AKP ve MHP milletvekillerinin imzası ile Meclis’e getirilen sosyal medya düzenlemesini içeren yasa TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlandı.
İYİ Partili Lütfü Türkkan, “Özgürlükler hükümetin rantının başladığı yerde bitiyor” derken, HDP’li Oluç “İktidar hukuksuz geçmişini silmek istiyor. Para kasalarının sıfırlanması gibi geçmişteki hukuksuzluklar sıfırlanacak” dedi.
CHP’li Adıgüzel “Sosyal medyanın ‘Alo Fatihleri’ oluşturulmak isteniyor” derken AKP’li Yıldız, “Muhataplık ilişkisini tesis ediyoruz” dedi. MHP’li Öztürk ise teklifin “Yasak değil düzenleyici ve yönlendirici” olduğunu söyledi.
AK Parti ve MHP milletvekillerinin imzasını taşıyan, “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” görüşmeleri TBMM Genel Kurulunda başladı.
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, görüşmeler öncesinde teklifin Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olduğunu belirterek, teklifin Adalet Komisyonuna iadesini istedi. Bu talep kabul edilmeyince tümü üzerindeki görüşmelere geçildi.
‘Vatandaşlarımızın ifade ve haber özgürlüklerine sınır çiziliyor’
İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, iktidarın yapılan çirkin paylaşımları fırsata çevirmeye çalıştığını belirterek, “İnterneti, kurmak istedikleri totaliter bir rejimin parçası yapmak, hem ülkemize hem de geleceğimize ihanettir. İktidar, Türkiye’de yeni bir rejim inşa etmeye çalışıyor. Copla, polisle, hapisle korkutulan ve özgür düşüncenin kontrol altında tutulduğu bir Türkiye yaratmaya çalışıyorlar” diye konuştu.
Türkkan, insanların düşünce özgürlüğünü yaşayabildiği, fikirlerini ifade edebildiği, nefes alabildiği tek bir alan olarak sosyal medyanın kaldığını, getirilen düzenleme ile internetin kafese konulduğunu söyledi.
‘Özgürlükler hükümetin rantının başladığı yerde bitiyor’
Düzenlemeyle vatandaşların ifade ve haber alma özgürlüklerine sınır çizildiğini belirten Lütfü Türkkan, “Özgürlükler, AK Parti’nin rantının başladığı yerde bitiyor. Liyakatsiz ve usulsüz atamaların başladığı yerde bitiyor. Hükümetin yanlışlarının başladığı yerde bitiyor. Yolsuzlukların konuşulduğu yerde bitiyor. Adrese teslim ihalelerde bitiyor. Özgürlüklerimiz, iktidara yakın vakıf ve derneklerin skandallarının başladığı yerde bitiyor” şeklinde konuştu.
Oluç: İktidar hukuksuz geçmişini silmek istiyor
HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç, iktidar ittifakının “toplumsal muhalefetin sesinin kesilmesine” karar verdiğini söyledi. Oluç, “Saray kendini korumak için bu teklifi getiriyor. Her vatandaşı potansiyel suçlu olarak görüyor. İktidar hukuksuz geçmişini silmek istiyor. Para kasalarının sıfırlanması gibi geçmişteki hukuksuzluklar sıfırlanacak. Bu bir sansür yasasıdır. FETÖ ile çekilen fotoğraflar, Ensar Vakfındaki olaylar gibi yüzlerce belge silinmek isteniyor. Geçmişi silmek ve yarını kontrol altına almak için bu adım sonuç vermez. Her şey kayıt altında” dedi.
Oluç, sosyal medya düzenlemesinin Fransa’da da gündeme geldiğini, konunun bir yıl tartışıldıktan sonra meclislerinde kabul edildiğini, ancak kabul edilen teklifin Fransa Anayasa Mahkemesinde reddedildiğini söyledi.
‘Alman modeli değil yasakçı Çin modeli’
Hakkı Saruhan Oluç, sosyal medyanın Almanya’da tartışıldığını, ancak konunun aşırı ırkçı Neonazi ve İslamofobi bağlamında değerlendirildiğini belirtti.
Oluç, getirilmek istenen yasanın Alman modeli değil “yasakçı Çin modeli” olduğunu söyledi.
