Kadın cinayeti davalarındaki indirimler Meclis’e taşındı

HDP’li Kemalbay, kadın cinayeti davalarında çok sayıda ceza indirimleri yapıldığına dikkat çekerek, “Mahkemelerin uygulamalarında kadın cinayetlerine karşı ayrımcılığın nedeni nedir?” diye sordu.

HABER MERKEZİ – HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay Pekgözegü, kadın cinayetleri davalarında uygulanan ceza indirimlerine ilişkin Meclis’e soru önergesi verdi. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun raporundaki verilere yer verilen önergede, 2019’un ilk 11 ayında 430 kadının erkekler tarafından öldürüldüğü belirtildi.

Önergede, kadına yönelik aile içi şiddet nedeniyle AİHM’in Türkiye’ye karşı açılmış Nahide Opuz kararı hatırlatıldı. Önergede, AİHM’in tarihinde ilk kez aile içi şiddete karşı vatandaşını koruyamadığı gerekçesiyle bir devleti mahkûm ettiğine işaret edildi.

‘Yargı da bu suça ortak’

Önergede, kadınların kamusal alanlarda, sokakta, evlerinde, işyerlerinde doğallaştırılan bir şiddetle karşı karşıya kaldığına dikkat çekildi. Türkiye’nin buna rağmen İstanbul Sözleşmesi’ne ve çıkarmış olduğu 6284 Sayılı Kanuna uymadığına vurgu yapıldı. Önergede, hükümetin söylem ve pratiklerinin kadına yönelik şiddet ve kadın katliamlarını açık veya örtük biçimde destekler nitelikte olduğu belirtildi. Önergede, cezasızlık, haksız tahrik indirimi, cinsiyetçi yargı pratikleri sebebiyle yargının da bu suça ortak olduğu kaydedildi.

‘En çok iyi hal ve haksız tahrik indirimleri yapılıyor’

Önergede, kadın cinayeti davalarında en çok “haksız tahrik” ve “mahkemede iyi hal” ceza indirimlerine başvurulduğu belirtilerek, erkeği koruyan devlet ve iktidarın varlığını ortaya koyduğu kaydedildi.

Şengül davasında vicdanlar bir kez daha yaralandı’

Önergede, İstanbul Maltepe’de 30 Mart günü işe gitmek için çıktığında evinin önünde öldürülen Fatma Şengül olayı hatırlatıldı. Şengül’ü öldüren kişinin üstünde ruhsatsız tabanca ve çok sayıda fişek bulunduğu belirtilen önergede, buna rağmen “Haksız tahrik” indirimi yapıldığı hatırlatıldı. Şengül davasında müebbet hapis cezasıyla yargılanan sanığa 18 yıl ceza verildiğine dikkat çekilen önergede, vicdanların bir kez daha yaralandığı belirtildi. Önergede, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül tarafından yanıtlanması istenen soruların bazıları şöyle:

1-Mahkemelerin uygulamalarında kadın cinayetlerine karşı cezai yaptırımların ve caydırıcılığının sağlanmamasının, ayrımcılığın nedeni nedir?

2-‘Fakat bugün davada katilin yargılanması yerine annemi yargıladılar” diyen Fatma Şengül’ün kızının sesine kulak verilecek midir? Kadın katillerinin sürekli olarak cezalarının hafifletilmesi cinsiyetçi yargının varlığına işaret etmiyor mu?

3-Fatma Şengül’ün avukatları mesafenin keşfi, katilin evinin civarındaki marketlerin keşfi, telefon kayıtları, iş yeri kamera kayıtlarının incelenmesini istedi. Buna karşı ‘Başka işim yok bununla mı uğraşacağım’ diyen savcı hakkında bir işlem başlatılmış mıdır?

4 -Mahkemece müebbet hapis cezası istenmesine rağmen haksız tahrik indirimi ile 18 yıl ceza verilmesi yasalara ve uluslararası sözleşmelere göre nasıl mümkün olmaktadır? Mahkemelere yön veren adı konmamış, gölge bir hukuk mu vardır?

5-Bakanlığınızca yayınlanan kadına şiddet genelgesinde yer alan sosyal medya paylaşımlarına yönelik “gizlilik” düzenlemesi ile kadınlara yönelen şiddetin üstü örtülmeye mi çalışılıyor? Cezasızlık politikalarına verilen tepkilerin ortadan kaldırılması mı hedefleniyor?

6-Kadına Şiddet Genelge hazırlığı öncesi barolardan 6284 Sayılı Kanunun uygulanmasında karşılaşılan sorunları içeren yazı istenmesine rağmen hazırlanıp gönderilen sorun ve taleplere bakanlığınız genelgesinde yer verilmemesinin nedeni nedir?

7-İlk imzacısı bulunduğumuz İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Kanunun uygulanmamasının nedeni nedir?

8-Yargıda cinsiyetçiliğe, ayrımcılığa, hukuk kurallarının ve uluslararası sözleşmelerin her mahkemede farklı şekilde uygulanıyor olmasına yönelik bakanlığınızın bir çalışması var mıdır?

9-Yargıya olan güveni sağlamaya ve özellikle OHAL sonrası daha da kangrenleşen hak ve hukuk tablosunu ortadan kaldırmaya yönelik bakanlığınızın bir çalışması olacak mıdır?

10-Bakanlığınız kadın cinayetlerinde 6284 ve İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere var olan yasaların, yasa uygulayıcıları tarafından yok sayılması ile ilişkili olduğunun farkında mıdır? Erkek şiddetine suç değil de kusurmuş gibi yaklaşılmasının kadın cinayetlerinin sayılarını her geçen gün daha da arttırıldığı düşünüldüğünde bakanlığınızca yapılacak bir çalışma programı bulunmakta mıdır?

11-Artarak çoğalan hegemonik erkekliği besleyen yargıçların ortaya çıkardığı pratiklere yönelik olarak ne tür çalışmalarınız olacaktır?