Yaklaşık 1000 kadın kuruluşu, 12 kadın ağı ve platformunun yayımladığı “2020 Kadın Hakları Deklarasyonu”nda, kadınların kazanılmış haklarına yönelik saldırılara karşı koymaya devam edileceği mesajı verildi.
Deklarasyonda, kadınların her zamankinden daha kararlı olduğu vurgulanarak, “Eşitlik, adalet ve barış içinde yaşayacağımız dünyayı kurmak için, kız kardeşlik ve ulusötesi dayanışma içinde hep beraber çalışacağız.” denildi.
Türkiye’den Eşitlik için Kadın Platformu’nun da (EŞİK) aralarında bulunduğu 1000 kadar kadın örgütünden oluşan kadın grupları ve feminist kuruluşlar, İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik saldırıları ve diğer ortak sorunları ele almak üzere 15 Ekim 2020 tarihinde toplandı.
EŞİK Platformu’nun ev sahipliğinde yapılan ve Avrupa ve Kuzey Amerika’dan 15 ülkeden 170 kadını bir araya getiren toplantıda, katılımcılar, sağcı grupların ve hükümetlerin, İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik saldırılarını ele aldı.
2020 Kadın Hakları Deklarasyonu yayımlandı
Toplantı sonrası, EŞİK Platformu’nun çağrısıyla 1000 kadın kuruluşu ve 12 kadın ağı ve platformu “2020 Kadın Hakları Deklarasyonu”nu yayımladı. Deklarasyon, kadınların dünyanın her yerinde maruz kaldıkları ayrımcılığa, şiddete, gittikçe artan yaşam zorluklarına ve insan hakları ihlallerine dikkat çekmek ve haklarının pazarlık konusu olamayacağına tekrar vurgu yapmak amacıyla yayımlandı. Deklarasyon, Kürtçe, Türkçe ve İngilizce dillerinde yayımlandı.
‘Kadın ve kız çocuklarının hakları ihlal ediliyor’
Deklarasyonda, ataerkil yapılar, neoliberal politikalar, otoriter yönetimler, militarizm ve savaşların uzun zamandan beri kadınların ve kız çocuklarının haklarını ihlal ettiğini ve yaşamlarını tehlikeye attığına dikkat çekildi.
‘Derinleşeyen yoksulluk, salgın durumu daha da ağırlaştırdı’
Derinleşen yoksulluk, ekonomik eşitsizlik, iklim değişikliği ve Covid-19 salgınının durumu daha da ağırlaştırdığına işaret edilen deklarasyonda, “Farklı sınıf, ırk, etnik köken ve milletten kadınların değişik şekillerde ve ölçülerde yıpranmasına neden olmuştur.” denildi.
‘Toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılık bir çok hükümetin söyleminde öne çıktı’
Toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılık ve şiddetin, birbirinden çok farklı siyasi görüş, dini inanç ve kültüre bağlı birçok hükümet ve grupların söylem ve eylemlerinde öne çıktığına vurgu yapılan deklarasyonda, “Bu devlet ve devlet dışı aktörler; diğer farklılıklarına rağmen, kadın düşmanlığı, homofobi ve transfobi içeren aynı ataerkil ideolojide birleşmektedirler.” diye kaydedildi. Deklarasyonda, kadınlar taleplerini şu şekilde sıralandı:
- Tüm devlet kurumları, özel kuruluşlar ve sivil toplum kurumları; insan haklarının temeli olan, insan onurunda eşitlik ilkesine göre hareket etmeli;
- Tüm hükümetler; kadın örgütleri ile iş birliği içinde ve yeterli kaynaklara sahip ve ciddi uygulanan politikalarla, kadınların ve kız çocuklarının ekonomik, siyasi, sosyal, kültürel, cinsel ve üreme haklarını güvence altına almalı ve toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamalı;
- Tüm hükümetler; küresel krizleri yönetmek, her yerde insan haklarını gerçekleştirmek ve güvence altına almak ve cinsiyet eşitliğini sağlamak için uluslararası iş birliği ve çok taraflılık ilkesi ile hareket etmeli;
‘Parlamentolar ayrımcı yasaları değiştirmeli’
- Tüm parlamentolar; yasa yapma işlevlerini yerine getirirken, ayrımcı yasaları toplumsal cinsiyet eşitliği ilkesine dayanan yasalarla değiştirmeli ve denetleme yetkilerini kullanarak hükümetleri sorumlu tutmalı;
‘Yerel ulusal ve küresel medya olumsuz tiplemeleri bıraksın’
- Yerel, ulusal ve küresel medya; olumsuz tiplemeleri bırakarak, toplumsal cinsiyet temelli şiddet ve kadın hakları ihlallerinin kamusal ve sivil faillerini ortaya çıkarmalı, ihmali olan kurumları sorumlu tutmalı;
- Tüm uluslararası kurum ve kuruluşlar; etkin yönlendirme, izleme ve takip mekanizmaları ile ve taviz vermeksizin, kadın ve kız çocuklarının haklarının gerçekleşmesine, cinsel yönelim ve toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılığın sona ermesine ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin güvence altına alınmasına yardımcı olmalı;
- İstanbul Sözleşmesi, Pekin Eylem Platformu, CEDAW ve Çocuk Hakları Sözleşmesi başta olmak üzere, tüm insan hakları belgeleri; haklarında yanlış bilgilendirmelere karşı savunulmalı, bütün devletlerce onaylanmalı ve bütünüyle, eksiksiz uygulanmalı.
‘Her zamankinden daha kararlıyız’
Deklarasyonda, kadınlar her zaman olduklarından daha kararlı olduklarına vurgu yaparak, şunları kaydetti:
“Demokratik alanlar daralmakla birlikle, biz; ataerkil şiddete, yanlış bilgilendirmelere, eril söylemlere ve kazanılmış haklarımıza yönelik saldırılara karşı koymaya devam edeceğiz. Eşitlik, adalet ve barış içinde yaşayacağımız dünyayı kurmak için, kız kardeşlik ve ulusötesi dayanışma içinde hep beraber çalışacağız. Yaşasın kadın dayanışması.” 2020 Kadın Hakları Deklarasyonu’nu imzalayan örgütler ise şunlar:
- Bulgaristan Toplumsal Cinsiyet Araştırmaları Vakfı, Bulgaristan
- Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK), Türkiye
- Eşitlik ve Kürtaj Hakkı İçin Büyük Koalisyon, Polonya
- Hırvatistan Kadın Ağı, Hırvatistan
- İnsan Hakları Savunucuları, Amerika Birleşik Devletleri
- Kadın Dayanışma ve Bilgi Merkezi (NPO), Estonya
- Kadın Hakları Merkezi, Polonya
- Kadın Haklarını Geliştirme Derneği (DOMINE), Hırvatistan
- Uluslararası Barış ve Özgürlük İçin Kadın Birliği (WILPF)
- Macaristan Kadın Lobisi, Macaristan
- Şiddete Karşı Avrupa Kadın Ağı (WAVE)
- Ukraynalı Kadın Avukatlar Derneği (JURFEM), Ukrayna
- Avrupa Kadın Lobisi – EWL (Destekçi)
Yeni1Mecra