23. Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı başladı

Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı’nın 23’üncüsü “Pandemide Şiddet, Bakım Emeği ve Eşitlik Mücadelesi” başlığı ile gerçekleştiriliyor.

23. Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı “Pandemide Şiddet, Bakım Emeği ve Eşitlik Mücadelesi” başlığı ile gerçekleştiriliyor. Türkiye’de kadına yönelik erkek şiddetine karşı mücadele veren kadınların en geniş platformu olan Kurultay, kadın örgütlerinden, yerel yönetimlerden, kamu kurum ve kuruluşlarından gelen kadınların katılımıyla Zoom platformu üzerinden çevrimiçi olarak gerçekleşiyor.

‘Birlikte güçlenmeye devam edeceğiz’

Kurultay, İzmir Kadın Dayanışma Derneği’nin açılış konuşmasıyla başladı. Konuşmada, kadına yönelik şiddetle mücadelede irade eksikliği ve toplumsal cinsiyet eşitliği yerine aile odaklı politikaların, sözleşmelerin ve yasaların uygulanmasında sorunlar çıkarmaya devam devam ettiğine dikkat çekildi. Konuşmanın devamında şunlar ifade edildi:

“Saldırılar devam ederken bugün burada bir araya gelmiş yüzlerce kadın, her daim bir arada feminist dayanışma ile birlikte güçlenmeye ve mücadeleye devam edeceğiz. Ta ki her birimiz özgürleşene değin.” denildi.

Yaman: Kadınların yeniden üretim faaliyetleri her şeyin başında geliyor

Kurultay, açılış konuşmasının ardından 1’inci oturum “Pandemide Şiddet, Bakım Emeği ve Eşitlik Mücadelesi” başlığı ile devam etti. Bu oturumda Melda Yaman “Pandemi, Ev İçi Emek ve Cinsiyetçi Politikalar” başlıklı konuşma yaptı. Yaman, “Pandemi bize gösterdi ki kadınların yeniden üretim faaliyetleri her şeyin başında geliyor. Başka çalışma alanlarına gerek olmayan zamanlarda da kadınların yeniden üretim faaliyetlerine ihtiyaç duyuyoruz.” dedi.

‘Pandemide kadınlar yalnızlaştılar’

Pandemide evlere kapandıklarını hatırlatan Yaman, “Evler kadınlar için riskli yerler, hele erkeklerle birlikte kapanınca riskli yerler.” diye konuştu. Şiddetin arttığını ve kadınların evde türlü türlü şiddete maruz kaldığına işaret eden Yaman, şunları ifade etti:

 “Pandemide özellikle desteklere ulaşmak zorlaştı. Resmi destek mekanizmalarının işlemediği oldu. Kadınlar hastaneye gitmekten bile çekindiler. Aile üyelerine arkadaşlarına ulaşmakta güçlü çektiler. Yalnızlaştılar.” dedi.

‘Bu süreç erkekten uzaklaşmayı da güçleştirdi’

Bu sorunun ekonomik bir tarafı da olduğuna vurgu yapan Yaman, “Kadınlar hem erkekler tarafından ekonomik şiddete maruz bırakılıyorlar hem de işini kaybetmiş olmak, ücretsiz izne çıkmak bu süreç içinde erkekten uzaklaşmayı da güçleştiriyor. Bunları birleştirdiğimizde kadınlar için ağır bir dönem bu.” şeklinde konuştu.

Keleş: Sosyal yardımlara başvurma konusunda yalnızca kadınlar yükümlü görülüyor

Yaman’ın ardından aynı oturumda Zehra Keleş “Sosyal Politika, Devlet ve Aile” başlıklı sunumda bulundu. Keleş’in “Nasıl bir sosyal politika?” sorusuna yanıt aradığı konuşmasında, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın boşanma sonrası kadınlara yönelik onları bireyselleştiren ve eşitsizliğin ortasında bırakan yaklaşımını inceledi.

