İSİG: Yaşamını yitiren bin 736 işçinin yüzde 98,68’si sendikasız

İSİG’in 2019 Yılı İş Cinayetleri Raporu’na göre; yaşamını yitiren bin 736 işçinin yüzde 98,68’i sendikasız. Yaşamını yitiren işçilerin 67’sinin çocuk, 110’unun mülteci olduğunun tespit edildiği raporda, işçi katliamlarının her an yaşanabileceğine dikkat çekildi.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG), 2019 İş Cinayetleri Raporu’nu açıkladı. İsigmeclisi.org sitesinde yayımlanan raporda, “Yaşamak için değil adeta çalışmak için yaşıyoruz.” denilerek çalışma koşullarına dikkat çekildi. İşçi sağlığı ve iş güvenliği mücadelesinin bir bütün olduğuna vurgu yapılan raporda, “Ancak en acıtan çıplak yüzü ise iş cinayetleri.” olduğu belirtildi.

6331 Sayılı İSİG Yasası yürürlüğe girdiğinden beri aylık ve yıllık iş cinayetleri raporlarının çıkarıldığının belirtildiği raporda, işçi ölümlerini, yaralanmalarını ve meslek hastalıklarını önlemek için devlet ve sermayenin hiçbir adım atmadığı ifade edildi. Bu süreçte Soma, Torunlar, Ermenek, 3.Havalimanı gibi onlarca katliamın yaşandığına işaret edilen raporda, “Ancak Soma örneğinde görüldüğü gibi patronlar serbest işçi ailelerini savunan avukatlar tutuklu. Ya da 3.Havalimanı’ndaki gibi iş cinayetlerini protesto eden işçiler dayak yiyor, tutuklanıyor ve hala davaları devam ediyor.” denildi.

‘OHAL ilanı sonrası işçi ölümleri arttı’

Raporda, gerçekleşen iş cinayetleri sayısına bakıldığında yıllık ortalama bin 700 civarında olan işçi ölümleri sayısının OHAL ilanı sonrası yüzde 15 arttığına vurgu yapılarak, sayının 2 binlere ulaştığı kaydedildi.

‘Büyük işçi katliamları her an yaşanabilir’

Türkiye’de büyük işçi katliamlarının her an yaşanabileceğine dikkat çekilen raporda, “Zonguldak ve Şırnak’taki ‘kaçak’ maden ocakları alarm veriyor. İstanbul, Kocaeli ve Ankara’daki fabrika yangınları yaşanabileceklerin habercisi. Artan çocuk, göçmen, kadın ve yaşlı ölümleri güvencesizliğin derinleştiğinin göstergesi.” denildi. Raporda, işyerlerinde ve Türkiye’de gelişen hak mücadelesi ve ekonomik kriz nedenleriyle 2018 yılı Eylül ayından itibaren iş cinayetlerinde azalma eğiliminin başladığı ve sürdüğü belirtildi.

Raporda yer alan veriler, yüzde 79’u ulusal ve yerel basından; yüzde 21’i işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri ve sendikalardan öğrenilen bilgilere dayanılarak tespit edildi. Raporda, 2019 yılında yaşanan iş cinayetleri; aylara, istihdam biçimine, işkollarına, nedenlerine, cinsiyetlerine, meslek hastalıklarına, yaş gruplarına, göçmen-mülteci işçilerin geldikleri ülkelere, örgütlülük durumuna, şehirlere dağılımına göre verildi.

‘Bin 736 işçi yaşamını yitirdi’

Rapora göre; 2019 yılında en az bin 736 işçi yaşamını yitirdi. Meslek hastalığı nedeniyle 8 iş cinayeti yaşandı. 5 çiftçi Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, 1 maden işçisi silikozis, 1 metal işçisi akciğer kanseri ve 1 tarım işçisi tetanoz nedeniyle hayatını kaybetti. Raporda, bu durumun Türkiye’de meslek hastalıklarının görünmez kılındığının bir kanıtı olduğu belirtildi.

