Sağlık emek ve meslek örgütleri: Yorulduk, tükendik, öldük

Sağlık emek ve meslek örgütleri, bir yılını geride bırakan pandemide yaşamını yitiren meslektaşlarını, “Yorulduk, tükendik, öldük” sözleriyle andı.

ATO Başkanı Ali Karakoç: “Bilimin, aklın yolunu gösterdik. Ancak, siyasi ve ekonomik kaygılarla yanlış kararlar alınmaya devam edildi. Bu yanlış kararlar ve alınması gerektiği halde alınmayan kararlar nedeniyle Covid-19 pandemisinde binlerce insanımızı, yüzlerce sağlık çalışanımızı kaybettik.”

Sağlık emek ve meslek örgütleri, Ankara, İzmir ve Diyarbakır başta olmak üzere birçok kentte pandemi döneminde yaşamını yitiren meslektaşlarını andı. Bir yılını geride bırakan koronavirüs (Kovid-19) salgınında yaşamını yitirenleri “Taleplerimiz dilimizde, yitirdiklerimiz yüreğimizde” sözleriyle anan sağlıkçılar, taleplerini sıraladı.

ANKARA

Ankara’daki sağlıkçılar, Kovid-19 salgınında yaşamını kaybeden meslektaşları için Gazi Üniversitesi Hastanesi önünde açıklama yaptı. Hastane önünde “Taleplerimiz dilimizde, yitirdiklerimiz yüreğimizde” pankart açıldı. Ankara Tabip Odası (ATO) Başkanı Ali Karakoç, “10 Mart 2021 tarihi itibari ile ülkemizde resmi verilere göre bir yıllık süreç içerisinde 372 sağlık emekçisi hayatını kaybetti” dedi.

Yanlış kararlar

Salgının önlenebilmesi için sürekli uyarılarda bulunduklarını dile getiren Karakoç, “Sağlık emek ve meslek örgütleri olarak, halkımızın sağlığı için, sağlık çalışanlarının sağlığı için pandemi öncesinde de uyarılarda bulunduk. Bilimin, aklın yolunu gösterdik. Ancak, siyasi ve ekonomik kaygılarla yanlış kararlar alınmaya devam edildi. Bu yanlış kararlar ve alınması gerektiği halde alınmayan kararlar nedeniyle Covid-19 pandemisinde binlerce insanımızı, yüzlerce sağlık çalışanımızı kaybettik. Kayıplarımız bugün de devam ediyor” diye konuştu.

Karakoç, “En temel hakkımız olan yaşam hakkımızın, bilimsellikten uzak, şeffaflıktan uzak, ekonomik ve siyasi kaygıların yön verdiği kararlarla hiçe sayılması bizi dehşete düşürdü. Yorulduk, tükendik, öldük. Çok can kaybettik, canlarımızı kaybettik” dedi.

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Genel Başkanı Selma Atabey de, “Salgının üzerinden tam bir yıl geçti. Biz bugün yaşananların yaşanmaması için uyarılarda bulunduk. Bir Mart’tan itibaren kademeli süreç başlandı. Dokuz bin olan vaka sayısı on bine yükseldi. Sağlık emekçileri olarak salgının yükü sırtımıza bırakılmasın” ifadelerini kullandı.

Talepler

Etkinlikte, sağlık emek ve meslek örgütlerinin şu talepleri okundu:

* COVID-19’un meslek hastalığı sayılması,

* Şiddet, mobbing ve baskıların son bulması,

* Performans, ek ödeme değil, yoksulluk sınırının üzerinde, emekliliğe yansıyan temel ücret, 3 bin 600’dan başlatılmak üzere ek göstergelerin kademeli olarak arttırılması,

* Fiili hizmet zammı,

* Haklarında kesinleşmiş yargı karar bulunmayan ihraç sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin derhal göreve başlatılması,

* Halk olarak sağlık hizmeti için ödediğimiz katkı katılım payları ve ilave ücretlerin kaldırılması.”

DİYARBAKIR

Diyarbakır’daki sağlık emek ve meslek örgütleri, pandeminin birinci yılında yaşamını yitiren yurttaşlar ve sağlık çalışanları için Dicle Üniversitesi Hastanesi önünde basın açıklaması yaptı. “Sağlığımıza haklarımıza geleceğimize sahip çıkıyoruz” yazılı pankartın açıldığı açıklamaya, sağlık meslek örgütlerinin temsilcileri ve üyeleri katıldı. Yaşamını yitirenlerin anısına yapılan saygı duruşunun ardından sağlık meslek örgütleri adına açıklama yapan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Şiyar Güldiken, 11 Mart itibari ile yanlış sağlık politikaları sonucu sağlık çalışanları ve vatandaşların yaşamını yitirdiğini,  ölüm ve tükenmişlikle geçen Pandeminin birinci yılını geride bıraktıklarını söyledi.

