İstanbul Havalimanı’nda 36 dil ve 80 lehçede anons var, ama 20 milyon ‘Kürt kardeşim’in dili yok

Yusuf Alataş

Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın çeşitli vesilelerle tekrarladığı bir söz var: “Kürtler bizim kardeşimizdir”.

Ama gelin görün ki, İstanbul Havalimanı’nda yolcuların iletişim sorunu yaşamaması için başlatılan 36 dil ve 80 lehçeden “anlık çeviri hizmeti” içerisinde “Kürt Kardeşim”in dili yok.

Sadece Türkiye’deki nüfusu yaklaşık 20 milyon olan Kürtlerin dili, 36 dil ve 80 lehçe arasına girememiş. Nasıl girsin ki? Uzun yıllar suç sayılan ve yasaklı olan, son dönemlerde de suç delili sayılan bir dilden söz ediyoruz. Mahkemelerimiz on yıllardır Kürtlerin dilini “bilinmeyen dil” ya da “ne olduğu anlaşılamayan dil” olarak mahkeme tutanaklarına geçirdiler. Yıl olmuş 2020, Adalet Bakanı CNN’de şunları söylüyor: “Diyarbakırlı bir anne Kürtçe konuşuyor. Kürtçe konuşuyor ama ‘bilinmeyen bir dil’ ya sen bin yıldır konuşulan bir dile nasıl bilinmeyen dil dersin”.  Evet, Sayın Adalet Bakanı, biz de yıllardır bu soruyu hâkimlere soruyoruz. Ama bu güne kadar bir yanıt alamadık. Belki sizin sorunuza cevap verirler.

Devletin en yüksek makamının “Kürt Kardeşim” söyleminin aksine, uygulanan ayrıştırıcı ve kamplaştırıcı politikalar ve söylemlerin de etkisiyle, son dönemlerde sadece kimlikleri ve dilleri nedeniyle saldırıya uğramalarda artış gözleniyor.

Çok geriye gitmeye gerek yok, sadece son aylarda “Kürt Kardeşim” kendi dilini konuştuğu için bakın başına neler gelmiş:

  • 13 Ekim 2019 Sakarya’da Kürtçe konuştuğu için Diyarbakırlı Şirin Tekin 5 kişi tarafından linç edildi.
  • İstanbul’da telefonda Kürtçe konuştuğu için Batmanlı Sedat Akbaş bıçaklanarak öldürüldü.
  • Kayseri Gençler Birliği ile yaptıkları maçta Kürtçe konuştukları için Batman Belediye Sporlu kadın sporcular karşı takımın hakaretlerine maruz kaldı.
  • Sakarya’da Kadir Sakçı ve oğlu Kürt oldukları ve Kürtçe konuştukları için silahlı saldırıya uğradı, Kadir Sakçı yaşamını yitirdi, oğlu ise yaralandı.
  • Çanakkale’de hastanede yatan eşini ziyaret eden 74 yaşındaki Ekrem Yaşlı, Kürtçe konuştuğu için “Burası Türkiye Cumhuriyeti” denilerek saldırıya uğradı.

Bütün bu olaylarda, olayların gerçek sebepleri üzerinde durup, tekrarlanmaması için gerekli önlemleri almaları gereken devlet yetkilileri (İçişleri Bakanlığı, Valilikler, Kaymakamlıklar…)  ise yaptıkları açıklamalarla herkesin bildiği sebepleri gizlemeyi, olayları sıradanlaştırmayı ve yargıyı etkilemeyi tercih ettiler. 

Demek ki “Kürt kardeşim” demekle kardeş olunmuyor. Sadece Türkiye’de değil, Türkiye dışında da askerin girdiği her yerde yapılan ilk iş Kürtçe levhaların Arapça ya da Türkçe olarak değiştirilmesi ise; dünyanın en büyük havaalanı diye tanıttığınız İstanbul Havalimanı’nda hizmete soktuğunuz çeviri programındaki 36 dil ve 80 lehçe arasına Kürtçe giremiyorsa, kardeşlik lafta demektir. Google ile kardeş değiliz ama Google’ın çeviri programında Kürtçe var.