‘Hayatını kaybeden işçilerin yüzde 83’ü ücretliler’

Rapora göre; iş cinayetlerinin istihdam biçimleri dağılımında; bin 433 ücretli (işçi ve memur) ve 303 kendi nam ve hesabına çalışan (çiftçi ve esnaf) yaşamını yitirdi. Hayatını kaybeden işçilerin yüzde 83’ünü ücretliler yüzde 17’sini ise kendi nam ve hesabına çalışanlar oluşturdu.

‘En fazla ölüm tarım-orman, inşaat-yol işkolunda yaşandı’

İSİG 2019 İş Cinayetleri Raporu

İş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımına bakıldığında tarım, orman işkolunda 442, (245 çiftçi ve 197 işçi), inşaat, yol işkolunda 336, taşımacılık işkolunda 234, belediye, genel işler işkolunda 105 işçi, ticaret, büro, eğitim, sinema işkolunda 104 işçi yaşamını yitirdi. En az iş cinayetlerinin yaşandığı iş kolları ise iletişim ve banka, finans, sigorta işkolları oldu. Her iki işkolunda 6 işçi yaşamını yitirdi. 48 işçinin ise çalıştığı işkolu belirlenemedi.

‘En fazla ölüm servis kazasında yaşandı’

2019 yılında iş cinayetlerinin nedenlerine göre bakıldığında, trafik- servis kazası 392, ezilme-göçükten 285, yüksekten düşmekten 259, kalp krizi-beyin kanamasından 202, zehirlenme-boğulmadan 108, elektrik çarpmasından 100 işçi yaşamını yitirdi. Şiddet 88, patlama-yanmadan 83, intihar 82, nesne çarpmasından 30, kesilme-kopmadan 19 işçi yaşamını yitirdi. Diğer nedenlerden dolayı ise 88 işçi yaşamını yitirdi.

’67 çocuk işçi yaşamını yitirdi’

Raporda, cinsiyetlere göre dağılıma bakıldığında, yaşamını yitiren işçilerin 115’i kadın işçi bin 621’i ise erkek işçi olarak tespit edildi. Yaş gruplarına bakıldığında ise; 14 yaş ve altı 29 çocuk işçi, 15-17 yaş arası 38 çocuk/genç işçi, 18-27 yaş arası 246 işçi, 28-50 yaş arası 833 işçi, 51-64 yaş arası 366 işçi, 65 yaş ve üstü 115 işçi yaşamını yitirdi. Yaşamını yitiren 109 işçinin yaşı ise bilinmiyor.

‘110 mülteci işçi yaşamını yitirdi’

Rapora göre; yaşamını yitiren işçilerin 110’u mülteci/göçmen işçi. Bu işçilerin geldikleri ülkelere bakıldığında, 41 Suriyeli; 35 Afganistanlı; 6’şar İranlı, Özbekistanlı ve Ukraynalı; 4’er Rusyalı ve Türkmenistanlı; 3 Azerbaycanlı; 2 Gürcistanlı; 1’er Bulgaristanlı, Çekyalı, İtalyalı, Kolombiyalı ve Polonyalı işçi yaşamını yitirdi.

‘İşçilerin yüzde 98,68’i sendikasız’

İSİG 2019 İş Cinayetleri Raporu

Raporda, işçi cinayetlerinde yaşamını yitiren işçilerin yüzde 1,32’sini oluşturan 23’ü sendikalı, yüzde 98,68’ni oluşturan bin 713’ü ise sendikasız olarak tespit edildi. Raporda, sendikalı işçilerin gıda, büro, metal, inşaat, enerji, taşımacılık, sağlık, güvenlik ve belediye işkollarında çalıştığı belirtildi. Raporda, şöyle denildi: “Öte yandan ölen başka sendikalı işçiler de olabilir. Ancak kâğıt üzerinde olan sendikal üyeliklerinin gerçek bir örgütlülük olmaması ve birçok sendikanın ölen üyelerini sahiplenmemesi sonucu net bir bilgi verme şansımız olmadığını da belirtelim.”