“Evliyken hiç boşanmayacak gibi hayatlarını kurmaları beklenen kadınların boşandıktan sonra da hiç evlenmemiş gibi hayatlarını kurmaları bekleniyor.” diyen Keleş, yürüttüğü saha araştırmasına dayanarak ailenin ihtiyaçlarını kadınların takip etme görevi üstlendiklerini ve sosyal yardımlara başvurmak konusunda da yalnızca kadınların yükümlü olarak görüldüklerini söyledi. Keleş, “Fakat nakit transfer gibi sosyal yardımlar kadınların şiddetten uzaklaşmasına yetmiyor.” dedi.

Dildar:  Kadınların ücretsiz çalışmaya ayırdığı zaman 2 saatten fazla arttı

Oturumda, Yasemin Dildar da “Pandemi ve Ev İçi Emek” başlıklı sunumda bulundu. Dildar, şunları ifade etti:

“Konda’nın araştırması gösteriyor ki ücretsiz ev içi emeğin dağılımında pandemide kadınların ücretsiz çalışmaya ayırdığı zaman 2 saatten fazla artmış, ücretli çalışma azalmış. Toplam çalışma yüküne bakınca kadınlarınki 1.5 saat artmış, erkeklerinki 1 saatten fazla azalmış.”

‘Pandemide ev içi ücretsiz emeğin yoğunluğu arttı’

Dildar, kadınların pandemiden daha fazla etkilenmesinin nedeni olarak şunları ifade etti: “Ev içi ücretsiz emeğin yoğunluğu, kadınların çoğunlukla hizmet sektöründe olması ve kayıt dışı ekonomide çalışan kadın sayısının yüksek olması olarak ortaya çıkıyor.”

Tüm bunların şiddeti nasıl etkilediğini ise Dildar şu şekilde değerlendirdi: “Kısa dönem etkileri eve kapanma, stres, yoksulluk ve işsizlik oldu. Uzun dönemde ise kriz koşullarında kadınların istihdamdan çekilmek zorunda kalması ekonomik güçsüzleşme ile sonuçlanıyor.” dedi.

Kurultay, 1’inci oturumu konuşmaların tamamlanmasının ardından soru-cevap bölümüyle devam ediyor.

Forumda sorunlara karşı geliştirilen çözümler paylaşılacak

Kurultay’ın ikinci oturumu ise “Uygulamalar Bağlamında Sığınaklar, Da(ya)nışma Merkezleri Ve İstanbul Sözleşmesi Bağlamında Mücadele Stratejileri” başlığı ile yapılacak. Bu oturumda Kadının İnsan Hakları ve Yeni Çözümler Derneği’nden Berfu Şeker, “Bir Mücadele Aracı Olarak İstanbul Sözleşmesi” başlıklı sunumu yapacak. Daha sonra Mor Çatı’dan Zuhal Güreli “Uygulamalar Bağlamında Sığınaklar, Da(ya)nışma Merkezleri” sunumunu yapacak.

Sunumlarından ardından düzenlenecek forumda, kurultay bileşenleri ve alanda çalışan kadınlar karşılaştıkları sorunları ve bunlara karşı geliştirdikleri çözümleri paylaşacaklar.

Kurultay’ın ikinci günü atölyelerle devam edecek

Kurultay’ın ikinci günü atölyelerle devam edecek. Son gün ise atölye sonuçları paylaşılarak Kurultay Sonuç Bildirgesi taslağı hazırlanacak. Kurultay’ın birinci günü sunulacak tebliğler ve ikinci günü gerçekleştirilecek atölye çalışmaları aracılığıyla, bilgi ve deneyimler de paylaşılarak tartışmalar yürütülecek.

3 gün sürecek Kurultay, Kurultay Sonuç Bildirgesi’nin taslağının hazırlanmasıyla son bulacak. Kurultay sonuç bildirgesi 25 Kasım’da kamuoyuyla paylaşılacak.