletildi’

Gençlere yapılan işkencenin kamera kayıtlarına, doktor raporlarına ve ifade tutanaklarına da yansıdığına değinen Öztürk, “Şahıslar darp ve cebir ile gözaltına alınmış, plastik kelepçe takılmış, yüzüstü yatırılarak ters kelepçe uygulanmış ve iki kadına çıplak arama yapılmıştır. Kadınlara çıplak arama esnasında otur-kalk hareketi de yaptırılmıştır. Çıplak arama uygulamaları esnasında avukatlar yaklaşık 1 buçuk saat boyunca dışarıda bekletildi. Kadınlardan birinin çıplak arama esnasında çığlık atması üzerine bu çığlık orada bekleyen avukatlar tarafından duyulmuş, bu duruma itiraz edilmiş ve durum İzmir Barosu’na iletilmiştir. İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel’in başsavcı ile görüşmesi akabinde avukatlar içeri alınmaya başlanmıştır. Bunun üzerine müvekkillerimizle görüştüğümüzde çıplak arama yapıldığını öğrendik” diye konuştu.

‘Valilik gerçeği çarpıtıyor’

İzmir Emniyeti’nde çıplak arama yapıldığı bilgisi sosyal medyada da gündem olunca İzmir Valiliğinin açıklama yaptığını söyleyen Öztürk, “Bir avukatın da üst aramasına katıldığı görüntüsü servis edilerek, ‘çıplak arama yapılmadı’ algısı yaratılmaya çalışıldı. Valilik ve kolluk güçleri gerçeği çarpıtıyor. Bu süreçte çıplak arama sosyal medya gündemine oturduğundan İzmir Emniyeti sonuçlarından korkup diğer aramaları kamera eşliğinde yapmıştır. Zira emniyetin bu kamera ve avukat eşliğinde arama uygulaması baştan var olan bir uygulama olmamakla çabalarımız ve itirazlarımız üzerine yapılmıştır” ifadelerini kullandı.

‘Amaç güvenlik kaygısı değil, işkence’

Cezaevleri girişinde rutin olarak çıplak arama yapıldığı gibi zaman zaman emniyette gözaltı işlemleri sırasında da bu uygulama ile karşılaştıklarını dile getiren Öztürk, “Bu aramaların yapılmasındaki amaç hiçbir zaman güvenlik kaygısı olmayıp, gözaltına alınan veya cezaevine giren şahsın kişiliğini ezerek onu kimliksizleştirip teslim almak ve böylece üzerinde otorite kurma amaçlı bir işkence yöntemidir” şeklinde konuştu.

Adli soruşturma başlatılsın

Uluslararası sözleşmelerde ve anayasa da işkencenin cezasız bırakılmaması yönündeki maddelere değinen Öztürk, gözaltına alınan ve çıplak aramaya maruz bırakılanlar adına İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduklarını belirtti. Adli soruşturma başlatılmasını, olay tarihlerinde görevli olan tüm personelin tespit edilmesini ve kamera kayıtlarının emniyetten alınmasının acilen gerçekleşmesi gerektiğine vurgu yapan Öztürk, yaşanan olaya ilişkin tüm delillerin bizzat savcılık eliyle toplanmasını talep ettiklerini belirtti.

Hukuk örgütleri olarak sistematik ve cezalandırma amaçlı “çıplak arama” uygulamasını hiçbir şekilde kabul etmeyeceklerini söyleyen Öztürk, “Bu uygulamayı işkence olarak tanımlıyoruz. Gözaltı merkezlerinde ve cezaevlerinde çıplak aramayı bir bütün olarak yasaklayan yasal düzenlemeler bir an önce gerçekleştirilmelidir. Bir işkence yöntemi olarak çıplak aramayı uygulayan memurların da cezasız bırakılmasının önüne geçilmesi gerekmektedir” diye belirtti.

MA