Patlama Lübnan’ı ‘uluslararası soruşturma yapılsın’ ve ‘yargımıza güvenelim’ diye böldü

Beyrut Limanı’ndaki patlamayla ilgili bağımsız uluslararası bir soruşturma yapılması çağrıları sürerken, bazı kesimler ise yargı sistemine güvenilmesini savunuyor.

Lübnan’da 150’den fazla kişinin hayatını kaybettiği, yaklaşık 6 bin kişinin yaralandığı Beyrut Limanı patlamasının uluslararası bir soruşturmayla aydınlatılması ve sorumluların ortaya çıkarılması için birçok siyasi çağrıda bulundu.

Eski Başbakanlar Saad el-Hariri, Necib Mikati, Temmam Selam ve Fuad Sinyora ile Dürzi İlerlemeci Sosyalist Partisi lideri Velid Canbolat, bu çağrıları ilk dile getirenler arasında yer aldı.

Daha sonra Lübnan Güçleri Partisi Genel Başkanı Semir Caca ve Lübnan Müftüsü Abdullatif Deryan da uluslararası soruşturma isteyen gruba katıldı.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da, Beyrut’taki patlamanın ardından gerçekleştirdiği Lübnan ziyareti sırasında, “açık ve şeffaf bir uluslararası soruşturma” çağrısında bulunmuştu.

Soruşturma kapsamında cevabı aranacak ilk sorular ise 6 yıldır Beyrut Limanı’nda bir depoda tutulduğu belirtilen 2 bin 750 ton amonyum nitrat maddesiyle ilgili olacak.

‘Soruşturmayı hükümete teslim edemeyiz’

AA muhabirine konuyu değerlendiren Dürzi İlerlemeci Sosyalist Partisi Başkan Yardımcısı Faysal el- Sayığ, Mecliste Beyrut Limanı patlaması soruşturmasıyla ilgili birçok konuda hükümet hakkında gensoru önergesi vereceklerini söyledi.

Sayığ, bunun yanı sıra savcılığa da suç duyurusunda bulunacaklarını belirtti.

Patlamanın yaşandığı Beyrut Limanı’nda tüm güvenlik önlemlerinin mevcut olduğunu dile getiren Sayığ, hükümetin bir sonuca ulaşacağına güvenmedikleri için uluslararası soruşturmaya gidilmesini talep ettiklerini aktardı.

Patlamada Lübnan halkının dehşet verici bir zarar gördüğünü söyleyen Sayığ, “Meselenin örtbas edilmesinden korkuyoruz. Soruşturmayı, patlamaya ihmalleriyle sebep olan hükümete teslim edemeyiz” ifadelerini kullandı.

Sayığ, gayelerinin amonyum nitratın limanda tutulmasının arkasında kimin olduğunu ve bundan kimlerin fayda sağladığını öğrenmek olduğunu kaydetti.

‘Uluslararası bir soruşturma siyasi yönelim olur’

Eski İçişleri Bakanı Mervan Şerbil de AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Uluslararası bir soruşturma komisyonu oluşturulması siyasi bir yönelim olur” dedi.

Lübnan’ın sürekli siyasi çekişmeler yaşadığını belirten Şerbil, özellikle Hassan Diyab başkanlığında kurulan hükümetin tek renkli bir hüviyete sahip olduğunu ifade etti.

Güven sorunu

Müstakbel Hareketi Milletvekili Muhammed el-Haccar, Beyrut patlamasına ilişkin gerçeklerin ortaya çıkarılması konusunda Lübnan yargısına da devlet mekanizmasına da güven olmadığını dile getirdi.

Haccar, halkın güvenini yeniden kazanma niyeti varsa bunun için en azından gerçeklerin ortaya çıkarılması konusunda ciddi bir inceleme yapmaya gücü olan uluslararası komisyona yönelmek gerektiğini söyledi.

Uluslararası soruşturma için imza kampanyası

Hristiyan Lübnan Güçleri Partisi Milletvekili İmad Vekim de partisinin patlamayla ilgili incelemeyi uluslararası bir komisyonun yürütmesini talep ettiğini ve yetkili makamlara iletilmek üzere imza kampanyası başlattıklarını aktardı.

Vekim, şehir içindeki bir sivil limanda bu tür patlayıcı maddelerin konulmasına izin verenlerin sorumluluğu olduğunu vurguladı. 

Karşı çıkanlar

Bazı partiler ise uluslararası soruşturma çağrılarına karşı çıkarak Lübnan yargısına güvenilmesini istiyor.

Emel Hareketinden Milletvekili Muhammed Nasrallah, “Özel davaların çözümlenmesi için yurt dışına yönelmeyi desteklemiyoruz” dedi.

Nasrallah, “Tüm ayrıntılarıyla ülkemizin işlerini yönetme konusunda Lübnanlılar olarak anlaşamazsak, yabancıların ülkemizin çıkarlarına daha hassas olacaklarını düşünmemeliyiz” ifadelerini kullandı.  

Lübnan yargısı ve güvenlik kurumlarına güvendiklerini dile getiren Nasrallah, bu kurumların ulusal bir mutabakatla güvene sahip olması durumunda söz konusu güvene de layık olabileceğine dikkati çekti.

Lübnan Parlamentosu Başkan Yardımcısı Elie el-Ferezli de daha önce yaptığı açıklamada, “Uluslararası bir inceleme talebi Lübnan devletini yok saymak anlamına gelir” değerlendirmesinde bulunmuştu.