Sancar: Çağrımız ‘destek olun’ çağrısı değil, birlikte yürüme çağrısıdır

HDP Eş Genel Başkanı Sancar, mücadele çağrılarının “destek olun” çağrısı olmadığını “birlikte yürüme” çağrısı olduğuna vurgu yaparak, “Gelin demokratik cumhuriyeti birlikte inşa edelim. Sadece bize bırakırsanız biz direnişimizi sürdürürüz ama bu ülkede de bu iktidarın politikalarının yarattığı tahribatlar derinleşir” dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin Meclis Grup Toplantısında konuştu. 10 Ekim Ankara Katliamı’nda yaşamını yitirenleri anarak konuşmasına başlayan Sancar, şunları ifade etti:

“Yurdun her bir köşesinde bombalar patlarken insanlar katledilirken on binler Ankara’da barış için bir araya geldiler. O insanlara vahşice, acımasızca saldırıldı. Kimler saldırdı, kimlerin saldırdığını biliyoruz IŞİD canilerini biliyoruz ama o saldırıya neden olan şartları ve sonrasında neler yaşadığını hiçbirimiz unutmadık. Bu iktidar, halkın hafızasız olduğunu sanıyor. O bombaların nasıl patladığını ardından kimlerin neler söylediğini 103 canı unutmadık unutmayacağız.”

Sancar, 15 Ekim’in HDP’nin 8’inci kuruluş yıl dönümü olduğunu hatırlatarak, HDP’nin arkasında büyük bir birikimle halkların desteği ile kurulduğunu söyledi.

 ‘AKP’ye ilk defa bir seçim yenilgisi yaşattık’

HDP kurulduğundan bu yana Türkiye’nin kötülüğe, faşizme, sömürüye, ayrımcılığa mahkum olmadığını gösterdiğini belirten Sancar, şöyle konuştu: “En karamsar zamanda 7 Haziran 2015 tarihinde bir mümkünü ortaya koydu. Yenilmez, seçim kaybetmez diye gösterilen iktidarı durdurduk. AKP’ye ilk defa bir seçim yenilgisi yaşattık. Ardından saldırılara başladılar çünkü bunu hazmedemediler, yenilgiyi hazmedemediler, umudun bu kadar kararlılıkla yükseltilmesinden korktular. Her türlü saldırı yöntemini devreye soktular, bizleri yok edeceklerini, boyun eğdireceklerini sandılar. Ama yanıldılar başaramadılar. Yürüyüşümüz devam ediyor, sendelemedik yine çünkü davamızın haklılığına, yolumuzun güzelliğine, ufkumuzun zenginliğine güveniyoruz, inanıyoruz. O nedenle yürüyüşümüze aynı cesaret ve kararlılıkla devam ediyoruz, edeceğiz.”

‘Çağrılarımız yanlış anlaşılıyor’

Birlikte mücadele çağrılarının bazen yanlış anlaşıldığını “gelin bize destek olun” gibi anlaşıldığını ya da öyle sunulduğunu belirten Sancar, “Hayır, bizim kimseden destek istediğimiz yok, bizim çağrımız birlikte yürüme çağrısıdır. HDP kendini koruyacak güçlü bir halk desteğine sahiptir. Dolayısıyla bizim kendimize güvenimiz haklılığımıza inancımız da tamdır.” dedi.

Bıkmadan usanmadan çağrılarını yineleyeceklerini söyleyen Sancar, “Gelin demokratik cumhuriyeti birlikte inşa edelim. Sadece bize bırakırsanız biz direnişimizi sürdürürüz ama bu ülkede de bu iktidarın politikalarının yarattığı tahribatlar derinleşir” şeklinde konuştu.

‘Halk bu yalancı ekonomi yönetimden dolayı yoksullaşıyor’

İktidarı ekonomi politikaları üzerinden eleştirerek konuşmasına devam eden Sancar, “Ne diyordu Bakan Albayrak; ‘Dolarla ne işiniz var? Biz dolara bakmıyoruz. Ben kuru önemsemiyorum.’ diyordu. Peki gerçekten doların bu ülkede yoksula, emekçiye etkisi yok mu? Kur artışının bir önemi yok mu? Nasıl yok. Bizim ekmek yaptığımız buğday bile ithal. Elbise yaptığımız pamuk, çorba yaptığımız mercimek bile ithal. Ve bunları dövizle alıyoruz.” dedi.

Birilerinin kısa süreli kur oynamalarından büyük rantlar kopardığını halkın yoksullaştığını ifade eden Sancar, “Halk kötü bu sakil bu yalancı ekonomik yönetimden dolayı yoksullaşıyor. Bu iktidar halka vadedecek bir şeyi kalmayınca savaşı, kutuplaşmayı, gerilimi çatışmayı öne çıkarıyor. Böylece itirazları da bastırabileceğini kendine yönelik rızayı yeniden üretebileceğini sanıyor. Ama bunda da yanılıyor.” şeklinde konuştu.