Diyarbakır

‘Yorulduk, tükendik’

Zamanında kararların alınması konusuna değinen Güldiken, “Yaşanan can kayıplarının önemli bir bölümü, zamanında alınan doğru kararlarla önlenebilirdi. En temel hakkımız olan yaşam hakkımızın, bilimsellikten uzak, şeffaflıktan uzak, ekonomik ve siyasi kaygıların yön verdiği kararlarla hiçe sayılması bizi dehşete düşürdü. Yorulduk, tükendik, öldük. Çok can kaybettik, canlarımızı kaybettik!” diye kaydetti.

VAN

Van-Hakkari Tabip Odası, koronavirüs (Kovid-19) salgının birinci yılı ve bu süreçte yaşamını yitiren sağlık çalışanlarına ilişkin sendika binasında açıklama yaptı. Van-Hakkari Tabip Odası Başkanı Hüseyin Yaviç ve psikiyatrist Özgür Deniz Değer açıklamaya katıldı.

Değer, pandemi sürecinde Sağlık Bakanlığı’nın şeffaf olmadığını belirterek, aşı sürecinde de başarısız olduğunu kaydetti. Toplumun tek aşıya mahkum edildiğini dile getiren Değer, “Hala kaç doz aşı alındığı, toplamda ne kadar alınacağı, aşıların ne zaman geleceği, başka bir firmadan aşı alınıp alınmayacağı, aşı firmalarına ne kadar ödeme yapılacağı gibi sorularımıza ne yazık ki bugüne kadar Sağlık Bakanlığı yanıt vermemiştir. Günlük aşı doz uygulaması çok yetersiz olup, bu gidişle ancak 2 yıla yakın bir sürede toplumun aşılaması yapılabilecektir. Aşılamanın eşitsizliklerden uzak, etik ilkeler ışığında, adil koşullarda yapılması esas olmalıdır” dedi.

ADANA

Adana Tabip Odası (ATO), pandeminin birinci yılına ilişkin açıklama yaptı. Koronavirüsün birinci yılında yeni bir pikin yaşama endişesi içerisinde olduklarını söyleyen ATO Başkanı Selahattin Menteş, yapılan yanlışlara yenilerinin eklenmemesi için uyarılarda bulundu.

Menteş, pandeminin başından bu yana tüm dünyada 118 milyona yakın hasta ve 2,6 milyonun üzerinde ölüm olduğunu, Türkiye’de ise 2,8 milyonun üzerinde yurttaşın hastalandığını, 29 binin üzerinde ölüm olduğunu vurguladı. Menteş, “Çözüm; ortak akıldadır. İktidarın ‘her şeyi ben bilirim’ mantığı doğru bir yöntem değildir. TTB başta olmak üzere tüm sağlık meslek ve emek örgütlerini sürece dahil etmek şarttır” dedi.

İZMİR

İzmir Sağlık Platformu, 14 Mart Tıp Haftası etkinlikleri kapsamında toplum sağlığı ve sağlık emekçilerinin yaşadığı hak gaspına ilişkin Konak Kemeraltı girişinde basın açıklaması yaptı. “Toplum sağlığı ve sağlık emekçilerinin hakları için susmadık susmayacağız” pankartının açıldığı eylemde, “Korona değil kapitalizm öldürür”, “Alkışlar balkonda haklar askıda”, “Ek Ödeme değil tek ödeme”, “Alkışlar sağlık çalışanlarının ölümünü durdurmadı”, “Kovid-19 meslek hastalığıdır” gibi dövizler taşındı.

2 milyon insan hayatını kaybetti

 Açıklamayı yapan Tabip Odası Başkanı Lütfü Çamlı, İktidarın, demokrasiden gittikçe uzaklaşan politikalarının yol açtığı adaletsizlik ve sağlıksızlık, küresel salgınla birlikte daha da derinleştiğini söyledi. Çamlı, Sağlıkta Dönüşüm Programı’yla piyasaya teslim edilen sağlık alanında var olan sorunların çığ gibi büyüdüğünü belirtti. Kovid-19 Pandemisinde bugüne kadar yaklaşık 120 milyon kişinin hastalandığını, 2,6 milyondan fazla kişinin ise öldüğünü kaydeden Çamlı, “Bugüne kadar ülkemizde 2,8 milyon kişi hastalanmış, ölüm sayısı ise resmi rakamlara göre 30 bine yaklaşmıştır. Salgının sahada karşılanmamasındaki ısrar sonucu, 2. ve 3. basamak hastanelerde hasta yoğunluğu artmış, servisler ve yoğun bakımlarda yatak sıkıntısı yaşanması üzerine boş alanlar yataklı servis veya yoğun bakımları döndürülmüştür” diye belirtti.

