Akşener’den Erdoğan’a: Senin işin ‘şeref dağıtmak’ değil anaların evlatlarını yaşatmaktır

İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Gare operasyonu ve partisinin kongresinde yaptığı konuşma üzerinden sert sözlerle yüklendi.

Akşener, Erdoğan’a “Senin işin, kongre salonunda, yüreği yaralı bir anayı telefona bağlatıp ‘şeref dağıtmak’ değil, o anaların evlatlarını yaşatmaktır. Gara’daki kahrolası o mağara, lebalep şehit doluyken; sen, ‘pandemiye rağmen kongre salonu lebalep dolu.’ diye sevinemezsin.” dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin Meclis grup toplantısında konuştu

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısında konuştu. Akşener, “Yine kara günlerdeyiz” diyerek, Gare’de yaşamını yitiren 13 kişiyi anarak konuşmasına başladı. Gara’daki PKK operasyonun milli bir mesele olduğunu belirten Akşener, o nedenle üzerinde konuşan herkesin sözlerine dikkat etmesi gerektiğini söyledi.

Akşener, “Ancak bu dikkat, yapılan bir yanlış varsa, bir hata varsa, üzerini örtmek için bahane olamaz.” dedi.

‘Evlatlarımıza ne olduğunu bilmek isteriz’

“Başarılı operasyonların müjdesini kendi verip, felaketlerin açıklamasını valilere, bakanlara havale etmek, devletin değil, algının yönetimidir.” diyen Akşener, “Orada evlatlarımıza ne olduğunu, doğal olarak bilmek isteriz.” dedi.

‘Şehit anasını kongreye canlı bağlayıp felaketten siyaset devşirme peşinde’

Bu işte, siyasetin parmağı var mı, yok mu bilmek istediklerini söyleyen Akşener, şu ifadeleri kullandı:

“Bu aziz milletimizin en doğal hakkı, bizim de milletimize karşı görevimizdir. Siz, şehit anasını kongreye canlı bağlayıp, felaketten siyaset devşirme peşinde koşabilirsiniz. Biz koşamayız. Siz, sosyal medyada, meclis kürsülerinden linç kampanyaları başlatıp, şehitlerimizi sizden olmayana saldırmak için araç yapmaya cüret edebilirsiniz. Biz edemeyiz. Siz, ülkemize yaşattığınız her felakette takındığınız aymaz tavırla, ’Şov devam etmeli’ diyebilirsiniz. Biz diyemeyiz. Demeyeceğiz!”

‘Türkiye savaşmıyor terörle mücadele ediyor’

Bu olayların ardından, özellikle devleti idare edenlerin her sözlerine dikkat etmeleri gerektiğini ifade eden Akşener, “Devleti idare edenler, terör örgütünün alıkoyduğu evlatlarımıza, ‘Esir’ demez, diyemez.” dedi.

Esir, ifadesinin savaşta alınan tutsak anlamına geldiğini belirten Akşener, “Türkiye savaşmıyor, Türkiye terörle mücadele ediyor.” ifadesini kullandı.

‘Senin işin şeref dağıtmak değil anaların evlatlarını yaşatmaktır’

MHP’yi kastederek “Yoksa sen de minik ortağın gibi, ‘Aman canım, 13 kişi öldü diye yas mı ilan edilirmiş?’ diyorsun?” diyen Akşener, Gara’daki operasyonda yaşananların milli yas değilse ne olduğunu sordu.  Erdoğan’a partisinin kongresinde yaptığı konuşma üzerinden yüklenerek eleştirmeye devam eden Akşener, şunları kaydetti:

“Senin işin, kongre salonunda, yüreği yaralı bir anayı telefona bağlatıp ‘şeref dağıtmak’ değil, o anaların evlatlarını yaşatmaktır. Gara’daki kahrolası o mağara, lebalep şehit doluyken; sen, ‘pandemiye rağmen kongre salonu lebalep dolu.’ diye sevinemezsin.”

‘Esnafımızı kongre salonlarını lebalep doldurarak mı doyuracaksınız?’

Erdoğan’ı partisinin kongre salonunda yaptığı konuşmayı yineleyerek eleştirmeyi sürdüren Akşener, şunları ifade etti:

“E biz de doğal olarak soracağız: Salonların lebalep dolmasından memnunsun da, on binlerce esnafımızın, milyonlarca vatandaşımızın günahı ne Sayın Erdoğan? Dükkanını açamayan esnafımıza, geçim derdi çeken milletimize geldi mi, ‘maske, mesafe, temizlik’ demeyi biliyorsunuz, parti kongreleri olunca, hepsini unutuyorsunuz. Milletimize böyle mi örnek olacaksınız? Dükkanın kapısını açtırmayıp, açlığa mahkum ettiğiniz esnafımızı, çalışanlarımızı, kongre salonlarını lebalep doldurarak mı doyuracaksınız? Pandemi boyunca ailesinden uzak kalma pahasına, virüsle kelle koltukta mücadele eden sağlık çalışanlarımızın yüzüne nasıl bakacaksınız?”

