Prof. Dr. Toker: Aşı karşıtlığı ideolojik bir sorun

Prof. Dr. Nilgün Toker, özellikle aşı karşıtlığının ideolojik bir sorun olduğunu belirterek, “Özgürlük ile keyfiyet arasında radikal bir fark vardır. Özgürlük, başkalarının varlığına bağlıdır; keyfiyet ise başkalarının varlığını umursamayan, ahlaken sorunlu bir tutumdur” dedi.

Türk Tabipleri Birliği (TTB), yeni tip koronavirüs (Covid-19) aşısı dayanışma çağrısı kapsamında Pandemi Çalışma Grubu üyelerinin katılımıyla “Tereddütler, Kaygılar, Karşıtlıklar: Aşı Olma Sorumluluğu” başlıklı çevrimiçi panel düzenledi.

‘Tereddütleri karşılıklı gidermek zorundayız’

Panelin açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Murat Civaner, Türkiye’de uzun zamandır devam eden aşı tedariki sorununun çözülmesinin ardından aşı tedirginliği ve aşı karşıtlığı sorununun ön plana çıktığını söyledi. Civaner, “Eğer geride kimseyi bırakmayacağız diyorsak, umudumuz buysa; tereddütleri ve karşıtlıkları gidermek zorundayız.” dedi.

‘mRNA aşılama çalışmaları 20 yıldan daha uzun bir tarihe yayıldı’

Panelde katılımcı olarak yer alan Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, Covid-19’un nasıl bir hastalık olduğuna, etkilerine ve genom dizisine ilişkin bir bilgilendirme yaparak sunumuna başladı. Aşının bu kadar hızlı üretilmesinin bilimsel çalışmalardaki birikim sayesinde olduğuna dikkati çekern Davutoğlu Şenol, mRNA aşılama çalışmalarının 20 yıldan daha uzun bir tarihe yayıldığını, bilimsel birikimin virüsü tespit edebilme ve hızla aşı bulma olanağı yarattığını söyledi.

‘Aşılamada hız kazanılmalı’

15 Haziran 2021 itibariyle dünya nüfusunun sadece yüzde 15’inin aşılandığını ve toplum bağışıklığı için halen uzun bir yol olduğunu kaydeden Davutoğlu Şenol, pandemi sonrası dönemin inşası için aşılamada hız kazanılması ve eşitsizliklerin giderilmesi gerektiğinin altını çizdi.

‘İnsanlar söylentiler içinde belirsizliği açıklama çabasında’

Prof. Dr. Ejder Yıldırım da, aşı tereddüdü ve aşı karşıtlığının arkasındaki toplumsal dinamiklerin sadece Covid-19 pandemisine özgü olmadığını vurguladı. İnsanların yaşadığı büyük travmayı atlatabilmek ve rutinini devam ettirebilmek için bir tür savunma mekanizması geliştirdiğini belirten Yıldırım, söylentiler ve komplo teorilerinin içinde bir tür belirsizliği açıklama çabası olduğunu dile getirdi. Yıldırım, insanların birbirlerinden etkilenme davranışlarının ve sosyal medya kullanımının da bu açıklama çabasını beslediğini sözlerine ekledi.

‘Aşı karşıtlığı ideolojik bir sorun’

Bilim insanlarının aktardığı bilgiler karşısında ortak duyunun yitirilir olmasının sebeplerini ideoloji ve belirsizlik olarak niteleyen Prof. Dr. Nilgün Toker, özellikle aşı karşıtlığının ideolojik bir sorun olduğunu söyledi. Toker, “Özgürlük ile keyfiyet arasında radikal bir fark vardır. Özgürlük, başkalarının varlığına bağlıdır; keyfiyet ise başkalarının varlığını umursamayan, ahlaken sorunlu bir tutumdur” diye ekledi.

‘Aşı onam formları hukuki güvenceden yoksun’

Sağlık hizmetlerinin ticarileştirilmesi, ilaç şirketleriyle kurulan ilişkiler gibi olguların insanları modern tıp karşısında konumlandırdığından ve aşı tedirginliğini beslediğine vurgu yapan Toker, devletin, aşı şirketlerinin basıncıyla hukuki güvenceden yoksun aşı onam formları dayatmasının da sorumluluğu topluma yüklemenin bir örneği olduğunu kaydetti.

Panel, soru-yanıt bölümüyle son buldu.

Yeni1Mecra