İşçi ve emekçiler: 15-16 Haziran geçmişte kalan bir ‘tarih’ değil

15-16 Haziran İşçi Direnişi’nin 51’nci yıldönümünde birçok merkezde sokağa çıkan işçi ve emekçiler, “Bugün işçi sınıfı için bir kez daha ‘Artık yeter’ deme günüdür” dedi.

Türkiye’de işçi sınıfının geniş çaplı ilk büyük eylemi olan 15-16 Haziran direnişlerinin 51’inci yıldönümü birçok merkezde açıklamalara sahne oldu. 1970 yılında çalışma yaşamını ve temel sendikalar mevzuatını düzenleyen 274 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Yasası ile 275 sayılı Sendikalar Yasası’nda değişiklik yapan tasarı, Adalet Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin işbirliğiyle Meclis ve Senato’dan geçirilmesinin ardından 11 Haziran 1970’te Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay tarafından onaylanarak yürürlüğe girdi.

İşçilerin sendika seçme özgürlüğünü önemli ölçüde kısıtlayıp, sendika değiştirmeyi güçleştiren yasaya karşı yüz binlerce işçi ve emekçi 15 Haziran’da sokağa döküldü. Büyüyen protesto eylemleri nedeniyle 16 Haziran’da Kocaeli ve İstanbul’da sıkıyönetim ilan edildi. Protestolara yönelik müdahaleler ve bağlantılı direnişlerde 7 kişi hayatını kaybederken, 5 binin üzerinde işçi işten atıldı.

ANKARA

DİSK İç Anadolu Bölge Temsilciliği, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Ankara Şubeler Platformu, TMMOB, TTB, Ankara Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası ve Ankara Tabipleri Odası (ATO) 15-16 Haziran Direnişi’nin 51’inci yıldönümüne dair Ulus Heykeli önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ağrı Milletvekili Abdullah Koç da katıldı.

“Özgür ve eşit bir geleceği emekçiler kuracak” pankartı açılan eylemde konuşan DİSK Bölge Temsilcisi Tayfun Görgün, sürmekte olan ekonomik kriz ve salgında işçiler başta olmak üzere geniş halk kesimleri ağır bedeller ödediğini ifade etti.

Mücadelenin adı

Birlikte mücadelenin önemine vurgu yapan Görgün, ” 15-16 Haziran; güdümlü sendikacılığa başkaldırıp, direnen işçi sınıfının gerçek sendikal haklarını savunduğu muazzam bir direniştir. Sınıf ve kitle sendikacılığını bastırmak isteyen dönemin hükümeti ve patronların isteğine, hilelerine diz çökmeyen, boyun eğmeyen mücadele ve dayanışmanın adıdır” diyerek altını çizdi.

İşçi sınıfı ve emekçiler için bugünün “artık yeter” deme günü olduğunu söyleyen Görgün, taleplerini sıraladı.

‘Gündemi mafya liderleri belirliyor’

Mafya liderlerinin gündemi belirlediği bir dönemden geçildiğine işaret eden Görgün, “Mafya, siyasetçi, bürokrat, sözde gazetecilerin kurduğu çıkar ilişkileri halkın ekmeğini çalıyor, nefes almasını engelliyor. Toplumun canını, malını, haklarını tehdit ediyor. Mafyaya, çıkar çetelerine teslim edilmiş yaşamları bize dayatmaya kimsenin hakkı da yok, gücü de yetmez. Emekçiler eşit, özgür, demokratik ve insanca yaşayabilecekleri bir dünyayı mutlaka kendi elleri ile kuracaktır” ifadelerinde bulundu.

İZMİR

15-16 Haziran’ın yıldönümünde İzmir’de sendikalar, meslek örgütü ve siyasi partiler tarafından ortak açıklama yapıldı. Konak’taki İZSU Genel Müdürlüğü önünde yapılan açıklamada DİSK, KESK, TMMOB, İzmir Tabip Odası, İzmir Kent Konseyi ve EMEP temsilcileri, HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay ve SYKP Eş Genel Başkanı Cavit Uğur yer aldı.

Açıklama öncesinde “Yaşasın 15-16 Haziran direnişimiz”, “Faşizme karşı omuz omuza”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek”, “Bildiğimiz yoldan yürüyoruz” sloganları atıldı.

İktidar adaletsizlik üretiyor

Ortak açıklamada bulunan DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı, iktidarın politik tercihlerinin adaletsizliği büyüttüğünü söyledi. Sarı, “3-5 şirketin payına ballı beton ihaleleri, işçilerin payına ise Kod-29 ile tazminatsız işten atılmak, ücretsiz izin, asgari ücretin altında kalan ‘Kısa Çalışma Ödeneği’, yandaş şirketlerin payına devlet bankalarından geri ödemesiz krediler, işçinin, köylünün, öğrencinin, dar gelirlinin payına banka hacizleri düşüyor” dedi.

15-16 Haziran direnişinin, işçi sınıfının birliğinin, dayanışmasının ve mücadelesinin sembolü haline geldiğini söyleyen Sarı, “Bugün işçi sınıfı için bir kez daha artık yeter deme günüdür” diye belirtti. Sarı, taleplerini şu başlıklar altında sıraladı: Kod-29 ve ücretsiz izin zulmüne son verilsin, Asgari ücret üzerindeki tüm vergi ve kesintiler sıfırlansın, İşsizlik Sigortası Fonu kaynakları patronlara değil işçilere ve işsizlere harcansın. İşsizliğe karşı kamu istihdamı artırılsın, çalışma süreleri azaltılsın, doğa katili projelere, Kanal İstanbul’a, betona değil, pandemide işini ve gelirini kaybedenlere kaynak ayrılsın, örgütlenme, özgür toplu sözleşme ve grev hakkı önündeki tüm engeller kaldırılsın.

ADANA

Adana’da DİSK Çukurova Bölge Temsilciliği, 15-16 Haziran Direnişi’nin yıldönümünde Seyhan Belediyesi Barış Anıtı önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamayı okuyan DİSK Bölge Temsilcisi Hüseyin Yaşar Gündoğdu, 15-16 Haziran’ın geçmişte kalan bir “tarih” değil, sendikal hak ve özgürlükleri savunma direnişi olduğunu ifade etti. Gündoğdu, pandemi ve krize karşı bugün de 15-16 Haziran Direnişi’nde dersler almaları gerektiğini vurguladı.

Ülkeyi yönetenlerin tercih ettiği yolun, milyonlar için sağlıklı, güvenceli ve insanca bir yaşam vaat etmediğini söyleyen Gündoğdu, “Sağlıklı, güvenceli ve insanca bir yaşam için, haklarımızı almamız için örgütlenmemiz gerekiyor. Bir olmamız, birlik olmamız, güçlü olmamız gerekiyor. Örgütlenmemizin, haklarımızı savunmamızın önüne çıkan engelleri omuz omuza aşmamız gerekiyor Haklarımızı, yaşamlarımızı ve memleketimizi nasıl savunacağımızı tarihimizden biliyoruz. Bundan 51 yıl önce, 15-16 Haziran 1970’de ayağa kalkan işçi sınıfından dersler almamız gerekiyor” dedi.

MA / HABER MERKEZİ