‘Kobanê soruşturması tepeden tırnağa yalan’

“Kobanê soruşturması” kapsamında yaşanan tutuklama ve gözaltılara değinen Sancar, soruşturmayı “tepeden tırnağa yalan” şeklinde nitelendirdi. Sancar, şöyle konuştu:

“Peki niye bu kadar yalan söylüyorlar. Çünkü bu iktidar suçlu. Bu iktidar Kobanê’ye IŞİD saldırısı devam ederken izlediği politika dolayısıyla suçludur. Kobanê’deki halklar IŞİD barbarlığına karşı savaşırken, o katliamcı, tecavüzcü çeteye direnirken bu iktidar sessiz kalmakla, yardım kapılarını açmamakla suçludur. Protestoculara güvenlik güçlerinin ateş açması sonucu ortaya çıkan provokasyonlardan da suçludur. O dönemde para-militer güçleri bildiği halde durdurmayan, durduramayan, durdurmaya gücü yetmeyen veya durdurma isteği olmayan iktidar 6-8 Ekim’de bütün olaylardan sorumludur.”

‘Emekçilerin tazminatlarına el koymak serbest hak talep etmek yasak’

Sancar, Soma ve Ermenek’ten maaş ve tazminat hakları Ankara’ya yürümek isteyen maden işçilerine yönelik engellemeye de değindi. Sancar, “En temel hakları olan tazminatlarını istemek için yola çıkan emekçileri durduruyorlar. O tazminatlara el koymak gasp etmek serbest hak talep etmek yasak. Madende katliam serbest, katliamda hesap sormak isteyenlerin itirazları yasak. Yok arkadaşlar bu böyle gitmez. Bu sadece siyasi bir mesele değil, bu aynı zamanda vicdani ve ahlaki bir meseledir.” dedi.

‘Askeri yöntemleri devreye sokmanın bedeli bu toplumun yoksullaşmasıdır’

İktidarın dış politikasını eleştiren Sancar, “Libya’dan doğu Akdeniz’e kadar sorunları diplomasi ile müzakere ile diyalogla çözmek yerine sürekli askeri yöntemleri devreye sokmanın bedeli bu toplumun yoksullaşmasıdır. Savaş baronlarının zenginleşmesidir. O nedenle bu ülkede bu savaş politikalarına en kararlı şekilde karşı çıkmadıkça bu ülkeye demokrasi ve barışı getirmemiz çok zor.” şeklinde konuştu.

‘İlk seçimde iktidara kaybettirecek güç HDP’dir’

İlk seçimde bu iktidara kaybettirecek temel gücün HDP olduğunu söyleyen Sancar, Türkiye halklarının da bunu bilmesini istedi. Sancar, “Ama seçim bekleyecek değiliz, her gün yeniden her alanda faşizme karşı direnecek en temel güç HDP’dir. Biz demokratik cumhuriyete giden yolu her günü mücadele ve direniş alanı olarak örmek suretiyle açacağız.” dedi.

‘Güvenlik bahanesiyle, maden sahası için yakılan ormanları da biliyoruz’

“Orman yangınlarına ilişkin yalana da işaret etmem lazım” diyen Sancar, iktidarın doğaya, ekosisteme bakışının ne olduğunu herkesin bildiğini söyledi. Şaibeli ihalelerle satılan yangın söndürme uçaklarını da bildiklerini belirten Sancar, şöyle konuştu:

“Güvenlik bahanesi ile Kürt illerinde yakılan binlerce hektar ormanın durumunu da biliyoruz. Günlerce haftalarca müdahale edilmeyen yangınları da biliyoruz. İmara açılsın diye, rant alanı açılsın diye çıkarılan yangınları, maden sahası için yakılan ormanları biliyoruz. Ülkenin farklı yerlerinde bunların örneklerini defalarca yaşadık, Kazdağları’ndan Fatsa’ya, Cudi’ye Gabar’a, bütün buralara nasıl vahşice saldırı yapıldığını, doğaya nasıl vahşice saldırı yapıldığını biliyoruz. Bizim bu konudaki tavrımız nettir. Doğayı savunmak, ekolojik yaklaşım partinin temel direğidir. Rant için veya ihmalden veya kasıtlı olarak yangınları hedef alan her türlü davranışı olayı en başta HDP reddeder. Biz bu iktidarın inşaata otellere başka işletmelere yer açmak için yangınların önünü nasıl açtığını ve üzerini nasıl örttüğünü biliyoruz. Ama buna karşı mücadeleyi en kararlı biçimde devam ettireceğiz.”

Kaynak: MA