Pandemiyi yönetememe krizi

Tüm dünyada olduğu gibi ilk günden itibaren Kovid-19 salgınının ilk karşılayıcılarının sağlık çalışanları olduğunu vurgulayan Çamlı, sağlık çalışanlarının toplumun diğer kesimlerine göre 10 kattan fazla hastalanma riski taşıdıklarını hatırlattı. Tüm yükü sağlık çalışanlarına yükleyen ve süreci yalnızca hastanelerde karşılayan stratejisizlik, etkisizleştirilen birinci basamak sağlık sistemi ile salgını yönetmedeki beceriksizlik sonucunda on binlerce yurttaşın hayatını kaybettiğini ifade eden Çamlı, sağlık çalışanlarının salgının başlangıcından itibaren Sağlık Bakanlığı tarafından yeterince korunmadığını söyledi.

Toplum tek aşıya mahkum

Türkiye’de 150 binden fazla sağlık çalışanının hastalıktan etkilendiğinin altını çizen Çamlı, şu ana kadar 385 sağlık çalışanının yaşamını kaybettiğine dikkati çekti. 14 Mart Tıp Bayramı’na çok büyük üzüntü ve öfkeyle girdiklerini belirten Çamlı, Pandemi döneminde şeffaf olmayan Sağlık Bakanlığı’nın aşı sürecinde de başarısız olduğunu ve süreci şeffaflıkla yönetemediğini dile getirdi. Toplumun tek aşıya mahkûm bırakıldığının altını çizen Çamlı, “Hala ülkemizde kaç doz aşı alındığı, toplamda ne kadar alınacağı, aşıların ne zaman geleceği, başka bir firmadan aşı alınıp alınmayacağı, aşı firmalarına ne kadar ödeme yapılacağı gibi sorularımıza ne yazık ki bugüne kadar Sağlık Bakanlığı yanıt vermemiştir. Günlük aşı doz uygulaması çok yetersiz olup, bu gidişle ancak 2 yıla yakın bir sürede toplumun aşılaması yapılabilecektir. Aşılamanın eşitsizliklerden uzak, etik ilkeler ışığında, adil koşullarda yapılması esas olmalıdır. Dünyada ve ülkemizde varyant virüs artışı hızla devam etmektedir. Son açıklanan haritada ülkemizin yarısından fazlası çok yüksek risk ve yüksek riskli iken ve yeni tedbirler alınması gerekirken kontrolsüz bir normalleşmeye gidilmiştir.”

URFA   

SES, Urfa Tabip Odası ve Urfa Diş Hekimleri Derneği üyeleri Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde, Türkiye’de ilk korona vakasının görüldüğü tarihin birinci yıldönümü dolayısı ile balon uçurdu. Tabip Odası Başkanı Osman Yüksekyayla, bir yılda 372 sağlık emekçisinin Kovid-19 kaynaklı yaşamını yitirdiğini ifade etti. Yüksekyayla, yaşamını yitirenlerin anısına balon uçurduklarını, Kovid-19’un bir an önce meslek hastalığı olarak kabul edilmesi gerektiğini kaydetti.

İSTANBUL

Türk Tabipleri Birliği, İstanbul Tabip Odası, İstanbul Diş Hekimleri Odası, İstanbul Eczacı Odası, İstanbul Veteriner Hekimler Odası, SES, Dev Sağlık-İş ve Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği (TÜM-RAD-DER) yöneticileri ve üyeleri, Okmeydanı’nda bulunan Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu Şehir Hastanesi önünde salgınla geçen bir yılda hayatını kaybeden sağlık çalışanlarını andı.

Yaşamını yitirilen hekim ve sağlık çalışanlarının resimlerinin taşındığı anmada hayatını kaybedenler için saygı duruşunda bulunuldu.

 ‘Halkın sorunları görülmedi’

 Ortak açıklama metnini okuyan İstanbul Tabip Odası Başkanı Pınar Saip, salgın sürecinde büyük trajedilerin yaşandığını dile getirdi. Saip, “Geçtiğimiz bir yılda sadece sağlığımızı değil, işimizi, aşımızı, gelirimizi de kaybettik. Büyük şirketlerin vergi borçlarını sıfırlayan siyasi iktidar, halkın bu süreçteki sıkıntılarını, sorunlarını görmezden geldi; işçileri kısa çalışma ödeneğine, esnafı iflasa mahkûm etti” dedi.

‘Algı yönetiyorlar’

İktidarın salgın yerine “algı yönetimi” yaptığını ifade eden Saip, “Türkiye’nin bu süreçte bu kadar ağır bedel ödemesinin ve hala ödüyor olmasının sorumlusu on binlerce yurttaşımızın hayatına mal olan Kovid-19 salgınından ‘başarı hikayesi’ çıkarmaya, salgından siyasi rant sağlamaya çalışan AKP zihniyetidir. Geçtiğimiz bir yılda yaşananlar göstermektedir ki, Türkiye’de salgınla mücadelenin ön koşulu bu zihniyetle mücadeleden geçmektedir” diye konuştu.

MA