Muhalefetten bekçi yasası eleştirileri: Jurnalci sistem… İstibdat ordusu… Rejim muhafızları…

Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu’nun görüşülmesinde İyi Parti temsilcisi “Jurnalci bir sistem hedefleniyor” derken, MHP, bekçilerle birlikte suçlarda düşüş olduğunu söyledi.

HDP, paralel kolluk gücü ve istibdat ordusunun kurulduğunu söylerken, CHP kadın bekçi sayısının az olduğunu belirterek rejim muhafızları oluşturulduğunu söyledi.

Fotoğraf: AA

TBMM Genel Kurulunda, Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu Teklifi’nin tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı.

Türkkan: Jurnalci bir sistem hedefleniyor

İYİ Parti Grubu adına söz alan Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, “bekçilerin çaldıkları düdüklerle nostaljik bir duygu olmanın boyutunu aştı. Çünkü polis yetkileriyle donanmış olarak geliyorlar artık” dedi. Türkkan, “Bekçi düdüğüne özlem duyarken birden o bekçinin eline silah verdiğimiz bir sürece girdik. Eğer bu bir ihtiyaç ise Türkiye’nin asayiş problemi nasıl bu kadar büyüdü? Yok eğer böyle değilse neden polis gibi yetkili ve silahlı bekçilik teşkilatı kuruluyor?” diye sordu.

Hükümetin kanun teklifiyle bekçilere yetkiler vererek, “jurnalci bir sistem” kurmayı hedeflediğini belirten Türkkan, “Siyasi iktidar, bir mahallede yapmak istediklerini o mahallede totaliter devlet otoritesiyle yapabilir. Yeni bekçi uygulaması, bu adımların en büyüğünü oluşturuyor desek yanlış olmaz” dedi.

MHP’li Atay: Hırsızlık suçlarında düşüş var

MHP Grubu adına bir konuşma yapan Gaziantep Milletvekili Sermet Atay, göreve yeni başlayan bekçilerin yüzde 19,4’üne denk gelen 5 bin 480’inin üniversite, yüzde 17,27’sine tekabül eden 4 bin 845’inin yüksekokul, yüzde 59,8’ini oluşturan 16 bin 911’inin lise, yüzde 3,3’ünün ortaokul ve binde 3’ünün ilkokul mezunu olduğunu söyledi.

Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ve bekçilerin göreve başlamasıyla 2018 ve 2019 yılları karşılaştırıldığında özellikle evden hırsızlık suçlarında düşüş görüldüğüne belirten Atay, şöyle dedi:

“1 Eylül 2018 ile 31 Mayıs 2020 tarihleri arasında bekçilerimiz tarafından 130 bin 680 şahıs hakkında adli işlem yapılmış olup, 4 bin 862 hırsızlık olayına müdahale edilmiş, 1219 kayıp çocuk bulunarak ailelerine teslim edilmiş, 3 bin 959 yetişkin kayıp şahıs bulunmuş, 75 bin 753 aranan şahıs hakkında işlem yapılmış, 276 bin 832 gram eroin, kokain benzeri, 82 bin 918 hap ele geçirilmiştir. Esasen bekçilik teşkilatının tekrar aktif olarak devreye alınması sonucunda son iki yılda Türkiye genelinde, mal varlığına karşı meydana gelen olaylarda 2019 yılının ilk 11 ayında yüzde 8,7 azalma meydana geldiği gibi, bu olayların aydınlatılması da 3,9 oranında artmıştır.”

HDP’li Oluç: Bakanın 467 bine yakın ordusu var

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Türkiye’de 256 bin polis, 190 bin jandarma ve 21 bin bekçi bulunduğunu belirterek, “Toplamda 467 bine yakın İçişleri Bakanlığı ordusu var. Yeni tahkimat hevesi neden?” sorusunu yöneltti.

