Migros depo işçileri: Boyun eğmeyeceğiz

Sendikaya üye oldukları için Kod 29 gerekçesiyle işten çıkarılan ve 74 gündür direnen Migros depo işçileri, talepleri kabul edilene kadar direneceklerini söyledi.

İşten atılan Migros depo işçileri TÜSİAD’ın önüne yürümek istedi, polis tarafından engellendi

Sendikaya üye oldukları gerekçesiyle ücretsiz izne çıkarılan daha sonra da Kod 29 kullanılarak işten atılan Migros depo işçileri, çalıştıkları depo önünde başlattıkları eylemlerini 74’üncü günde Beyoğlu’nda bulunan Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) önünde sürdürdü.

Taksim’de bulunan TRT binası önünde TÜSİAD’a yürümek isteyen işçilere polis izin vermedi. Bir süre polis ile tartışan işçiler daha sonra TÜSİAD’ın önüne doğru yürüdü. Burada konuşan işçilerden Nur Kılınç, “Daha önce defalarca polisler tarafından saldırıya uğradık. Bugün karşımızda olan polisin bize saldırması tesadüf değildir” diyerek polise tepki gösterdi.

‘Tacizci amirler’

Kod 29 bahane edilerek sendikal haklarının engellendiğinin altını çizen Kılınç, “Sendikal haklarımızı savunduğumuz için bugün işten atılan işçiler olarak ‘ahlaksızlık’ ile suçlanıyoruz. Biri çıksın tek bir ahlaksızlığımızı göstersin biz de özür dileyelim. Asıl ahlaksızlık depolarda kadın arkadaşlarımızı taciz eden amirler, yöneticilerdir. Asıl ahlaksızlar emeğimizin üzerinden servetine servet katıp 74 gündür bizi görmeyen Anadolu Grubu’dur” dedi.

İşçi hastalığına dönüştürüldü

Basın açıklamasını Depo, Liman, Tersane ve Deniz İşçileri Sendikasına (DGD-Sen) üyesi Ümit Gürler yaptı. Pandeminin üzerinden bir yıl geçtiğini ve o günden bu yana  “çarklar dönsün üretim sürsün” denilerek alınan önlemlerin tamamının işvereni korumaya dönük olduğunu vurgulayan Gürler, “İktidar tarafından içi boş ‘evde kal’ çağrıları yapılırken milyonlarca işçi hayatta kalmak için yüzler, binler halinde fabrikalarda, şantiye ve depolarda ölüm pahasına çalışmak zorunda bırakıldı. Geçtiğimiz bir yıl içerisinde binlerce işçi kardeşimiz hastalandı, yüzlercesi hayatını kaybetti. Kovid-19, pandeminin ilk gününden bu yana bir işçi sınıfı hastalığına dönüştürüldü. İki buçuk milyon işçi ücretsiz izin dayatmasıyla aylık bin 168 lira sefalet ücretiyle yaşamaya zorlandı. İşçilerin kıdem ve ihbar hakları gasp edildi” diye ifade etti.

‘Çaresiz değiliz’

Bütün baskılara rağmen çaresiz olmadıklarını dile getiren Gürler, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizler, işverenler ve onların kuklaları siyasal iktidar karşısında çaresiz olmadığımızı biliyoruz. Gücümüzü birliğimizden ve işçi sınıfımızın dayanışmasından alıyoruz. 74 gündür bu güçle direniyor, sırtımızı sınıf kardeşlerimize dayayarak, omuz omuza vererek mücadeleyi büyütüyoruz. Buradan bir kez daha ilan ediyoruz. Örgütlenme hakkımıza ısrarla sahip çıkmaya devam edeceğiz. Kölelik dayatmalarına boyun eğmeyecek taleplerimiz karşılanıncaya kadar direneceğiz ve mutlaka kazanacağız.”

MA / İSTANBUL