Oluç’tan Bakan Gül’e: Bugüne kadar yargıçlar kime bakıp da karar veriyorlardı?

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Adalet Bakanı Gül’ün “Yargıçlar yasalara bakıp karar vermeli” dediğini hatırlatarak, “Bugüne kadar yargıçlar kime bakıp da karar veriyorlardı?” diye sordu.

Oluç, komisyondan geçen yasa teklifinin 6’ıncı maddesiyle başta ormanlar olmak üzere tarım alanlarının, meraların, içme suyu alanlarının ve kıyıların madenciliğe açılacağına dikkat çekerek, bu maddenin iptal edilmesini istedi.

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Meclis’te düzenlediği basın toplantısı ile gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Oluç, gün içinde Meclis Genel Kurulu’nda görüşmeleri başlanacak olan “Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nin tüm itirazlara ve önerilere rağmen komisyondan geçtiğini belirtti.

Teklifin 6’ncı maddesinin maden şirketlerinin ruhsat alanı dışına tesis kurmasının önünü açtığına vurgu yapan Oluç, madencilik faaliyeti yürüten şirketlerin ruhsat alanları dışında faaliyet yürütebilme maddesiyle birlikte başta ormanlar olmak üzere tarım alanlarının, meraların, içme suyu alanlarının ve kıyıların madenciliğe açılacağına dikkat çekti.

‘Maden şirketleri istiyor diye kanun çıkarılamaz’

Bunun son derece vahim bir madde olduğunu ifade eden Oluç, şöyle konuştu: “Ruhsat alanı dışında faaliyet yapacaksa o zaman ruhsata ne gerek var. O zaman ruhsat almasın ya da ÇED raporlarına niye ihtiyaç var. ÇED raporları olmadan, ruhsat olmadan şirketler istedikleri yerde istedikleri çalışmayı yapsınlar. Bu madde mutlaka geri çekilmelidir. Şirketlere geçici tesis adı altında faaliyet yapma hakkı tanıyor, bu oralarda kalıcı hasarların oluşmasına yol açmak demek. Tesisler geçici olabilir ama çevreyi, ekolojik dengeyi tahrip eden adımla kalıcı hale gelir. Maden şirketleri istiyor diye kanun çıkarılamaz.”

‘Araba lastiği yakan şirketlere devlet teşviki verilmek isteniyor’

İktidarın en çok istediği şeyin denetimsizlik olduğunu ifade eden Oluç, söz konusu maddenin denetimsizliği de getireceğini vurguladı. Teklifin 12’nci maddesine de değinen Oluç, madde ile eski araba lastiğinin biokütle tanımı içine alınmaya çalışıldığını söyledi. Oluç, şunları kaydetti:

“Bu sayede araba lastiği yakan şirketlere devlet teşviki verilmek isteniyor. Diyeceksiniz ki araba lastiğinin yakılmasında ne sakınca var, yenilenebilir enerji kapsamına alınmak isteniyor. Böyle bir şey mümkün mü, çevreyi tahrip edecek, zehirli gaz çıkımına yol açacak bir konu ile ilgili konuşuyoruz. Bunun yenilenebilir enerjiye dahil edilmesi akıllara ziyan bir durumdur. Çevre kirliğini arttıracak bir adımdır, kabul edilemez bir madde de budur.”

‘Somalı maden işçilerinin taleplerinin arkasındayız’

Somalı maden işçilerinin taleplerinin de arkasında olduklarında belirten Oluç, “Yıllardır mücadele eden madenciler bu mücadele de önemli bir kazanım elde ettiler. Dün itibariyle hükümetin çeşitli temsilcileri madencilerle görüştüler. Madenciler bugün yaptıkları açıklamada bunu açıkladılar. 15 Ocak’a kadar taleplerinin yerine getirileceğine dair yetkililer tarafından söz verildiğini ifade ettiler. Yani madenciler yürüdüler, direndiler, mücadele ettiler ve bu sözü kazandılar. Biz bu sözün takipçisi olacağız. 15 Ocak’a kadar madencilerin taleplerini yerine getirilmesi mücadele edeceğiz.” şeklinde konuştu.

‘Sağlık Bakanı neden hala o koltukta?’

Oluç, konuşmasına yeni tip koronavrüs (Kovid-19) salgınına değinerek devam etti. Meclis Genel Kurulu’na pandemi ile ilgili genel görüşme talebi sunduklarını belirten Oluç, durumun vahim olduğunun altını çizdi. Oluç, şöyle konuştu:

“Önlemlerin gevşetilmesi ve yanlış kararlar nedeniyle Türkiye’nin her yerinde salgında çok ciddi bir sıçrama yaşanıyor. Neden bu duruma geldi, bunu tartışmak istiyoruz. Mecliste genel görüşme vasıtasıyla bu konuyu enine boyuna değerlendirmek istiyoruz. Veriler gerçekleri yansıtmıyor. Sağlık Bakanlığı’nın hiçbir sözünün inandırıcılığı ve güvenirliliği kalmamıştır. Böyle iradesiz bir sağlık bakanı olabilir mi? Ekonomiyi yönetemeyen Hazine ve Maliye Bakanı o koltuktan ayrıldı, Sağlık Bakanı da pandemiyi yönetemiyor. Neden hala o koltukta oturuyor?” 

‘Ekonomiyi bu hale getirmiş kişi hala Türkiye Varlık Fonu’nda başkan vekili olarak duruyor mu?’