Oluç, bekçiler yasa teklifinin getirildiği sürece değinerek, “Otoriter yönetimlerde toplumlar sessizliğe zorlanır, muhalif seslerden hoşlanılmaz, eleştiriye tahammül gösterilmez. Yönetilenler, ezilmişler, dışlanmışlar otoriter rejimlerde konuşamazlar, konuşsalar bile seslerini duyuramazlar. Bu gibi toplumlarda terör her türlü baskının bahanesi niteliğindedir. İşte, bugün yaşadığımız da tam olarak budur, aslında tam bir iktidar terörü uygulanmaktadır” dedi.

‘Toplumda bir korku yaratmaya dönük’

Türkiye’de devletin partileştiğini dile getiren Oluç, AKP döneminde Türkiye’nin ağır bir demokrasi krizi yaşandığına dikkat çekti. Oluç, sözlerine şöyle devam etti:

“Hukuk devleti değil, polis devleti örnekleri pandemi döneminde bile sürdü; tuhaf ötesi bir şey. Örneğin, bayram sürecinde sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle polisler ve bekçiler birçok yerde yurttaşlara yasağı gerekçe göstererek şiddet uyguladı. İçişleri Bakanlığı kimi olayda fail polisleri açığa aldığını belirten açıklamalar yaptı ama bunların göstermelik olduğunu biz çok iyi biliyoruz.”

Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın 11 Mart 11 Mayıs arasındaki döneme ilişkin hak ihlali raporu açıkladığına dikkat çeken Oluç, “Covid salgınıyla mücadele kapsamında alınan sokağa çıkma yasaklarına ve diğer tedbirlere uymadıkları gerekçesiyle 58’i polis, bekçi tarafından; 3’üde belediye zabıtaları tarafından olmak üzere 61 kişi şiddete, işkence ve kötü muameleye maruz kaldı” dedi ve şöyle devam etti:

“Nedir bunlar? Bunlar iktidarın yeni normalinin ipuçlarıdır. Bu uygulamalar toplumda bir korku ve tehdit yaratmaya dönüktür.”

Bekçiler yeni paralel kolluk

Yeni kanun teklifinin “Yeni bir paralel kolluk” öngördüğünü belirten Oluç, yasanın içeriğini şöyle açıkladı:

“Bekçiler zor ve silah kullanma yetkisine sahip olacak. Kamu düzenini bozacak mahiyetteki gösteri, yürüyüş ve karışıklıkların önlenmesi amacıyla genel kolluk kuvvetleri gelinceye kadar önleyici tedbirleri alacak. Makul bir gerekçeyle durdurma yetkisini kullanacak, kimlik veya diğer belgeleri isteyebilecek. Kişinin şüphe uyandırması durumunda üst araması yapabilecek. Araçlarının görünmeyen bölümlerinin açılmasını isteyecek. Kim yapacak bütün bunları? Eğitimsiz bekçiler yapacak.”

‘Büyük bir istibdat ordusu yaratılıyor’

Saruhan Oluç, bekçi yasasının masum bir teklif olmadığını belirterek, şöyle devam etti:

“Yardımcı kuvvetlere ihtiyaç duyulması, İçişleri Bakanlığı kapsamındaki emniyet güçlerinin kanunla tanımlı görevleri dışındaki amaçlarına da işaret ediyor. Elbette ki bu amaçlar iktidarın kendi siyasal ajandası üzerinden gerçekleştirilmek istenecektir. Yoksa zaten hâli hazırda bahsedilen kuvvetlere büyük bütçeler ayrılıyor, başka devletlerin ordudaki personel sayılarını aşacak büyüklükte kamu görevlisi zaten istihdam ediliyor. Yani büyük bir iç istibdat ordusu sizin iktidarınızın döneminde yaratılıyor. Bekçilerin buna eklenmesi, iktidarın baskı anlayışının tahkim edilmesinden başka hiçbir şey değildir.”

