Kamu kurumlarından medyaya 1.8 milyar TL’lik doping

Vergi uzmanı Dr. Ozan Bingöl, 2016-2019 dönemi arasındaki 4 yılda kamu kurumlarının medyaya 1.8 milyar TL’lik ilan ve reklam ödemesi yaptığını bildirdi.

Fotoğraf: DepoPhotos

Dr. Ozan Bingöl’ün vergiyedair.com internet sitesinde yayımlanan inceleme yazısına göre kamu kurum ve kuruluşları 4 yılda toplam 1 milyar 800 milyon TL’lik ilan ve reklam ödemesi yaptı.

Dr. Bingöl, Basın İlan Kurumu’nun verilerine dayanarak 2016 yılında 415.4, 2017’de 444.4, 2018’de 454.4 ve 2019’da milyon TL’lik reklam harcaması yapıldığını kaydetti.  

Grafik www.vergiyedair.com sitesinden alınmıştır.

Medyanın finansmanı siyasetin finansmanı kadar önemli

Dr. Bingöl, demokrasilerde medyanın önemi, partiler arasında rekabetin eşit şartlarda işlemesi için medyanın finansmanının en az siyasetin finansmanı kadar önem taşıdığına vurgu yaptı.

Kamu ilan ve reklamlarının tutarları, bunların ilgili basın organları arasındaki paylaşım kriterleri, bunların şeffaflığı medya finansmanının tarafsız şekilde gerçekleştirilmesi konularının önemine dikkat çeken Dr. Bingöl, 1.8 milyar TL resmi ilan ve reklam harcamasının iki boyutu bulunduğunu bildirdi:

Kaynak kullanımı şeffaf olmalı

“Birincisi, bu ilan ve reklamların vergilerimiz ile finanse edilmesi, bu nedenle her kuruş verginin yerinde ve doğru şekilde kullanılması ve bu kullanımların şeffaf olması gereğidir.

Harcamanın ikinci boyutu ise, bu harcamalar yoluyla medyanın kamusal kaynaklarla finansmanıdır. Bu finansmandaki usul ve esaslar, özellikle tarafsızlık ilkesine uyum hususları özgür, tarafsız ve bağımsız medya kültürü açısından önemli bir unsurdur.”

Dağıtımda tarafsızlık sağlandı mı?

Dr. Bingöl, dijital platformların bu denli geliştiği bir ortamda kamu kurumlarının yazılı basına bu denli yüksek ilan ve reklam vermesinin ciddi şekilde analiz edilmesi gerektiğini ifade etti. Dr. Ozan Bingöl, ilan ve reklam harcamalarının dağıtımında tarafsızlık sağlanıp sağlanmadığını, hangi gazete ve dergilerin resmi ilan ve reklam pastasından ne kadar pay aldığı gibi soruları da yöneltti.

Dr. Ozan Bingöl’ün yazısının tamamına bu linkten ulaşabilirsiniz.