Adıgüzel: Sosyal medyanın ‘Alo Fatihleri’ oluşturulmak isteniyor
CHP İstanbul Milletvekili Onursal Adıgüzel, “iktidar partisi ve küçük ortağının alelacele bu yasa teklifini TBMM Genel Kuruluna getirerek sosyal medyayı kontrol altına almak istediğini, asıl dertlerinin fişleme olduğunu” ileri sürdü.
Adıgüzel, Almanya’da bu konunun 2 yıl tartışıldığını belirterek, “İktidar Fransa’yı da söylemekten özellikle kaçınıyor. Çünkü Fransa’da Anayasa Mahkemesi, ifade özgürlüğüne aykırı olduğu için kabul edilen yasanın bazı maddelerini iptal etti. Kurnazlık yapıyorsunuz. Bu yasa teklifi, açıkça sansür teklifidir. Muhaliflerin görüşlerini beyan ettiği tek alan sosyal medyadır. Şimdi sosyal medyanın ‘alo Fatihlerini” oluşturmak istiyorsunuz.” diye konuştu.
MHP’li Öztürk: Yasak değil düzenleyici ve yönlendirici
MHP grubu adına söz alan Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk, sosyal medyada sahte hesap kullanıcılarının “Kimseye yakalanmam, görünmem” düşüncesiyle hareket ederek çoğu zaman haksız kazanç, dolandırıcılık, itibar suikastı, terör faaliyeti, algı operasyonu yürüttüğünü ifade etti.
Sahte profil hesap kullanıcıları bazen başkaları adına sahte hesap açmakla yetinmeyip, bahsi geçen bu sahte hesaplar aracılığıyla başka gerçek ve tüzel kişilere karşı hakaret, tehdit, şantaj, haberleşmenin gizliliğinin ihlali, dolandırıcılık gibi suçları da işleyebildiklerini öne süren Öztürk, şunları kaydetti:
“MHP olarak dijital mecraların kısıtlanması, yasaklanması yerine hukuki altyapı üzerine inşa edilecek yeni toplumsal düzen ve iletişim becerilerini yönetmek gerektiğine inanmaktayız. Dijital mecralar, bazılarının bugünkü ‘yasaklanıyor’ söylemleri üzerinden ziyade, düzenleyici ve yönlendirici kurallarla etik işleyişi biçimlendiren yeni değerler sistemini kurgulamasıyla sağlıklı bir biçim alacaktır. Dijital mecraların içeriğine ilişkin bilinçli bir toplum kitlesi yaratmak, ancak böyle bir anlayışla mümkün olabilecektir. AK Parti’yle Meclis Başkanlığına sunmuş olduğumuz kanun teklifimizle, sahte hesapların yarattığı mağduriyetlerle hakları ihlal edilen kullanıcılar, bundan sonra adaletli ve hukuka uygun bir şekilde haklarını arama imkanı bulmuş olacaktır.”
AKP’li Yıldız: Muhataplık ilişkisi tesis ediliyor
AK Parti grubu adına söz alan Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız da devletlerin, vatandaşlarının kişilik ve güvenlik haklarını korumak gibi bir görevinin olduğunu belirtti.
Sosyal medya alanındaki gelişmelerin insan hakları bağlamında da değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Yıldız, teklifin içeriğine ilişkin bilgiler paylaştı.
Kanun teklifinin sosyal ağ sağlayıcılarıyla vatandaşlar arasında muhattaplık ilişkisini tesis ettiğini vurgulayan Zeynep Yıldız, “Temsilci bulunması durumunda vatandaş kişilik haklarının incindiğini belirterek, ilgili ağ sağlayıcı şirkete başvuracak. Vergilendirme meselesi de burada önemli. Asgari ücret alan vatandaşlarımız vergisini öderken, ağ sağlayıcı şirketler neden ödemesin? Yasaya karşı çıkanlar, daha çok temsilcilerin gelmeyeceğinden hareket ediyor. Ancak biz etraflıca çalıştık. 30 gün içinde eğer bir temsilci atanmazsa para cezası verilecek. Ağ sağlayıcının temsilci göndermemekte ısrar etmesi durumunda para cezası artacak. Bu cezalar reklam kesintisi ve bant daraltmaya kadar gidecek.” ifadesini kullandı.
Yıldız, Türkiye’de veri merkezinin kurulmasını, verilerin vahşi bir şekilde kullanılmasını engellemeyi ve sosyal medyanın şeffaflaşmasını amaçladıklarını öne sürdü.