Suriye Milli Ordusu’ndan vatandaşlığa geçenler…

HDP’li Saruhan Oluç, liyakat usullerinden uzak bir kadrolaşma olacağını da belirterek, ilginç bir iddiayı da ortaya attı:

“Hatta, toplumun içinde çok ciddi korkular var. Mesela iktidarın ‘Suriye Millî Ordusu’ adı altında örgütlediği grupların bir kısmına Türkiye vatandaşlığı verildiği biliniyor. Vatandaşlık alan bu kişilerin bekçi yapılıp sokaklarda iktidarın muhafızları olarak kullanılacaklarına dair ciddi şüpheler var. Bu şüpheleri gidermek gerekiyor, bu son derece ciddi bir sorundur.”

Bekçilik sisteminin kurumsallaşmasıyla birlikte toplum üzerindeki baskıların attırılması, iktidarın bekasının araçları oluşturmak istendiğini belirterek, “Türkiye’de hukuk devleti daha fazla aşındırılmak, toplumsal taleplerin şiddetle bastırılması için zeminler yaratılmak istenmektedir” dedi.

CHP’li Öztunç: Kadın bekçi az

CHP Grubu adına konuşan Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, bekçiler tarafından darp edilen vatandaşlar bulunduğunu söyledi. Kadın bekçi sayısının yetersiz olduğuna işaret eden Öztunç, “28 bin 266 bekçinin 70’i kadın. Akşam çevirdi, bekçi, hanımefendiyi arayacak üst araması yapacak, arayabilir mi? Olmaz. Kim arayacak, kadın polis bulup getirecek?” dedi. 

Öztunç, iktidarın seçim meydanlarında Emniyet teşkilatına 3600 ek gösterge sözü verdiğini belirterek, “Polislerin 3600’le ilgili sorunu ciddidir, bu sorunun çözülmesi gerekmektedir. Lütfen, 3600’le ilgili bizim verdiğimiz teklifleri kabul etmiyorsanız siz verin, bunu artık çözün” dedi.

‘Rejim muhafızları oluşturulmak isteniyor’

Bekçilerle ciddi bir kolluk kuvveti oluşturulduğunu ifade eden Öztunç, “Şu anda 28 bin 266 bekçi var, her yıl ortalama 10 bin bekçi alınıyor, beş yıl sonra 70-80 bin belki de 100 bin olacak. Belki de 20 bin alınacak, bilemiyoruz. Bir çeşit kolluk kuvvetleri üzerinden rejim muhafızları oluşturulmak isteniyor. Rejim muhafızlarının yaşandığı ülkelerin hali ortada, rejim muhafızlarının neler yaptığı ortada. Bu uygulama yanlış” diye konuştu.

AKP’li Çelik: Rejimin bekçisi millettir

Şahsı adına söz alan AKP Antalya Milletvekili Kemal Çelik, Türkiye Cumhuriyeti’nde rejimin bekçisinin millet olduğunu vurguladı. Türkiye’nin dış güvenlikte ve terörle mücadelede önemli başarılara imza attığını belirten Çelik, iç güvenliğin sağlanmasında bekçilerin önemli rol oynadığını anlattı.

Bazı milletvekillerinin bekçilere yönelik, “Rejimin polisi, AK Parti’nin bekçisi” şeklinde ifadeler kullanmasını eleştiren Çelik, “AK Parti döneminde özellikle 15 Temmuz’dan sonra Türkiye huzur ve güvene kavuşmuştur ama bundan huzursuz olanlar da vardır. Huzursuz olanlar da huzursuz olmaya devam edecek, biz de huzuru sağlamaya devam edeceğiz.” diye konuştu.

Meclis Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç, teklifin tümü üzerindeki görüşmelerin tamamlanmasının ardından birleşime ara verdi. Komisyonun yerinde olmaması üzerine Bilgiç, birleşimi yarın saat 14.00’te toplanmak üzere kapattı.