Özdağ: Sokaklar çetelerin sokağı, ülke polis devleti olsun istiyorlar

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Özdağ, kendisine saldıran 5 kişinin tutuksuz yargılanması kararına tepki gösterdi.

Özdağ, “Sokaklar çetelerin, sözde mafyanın sokağı olsun ülke polis devleti olsun istiyorlar, Türkiye böyle bir yer olmayacak.” dedi.

Gelecek Partisi, Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ’a saldıran 5 kişinin adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Genel Merkez binasında yapılan toplantıda, Özdağ, Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün, Özdağ’ın avukatları Seren Yılmaz Öztürk, Hasan Seymen ve Ali Aydın davayla ilgili hukuki gelişmeleri delilleriyle sunarak değerlendirdi.

’21. Yüzyılda Ankara’nın göbeğinde adalet arıyoruz’

Konuyla ilgili açıklamayı yapan Genel Başkan Yardımcısı Üstün, “21. Yüzyılda Ankara’nın göbeğinde adalet aramak için, adaletin nasıl eğilip büküldüğünü göstermek için buradayız.” dedi. Üstün, Özdağ’a yapılan saldırı anı ve sonrasına ilişkin görüntüleri göstererek, “İddianamede saldırganların eylemlerini kendiliğinden bıraktığı kasten öldürme suçu amacı olmadığı belirtilmiş. Ama saldırganlar mukavemetle karşılaştığı için eylemlerini sonlandırdı, görüntülerde de açık zaten.” diye kaydetti.

‘Olay tasarlandığı belli’

Olayın tasarlanmış olduğunun sanıkların plakasız bir araç içinde sopalarla ve silahla hazırlıklı gelmesinden belli olduğuna işaret eden Üstün, şunları kaydetti:

“Sanıklar mukavemetle karşılaştıktan sonra kaçarak aynı araca biniyor ve peşlerinden başka bir plakasız araç onları takip ediyor. Bu iki araç da Konya Yolu’nda uzun süre ters şeritten gidiyor, bunların hepsi delillerle sabit.”

‘Artık kanun devleti arar olduk’

Avukatlarının polisle ve savcılıkla defalarca görüşerek bu saldırının organize bir eylem olduğunu, soruşturmanın derinleşmesini istediklerini ifade eden Üstün, beklentilerinin aksine dosyanın 5 gün gibi kısa bir sürede talepleri dikkate alınmadan hazırlandığını söyledi.

Üstün, önceden “hukuk devleti” ararken şimdilerde “kanun devleti” aradıklarına vurgu yaparak, olayın kanuna göre “suç işlemek amacıyla örgüt kurma” suçu tanımına uyduğunu ama savcılığın bunu görmezden geldiğini kaydetti.

‘Soruşturma derinleştirilirse kişi sayısı artacak’

Üstün, şunları ifade etti: “Soruşturma derinleştirilse sanık sayısı, örgütteki kişi sayısı artacak, olay öncesi keşif yapılması ve araç kiralama örgütün varlığını ortaya koyuyor. Kapıcının ifadesi var, olaydan 2 gün önce ev kiralama bahanesiyle daireleri gezmişler. Sanıklar aynı derneğin, partinin üyesi bu aralarındaki örgütsel bağı da güçlendiriyor.”

‘İşimiz kuklayla değil kuklacıyla’

“Bizim işimiz kuklayla değil kuklacıyla, maşayla değil maşayı tutanla” diyen Üstün, bu yüzden taleplerinin dinlenmediğini azmettirenlerin açığa çıkmasının istenmediğini kaydetti. Üstün, delillerin toplanmasının sanıklar için tahliye nedeni olarak gösterildiğini ama delillerin ciddiyetle toplanmadığını belirtti.

‘Öldürmeye teşebbüs edenler uzun tutuklulukla tahliye ediliyorlar’

Dosyada sanıkların uzun tutukluluk sürelerinin gerekçe gösterilerek serbest bırakıldığına değinen Üstün, “Sanıkların 2’si 24, 3’ü ise15 gün tutuklu kaldı. Bir tweet atan aylarca tutuklu kalırken öldürmeye teşebbüs edenler uzun tutukluluk akıllarına gelerek tahliye ediliyorlar.” sözleriyle karara tepki gösterdi.

‘Bu olay Dicle’nin kenarında değil Ankara’nın göbeğinde oldu!’

Ağır Ceza Mahkemesi’nin davada görevli olmadığını belirterek dosyayı Asliye Ceza Mahkemesi’ne sevk etmesi üzerine de Üstün, şu değerlendirmede bulundu:

“Görevli olmadığı halde dosyaya müdahale ederek sanıkları tahliye ediyor. Sanıklarla Özdağ’ın tanışmıyor oluşu zaten bunun suikast olduğunun kanıtı. Sanıkların ağzından bir gerekçe oluşturulmuş. Özdağ’ın yaraların durumu tahliye gerekçesi olarak gösterilmiş; Özdağ illa ölmeli miydi bu kişilerin tutuklu yargılanması için.”

Suçlardaki cezasızlığın bu kişileri azdırdığını kaydeden Üstün, “Bu olay Dicle’nin kenarında değil Ankara’nın göbeğinde yaşandı, hakkımızı arıyoruz” dedi.

‘Bu saldırılar muhalefeti sindirmek için’

Gelecek Partisi Genel Başkanı Selçuk Özdağ

Özdağ kendisiyle birlikte 2 gazetecinin de aynı gün saldırıya uğramasının sistematik olduğunu ve muhalefeti sindirmek için yapıldığını vurguladı. Özdağ, şunları kaydetti:

“Bu saldırıların ortak noktası Bahçeli’ye eleştirilerden sonra olmasıdır. Söz, kelime bizim silahımız olmalı. Süleyman Soylu saldırılara tepkisel dedi; karşı apartmandan emniyet güçleri güvenlik kameralarını aldılar ama dosyada yok.”

‘Burası susmayanların ülkesi olacak’

Bu ülkede demokrasinin insan haklarının yeşereceğini, Türkiye’nin özgürce konuşanların, hukuksuzluk karşısında susmayanların ülkesi olacağını vurgulayan Özdağ, şunları ifade etti:

“Bana yapılan siyasi bir terör saldırısıydı, sokaklar çetelerin, sözde mafyanın sokağı olsun ülke polis devleti olsun istiyorlar, Türkiye böyle bir yer olmayacak. Adalet er ya da geç tecelli eder, her şeye rağmen adalete inancımız var. İlk günden beri hukuksuzlukların karşısında durduk bundan sonra da duracağız.” 

Yeni1Mecra