Saadet Partisi: Tarımsal üretimin devam etmesi hayati önemdedir

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Tekir, salgın tedbirleri kapsamında ekonomik ve tarımsal faaliyetlere ilişkin önerilerde bulundu.

Tekir, yönetimin tarımsal üretimin devamını sağlayacak tüm tedbirleri acilen alması gerektiğini belirterek, tarımsal üretimin devam etmesinin hayati öneme sahip olduğunu belirtti.

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sabri Tekir

Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Sabri Tekir, koronavirüs salgını tedbirleri kapsamında alınabilecek ekonomik ve tarımsal faaliyetlere ilişkin tavsiyelerde bulundu.
Salgınla ilgili özellikle ekonomik ve günlük hayata ilişkin alınacak tedbirlere yönelik siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ve mesleki kuruluşlar tarafından ardı ardına açıklama ve tavsiyeler yapıldığını belirten Tekir, partilerinin ekonomik ve tarımsal faaliyetlere ilişkin tavsiyelerini anlattı.

‘Tarımsal faaliyetler sekteye uğrayabilir’

Sağlık ve hayatın her şeyden önce geleceğini belirten Tekir, hayati derecede önemli beslenme ihtiyacını karşılayan tarımsal faaliyetlerin sekteye uğrayabileceğine işaret etti.
Yönetimin tarımsal üretimin devamını sağlayacak tüm tedbirleri acilen alması gerektiğini belirten Tekir,

“İnsanımızın gıda ihtiyacını karşılayan marketlerdeki rafların ve pazarlardaki tezgahların boşalmamasına dikkat etmelidir. Böyle kriz dönemlerinde ilk ve öncelikli olarak gıda üretimi, tedarik ve tüketim zincirinin etkili, verimli ve güvenilir biçimde kurulmasına ve işlemesine yönelik tedbirlerin alınmasına önem verilmelidir.” dedi.

Tekir, Genel Başkanları Karamollaoğulları’nın daha önce basın toplantısında açıkladığı ekonomik önlemleri yineledi. Tekir, ek olarak krizle mücadelede temel amacın birinci derecede herkesin hayatını idame ettirebilecek bir ekonomik ortam oluşturmak olduğunu belirterek, bu amaca uygun olarak şu tavsiyelerde bulundu:

• İşverenlerin üzerindeki “vergi yükü” azaltılmalı. Calışanların işveren üzerindeki yükü devlet tarafından omuzlanarak insanımızın işsiz kalmasının önüne geçilmelidir. Bu kapsamda vergi ve SGK primlerinin ötelenmesi şeklindeki önlemler yetersizdir. Kriz süresince bu yükler işveren üzerinden tamamen kaldırılmalıdır.

• Asgari ücretlilerden krizin olağanüstü etkileri geçinceye kadar ücretlerindeki vergiler yüzde 0 noktasına çekilmelidir.

• Stratejik sektörlerdeki şirketlere devlet gerekirse ‘ortak olmak’ suretiyle hem kaynak enjekte etmeli hem de stratejik alanlardaki üretim faaliyetlerinin aksaması önlenmelidir.

• KOBİ’lerde işçi çıkarmadan faaliyetlerine devam edenler ile ilave işçi çalıştıranlara ’emek kredisi’ adı altında destek sağlanmalıdır.

• Temel gıda ve temizlik maddeleri üzerindeki vergiler sıfırlanmalıdır ve belirli bir süre tavan fiyat uygulaması yapılmalıdır.

•Nasıl ki sağlık tedbirleri için bir Bilim Kurulu oluşturuldu ise; aynı şekilde alanında uzman kişilerden müteşekkil bir ‘Ekonomi Kurulu’ oluşturulmalıdır.

‘Tarımsal üretimin devam etmesi hayati öneme sahip’

Tarımsal üretimin devam etmesinin hayati bir öneme sahip olduğuna vurgu yapan Tekir,
tarımsal faaliyetlerde ortaya çıkacak aksamaların virüs salgınından çok daha önemli ve derin kalıcı yaralara neden olabileceğini savundu. Gıda ihtiyacının insanın birincil derecede önemli ve vazgeçilmez ihtiyacı olduğunu belirten Tekir, tarım kesimine ve tarımsal üretime özel önem veren politikaların geliştirilmesi gerektiğini ifade etti.

