İYİ Parti infaz düzenlemesine şerh düştü

İYİ Parti Meclis Grup Başkanvekili Dervişoğlu, infaz yasa teklifine şerh düştüklerini belirterek, adalet ve onu sağlayacak yargı sisteminin iktidarın kendi bekasını korumak için kullanacağı bir araç olmadığını belirtti.

Dervişoğlu, yeni infaz düzenlemesiyle ilgili görevlerini son ana kadar sürdüreceklerini söyledi.

İYİ Parti Meclis Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu

İYİ Parti Meclis Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, 3 Nisan günü Adalet Komisyonu’nda kabul edilen “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” ile ilgili açıklama yaptı.

Düzenlemenin uzun bir zaman önce gündeme taşınmış olmasına rağmen üzerinde doğru çalışılmadığına dikkat çeken Dervişoğlu, “İhtiyacı ve beklentiyi karşılayabilecek bir kanun teklifi olma özelliği ile hazırlanmamıştır. Devleti ve Yargıyı bataklığın kenarında, elinde raketle sinek mücadelesine devam etmeye zorlayan teklif; toplumu, yargıya güvene değil, yargının keyfiyetinin mağduriyetine sevk etmektedir.” dedi.

‘Yargı gücü sistematik olarak deforme ediliyor’

Dervişoğlu, istediğiniz kadar yargı reformu paketleri getirin, yargıyı siyasallaşmaktan kurtarmadığınız sürece, iktidarınıza tehdit gördüğünüz her şeyi suç ilan ettiğiniz sürece, “senin hükümlün-tutuklun, benim hükümlüm-tutuklum” demeye devam ettiğiniz sürece bu ve buna benzer teklif ve düzenlemelerle, hukukun yamalı bohça haline gelmeye mahkum olduğunu söyledi.

Yargı gücünün adil yargılama yetisinin sistematik bir şekilde deforme edildiğini söyleyen Dervişoğlu, “ Nitekim, Adil Yargılama ve Adil Yargılanma Hakkı tam anlamıyla tesis edilmeden, infaz düzenlemeleri geçici ve işlevsiz kalacaktır.” dedi.

‘İktidar hukuku kendisine karşı olanlara yöneltilmiş silah haline getirmiştir’

Bu anlayışın farklı görüşlere karşı tahammülsüzlüğünü, suç isnat ederek gösterdiğini belirten Dervişoğlu, gazetecilerin tutuklanması tutuklu yargılanmalarının bu zihniyetin ürünü olduğunu söyledi. “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüte yardım etmek” gibi, “Örgüt Propagandası Yapmak” gibi suçların iktidarın yargıdan beklentilerinin ürünü olduğunu belirten Dervişoğlu, “Hukuk, adaletin tezahürü için oluşturulmuş kurallar manzumesidir. Ancak iktidar, hukuku kendisine karşı olan herkese yöneltilmiş bir silah haline getirmiştir.”

“Yargıdaki Fetö zihniyeti yeniden hortlatılmıştır.” diyen Dervişoğlu, buna son vermenin bağımsız hakim ve savcı teminatını koşulsuz temin etmenin herkesin ortak görevi olduğunu söyledi.

‘İnfaz düzenlemesiyle ölümü gösterip sıtmaya razı ettirilmekte’

“Yargılama yenilenmeden, ölümü gösterip sıtmaya razı edecek bir kurnazlıkla, önümüze infaz düzenlemesi getirilmektedir.” diyen Dervişoğlu, infaz rejiminde, tutuklu ve hükümlüler kadar şikayetçilerin ve kamunun da hak ve ihtiyaçlarının gözetilmesi gerektiğini söyledi.

‘Kadına şiddetin bedelinin ağırlaştırılması talebini dile getirdik’

Bu nedenle kadınlar şiddet görürken, mağduru sadece “eş” olarak tanımlayan ceza hukukuna “kadın” kavramının müstakil olarak girmesini istediklerini belirten Dervişoğlu, “Kadına şiddetin bedelinin ağırlaştırılması talebimizi sürecin her aşamasında kararlılıkla dile getirdik.” dedi.

‘İnfaz yasası şifreli hale getirerek kamuoyunun kafası karıştırıldı’

“İnfaz Yasasını ve hesaplama modüllerini adeta şifreli hale getirerek kamuoyunun ve uygulayıcıların kafasını karıştırılmasının da ileride büyük haksızlıklara sebebiyet vereceğine ilişkin uyarımızı da bu vesileyle yineliyoruz.” diyen Dervişoğlu, infaz yasa teklifine şerh düşme nedenlerini şöyle sıraladı:

  • İnfaz Hakimlerinin uzmanlıkları olsun, yargılamayı yapan mahkeme yerine geçmesinler dedik.
  • Hapis Cezasının ertelenmesinde; dolandırıcılık, hırsızlık, sahtecilik, rüşvet, zimmet, irtikap gibi suçlarda, eski hale getirme-zararı giderme şartının konulmasını istedik. Atı alan Üsküdar’a geçtiğiyle kalmasın, faturayı da ödesin istedik.
  • “Kasten Yaralama Suçu” kadına karşı işlenmesi halinde ağırlaştırılsın dedik. Üstelik mağdur sadece “eş” ile sınırlamasın, açıkça “Kadın” olarak tariflensin dedik.
  • Uyuşturucu, Kadına Karşı Şiddet, Cinsel Suçlar, Terör, Atatürk ve Türklüğe hakaret gibi kırmızı çizgimizde olan suçlarda, Kurum dışında konaklamalı çalışma imtiyazına karşı olduğumuzu deklere ettik.
  • Cumhurbaşkanı aynı zamanda bir partinin genel başkanı olduğu için, eleştiri ya da hakaretin, hangi sıfata yönelik sayılacağına ilişkin ortaya çıkan garip duruma karşı da şerhimizi koyduk.

Dervişoğlu, adalet ve onu sağlayacak yargı sisteminin iktidarın kendi bekasını korumak için kullanacağı bir araç olmadığını söyleyerek, yeni infaz düzenlemesiyle ilgili görevlerini son ana kadar sürdüreceklerini söyledi.