Berat Albayrak’ın Maliye ve Hazine Bakanlığından istifa etmesine de değinen Oluç, “Hazinenin borcunu iki katına çıkardı, Merkez Bankası’nın içi boşaltıldı, yedek akçe bitirildi ve ekonomi dip yaptı. Berat Albayrak’ın bütün öngörüleri yanlış çıktı ve Berat Albayrak istifa etti.” dedi.

Varlık Fonu Yönetim Kurulu Başkanının Recep Tayyip Erdoğan olduğunu söyleyen Oluç, “Yönetim Kurulu Başkan Vekili Doktor Berat Albayrak, aynı Berat Albayrak. Varlık fonu yönetim kurulundan istifa etmemiş mi Berat Albayrak?  Yani ekonomiyi bu hale getirmiş kişi hala TVF’de başkan vekili olarak duruyor mu? Bu bir şaka mı? Bu konuda eğer bir adım atılmıyorsa; Hazine ve Maliye Bakanlığından istifa etmenin bir anlamı yoktur.”

‘Toplum her gün acı bir reçete ile yaşıyor’

Toplumun her gün acı bir reçete ile yaşadığını belirten Oluç, iktidar kanadından yapılan “reform” açıklamaları yapıldığını söyledi. Oluç, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Yandaş şirketlere vergi afları ve teşvikler sağlamaktan vazgeçin, acı reçeteyi bir kere siz ve yandaşlarınız için. Ama emin olun bu halk size bir acı reçete hazırladı. İlk seçimde o acı reçetedeki acı ilaçları bu iktidar birer birer yutacak. Bundan en ufak şüphemiz yok. Bu acı reçeteyi konuşurken ekonomide, hukukta ve yargıda reform sözleri edildi. Bu reform sözlerinin edilmiş olması ilginç tabi. Ekonomik ve sosyal krizden kaynaklı bir reformu doğru bulmuyoruz. Olması gereken demokrasi ayarlı bir reformdur. Adalet bakanına soruyorum: Mevzuata takılmayın diyen bakanları ve kamu yöneticilerini ne yapacaksınız? Talimatla hareket eden taraflı bağımlı yargıyı ne yapacaksınız? Bunlar ele alınmadan yargıda reform yapılabilir mi?”

‘Reform sözleri inandırıcı değil’

Reform sözlerinin inandırıcı olmadığını belirten Oluç, “Kendisini ve iktidarın geleceğini Türkiye’nin geleceği diye tarif edenler yanlış yapıyor. Bu kabul edilemez bir tariftir. Siz Türkiye değilsiniz. Sizin geleceğiniz bu yanlış politikalarınızla Türkiye’nin geleceksizliği anlamına geliyor.” dedi.

‘İmamoğlu Kanal İstanbul ile ilgili konuşmayacak da ne konuşacak?’

Hukukta ve yargıda reform konuşulurken çok ilginç iki örnek yaşandığını söyleyen Oluç, şöyle konuştu: “Bir tanesi Kanal İstanbul nedeniyle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın İmamoğlu’na yönelik açılmış olan soruşturma. Kanal İstanbul bir emlak projesi, bir rant projesi. Katarla işbirliği projesi. Bunu bir devlet projesi olarak kimseye anlatamazsınız. İBB Başkanı İmamoğlu Kanal İstanbul ile ilgili konuşmayacak da ne konuşacak? Kanal İstanbul’un yanlışlarını, sakıncalarını dile getirmezse ne konuşacak. Ama konuştuğu için soruşturma açılıyor.”

‘Kayyımcı zihniyetin batıdaki yansıması’

İkinci ilginç olayın ise İzmir’deki belediye başkanları ile ilgili açıklamalar olduğunu söyleyen Oluç, “İçişleri Bakanı diyor ki ‘siz deprem konusunda konuşmayın’. Yani bir deprem olmuş bir kentte, belediye başkanları konuşmasın sadece vali konuşsun. Neden konuşmayacaklar? Bu İçişleri Bakanlığının yerel demokrasiye nasıl baktığının ölçüsüdür. Kayyımcı zihniyetin batıdaki yansımasıdır.”

‘Bugüne kadar yargıçlar kime bakıp da karar veriyorlardı?

Adalet Bakanının “yargıçlar yasalara bakıp karar vermeli” dediğini aktaran Oluç, “Çok doğru, bunu destekliyoruz. Ama biz bunu yıllardır söylüyoruz ve soruyoruz; bugüne kadar yargıçlar kime bakıp da karar veriyorlardı? Anayasa Mahkemesinin, AİHM’in kararlarını uygulamayan yargıçlar kime bakarak bu kararları alıyorlar yıllardır?” diye sordu.

Oluç, şunları ifade etti: “‘Bağımlı ve taraflı yargı’ diyoruz yıllardır, işte bu nedenle. Yargıçlar, yasalara, uluslararası demokratik sözleşmelere ve Anayasa’ya bakıp karar vermiyorlar, başka yerlere bakıp karar veriyorlar. Yargı içindeki çeşitli şer odaklarına bakarak karar veriyorlar. Sorun zaten bu. Eğer Adalet Bakanı yargıçların yasalara bakarak karar vermesini sağlayacaksa çok hayırlı bir iş yapmış olur. Ortada maalesef hukuk kalmadığı için reformu hangi alanda yapacaklar, onu da göremiyoruz.”

Adalet Bakanının “Asıl olan tutuksuz yargılamadır” dediğini hatırlatan Oluç, “Peki binlerce HDP’li seçilmiş, HDP’li yönetici, HDP’li milletvekili, eş genel başkanlarımız, geçmiş dönem milletvekilleri neden tutuklu yargılanıyorlar? Bu sorunun da cevabını merak ediyoruz” dedi.

Kaynak: MA