Tekir, tarıma yönelik kriz ile ilgili alınması gereken tedbirleri ise şu şekilde sıraladı:

• Çiftçiye milli gelirden, mevcut kanunlar muvacehesinde ayrılması gereken ve 45 milyar TL’i bulan payın bu yıl tam olarak ve ivedilikle aktarılmalıdır. Bu 45 milyar TL’nin amacına uygun etkili ve verimli kullanımı da kontrol edilmelidir.

• Çiftçilerimizin ve esnafın kredi borç ödemeleri ertelenmeli, kredi vadeleri makul düzeye yükseltilmeli. Kredi borçlarının faizleri düşük olarak ( hatta yüzde 0 oranlı) yeniden yapılandırmaya tabi tutulmalıdır. Çiftçimizin kredi borçları gerektiğinde dondurulmalı, ihtiyacı olan her çiftçimize faizsiz kredi desteği sağlanmalıdır.

• Çiftçilerin ve esnafın icra aşamasına gelmiş olan işlemleri durdurulmalıdır. Özellikle, Tarım ve Kredi Kooperatiflerinin temerrüt işlemlerine yönelik yüksek faiz uygulamaları durdurulmalı, çiftçilerimizin belini büken bu uygulama çiftçileri rahatlatacak bir uygulamaya dönüştürülmelidir.

• Çiftçilerin topraklarını ekme konusunda tohum, yakıt, gübre ve ilaç desteğinin yine yüzde 0 faizli olarak yapılması sağlanmalı, hatta gerektiğinde daha da ucuza verilerek sübvanse edilmelidir. Böylece son zamanlarda toplam arazilerin yüzde 10’unu aşan ekilmeyen arazilerin ekiminin ve zirai üretimin teşvik edilmesi sağlanmalıdır.

• Günümüzde köylerimizde toprağı işleyecek genç nüfus kalmamış gibidir. Topraklar orta yaşın üzerindeki çiftçiler tarafından işlenmektedir. Hatta önemli bir kısmı 65 yaş ve üstündedir. Bu nedenle 65 yaş ve üzeri de dahil olmak üzere, sokağa çıkma yasağı, tüm çiftçi vatandaşlarımız için (tarım alanında) uygulanmamalıdır.

• Cumhurbaşkanlığına bağlı Sağlık ve Gıda Politikası Kurulu etkili ve yetkili olarak çalışmalı, tarımda yeni stratejiler geliştirmeli, gerektiğinde bu konuda destek hizmetleri sunacak “Tarım Bilim Kurulu” ivedilikle kurulmalı. Türkiye’nin kısa ve uzun vadeli “Milli Tarım Stratejisi” bu Kurul tarafından belirlenmelidir.

‘Önümüzdeki 3 ay ekim ve hasat dönemi’

Tekir, önümüzdeki 3 ayın hem ekim hem de hasat dönemi olduğunu hatırlatarak, bu dönemin gelecek yıllarda geçim şartlarını en önemli belirleyicisi olacağını kaydetti. Tekir, bu kapsamda uzun vadede yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı:

1- Çiftçilerin üretim kapasitesi desteklenmeli, köylerin yaşam kalitesi yükseltilmeli, mevsimlik işçilerin ulaşım ve barınma ortamlarının hijyenik olması sağlanmalıdır.

2- Tarımda “Planlı Üretim”e geçiş sağlanmalı, hangi ürün en verimli şekilde nerede ve nasıl yetiştirilir tespit edilerek, ticari faaliyetlerle vatandaşlara etkin bir şekilde nasıl sunulacağına yönelik çalışmalar yapılmalıdır.

3- Ürün bazlı teşvikler belirlenerek tarımda üretim süreci takibe alınmalı, sözleşmeli üretim modeli ve kooperatifçiliğe önem verilmeli, bu modellere yönelik destek unsurların tanımı yapılmalıdır.

4- Sanayideki girişimcilik program destekleri gibi tarımda da genç çiftçiye yönelik teknoloji payı yüksek destekler sunulmalı, özellikle hayvancılık ve katma değerli ürünlere öncelik verilmelidir.

5- Organik tarım her geçen gün popüler hale gelmektedir, bu alanda teşebbüslere destek verilmelidir.