‘En fazla ölüm İstanbul’da yaşandı’

Rapora göre iş cinayetlerinin en fazla yaşandığı iller şöyle; 181 İstanbul, 74 İzmir, 72 Antalya, 71 Kocaeli, 66 Bursa, 56 Ankara, 49 Gaziantep, 48 Aydın. En az iş cinayetlerinin gerçekleştiği iller ise şöyle: 6’şar ölüm Bayburt, Isparta, Siirt ve Tunceli’de; 5’er ölüm Bingöl, Edirne, Gümüşhane ve Kars’ta; 4’er ölüm Amasya ve Kırşehir’de; 3’er ölüm Ardahan, Bitlis, Kırklareli ve Rize’de; 2’şer ölüm Iğdır ve Muş’ta yaşandı. 56 ölüm ise yurtdışında yaşandı.

Raporda, yaşamını yitiren işçiler, tek tek isimlerine yer verilerek anıldı. İşçi sınıfının örgütlenmesi, birlik ve dayanışma içinde olması gerektiğine vurgu yapılan raporda, yer alan bazı talepler şöyle;

1- Ölen işçilerin yüzde 98’i sendika üyesi değildir. Yani sendikasız çalışmak ölüm demektir. Bu noktada işyeri İSİG kurulları, çalışan temsilciliği ve genel olarak sendikal örgütlenme üzerindeki baskılar sona erdirilmelidir. Grev yasaklarına son verilmelidir.

2- Özelde veya kamuda tüm güvencesiz çalıştırma uygulamalarına son verilmelidir.

3- İş cinayetlerinin sorumlusu patronlar, bürokratlar ve siyasiler yargılanmalıdır.

4- Meslek hastalıklarının gizlenmesinden vazgeçilmeli ve bu noktada sağlık örgütlerimizin yürütücülüğünde tespit eden/önleyen bir yaklaşım hayata geçirilmelidir.

5- ‘İş Teftiş Kurulu’nun yönetiminde emek örgütlerinin ağırlığı olacak şekilde sosyal taraflardan oluşan bağımsız bir üst kurul haline gelmesi sağlanmalıdır.

6- Bu hükümlere rağmen ikincil mevzuatta iş güvenliği uzmanının görev kapsamını rehberlik dışında değerlendiren hükümler değiştirilmelidir. İş güvenliği uzmanları; işverenin yapmadığı veya yapamadığı çalışmaların takipçisi ve sorumlusu olmamalıdır.

7- Tüm işyeri hekimlerinin iş güvencesi sağlanmalıdır.

8- Asgari ücret insanca yaşanabilir bir seviyeye yükseltilmeli, işten atmalara son verilmeli ve işsizlik önlenmelidir.

9- İşçi servisleri uygun araçlardan oluşmalı, işçilere kalacak lojman sağlanmalı ve gıda zehirlenmelerini önlenmelidir.

10 – Özellikle sanayinin ucuz emek gücü ihtiyacını karşılayan 4+4+4 eğitim sistemine son verilmeli ve çocuk işçilik yasaklanmalıdır.

11- Emekliliğin yaşa takılmasına ve kademeli olarak 65 yaş olarak belirlenmesine yani mezarda emekliliğe son verilmelidir.

12- Kadın emeği; tarımda, sanayide, hizmet sektöründe ve evde görünmez hale getirildi. Oysa her yıl 120-130 kadın çalışırken yaşamını yitiriyor. Kadını temel alan bir işçi sağlığı anlayışı tanımlanmalıdır.

13- Türkiyeli işçilerle mülteci/göçmen işçileri karşı karşıya getiren ücret ve çalışma politikalarından vazgeçilmelidir. Yine bu noktada bölge ülkelerini savaşın içine sürükleyen politikalardan uzak durulmalıdır.