‘İş bulmaktan umudunu kesenlerin sayısı işsizlerden fazla’

Türkiye’de, iş bulmaktan umudunu kesenlerin sayısının işsizlerin sayısından fazla olduğuna dikkat çeken Akşener, “İktidar, buna çare bulmak yerine, TÜİK’in başkanını görevden alıyor. Çocuklarını komşuya bırakıp, hayatlarına son veren anne-baba, dünyadan umudunu kesiyor, bunlar ‘Ay’a gidiyoruz’ diye şapkadan müjde çıkarma peşinde koşuyorlar.” şeklinde konuştu.

Canik’teki bir esnafın kendisine “Önce eve ekmek götürelim de, uzaya sonra gideriz.” dediğini belirten Akşener, “Türkiye’nin gerçeği işte bu.” dedi.

‘TRT yine yayını kesecek’

Milletin sesini, esnafın, emeklimizin feryadını “sarayda duyan yok” diyen Akşener, o nedenle her hafta bu sesi duysunlar diye uğraştıklarını anlattı.  Milletin Kürsüsü’nde, kürsünün gerçek sahibi milleti ağırlamaya devam ettiklerini belirten Akşener, “Gerçi milletin meclisinde, millet konuşurken, milletin televizyonu TRT, yine yayını kesecek ama, varsın olsun. Biz milletimizin sesini duyurmaktan vazgeçmeyeceğiz.” diye konuştu.

Münevver Acar, Meclis kürsüsünde konuşurken gözyaşlarını tutamadı

‘Erdoğan danışmanını sustursun Münevver Hanım’ları dinlesin’

Bu hafta kürsüyü bir anneye bırakacaklarını belirten Akşener, “Çünkü mutfaktaki yangını en iyi bilenler onlar.” diyerek kürsüyü Münevver Acar’a bıraktı. Münevver Acar, konuşma yaptığı sırada gözyaşlarını tutamadı.

Münevver Acar’ın ardından konuşmasına devam eden Akşener, şunları kaydetti:

“Milletimizin gerçeklerini dinledik. Her ev, aynı zamanda bir işletmedir. Ekonomisi vardır. Sosyolojisi vardır. Ve hanelerde, bu işin yükünü taşıyanlar da, kadınlardır. Şartları, durumu, en iyi onlar bilir. O yüzden, Sayın Erdoğan’a tavsiyem, servet peşinde koşan danışmanlarını sustursun, Münevver Hanım’ları dinlesin.”

‘Esnafın boğazını sıkmaktan zevk mi alıyorsunuz?’

Konuşmasında esnafın sorunlarını aktarmaya devam eden Akşener, “Çorum’da, işyeri kapalı olan, dolayısıyla su tüketimi sıfır olan bir lokantaya, 111 lira fatura geliyor. Yine aynı kentte, su tüketimi, sadece 6 metreküp olan bir lokantaya, 342 lira su, üstüne bir de evsel atık bildirimi gönderiliyor. Yahu sizin hiç mi insafınız yok? Esnafın boğazını sıkmaktan zevk mi alıyorsunuz?” dedi.

Geçen hafta Düzce, Akçakoca ve Gölyaka’da olduklarını belirten Akşener, çiftçilerin anlattıkları sorunları aktardı. Akşener, Akçakoca’daki çiftçinin besicilikte de çiftçilikte de artık “ekmek” olmadığını söylediğini belirtti.

‘Tarımı bir milli güvenlik meselesi olarak görüyoruz’

Gıda fiyatları ve gıdaya erişimle ilgili sorunların tarım sektörünün genelinden bağımsız olarak konuşulamayacağını ifade eden Akşener, şöyle konuştu:

“Son yıllarda uygulanan, yanlış tarım politikaları ve yetersiz destekler sonucunda, Türkiye’nin tarım üretimi azaldı, ülkemiz tarımda yüksek ithalatçı konumuna geldi. Dilimizde tüy bitti, bir türlü anlamadılar. Gösterdiği olağanüstü başarıyla, eski Damat Bakan’ın tahtını sallayan, Tarım Bakanı’nın aksine; biz İYİ Parti olarak, tarımı hem bir sürdürülebilir kalkınma, hem de bir milli güvenlik meselesi olarak görüyoruz.”

‘260 bin kadın çalışan tarımsal istihdamdan çıkarttınız’

İktidarın tarım politikalarını eleştirerek konuşmasına devam eden Akşener, “Son 20 yılda, tam 4,5 milyon hektar tarım arazimizi kaybettiniz.” dedi. İktidarın, Büyükşehir Belediyesi Yasası ile bir gecede 17 bin 803 köy ve beldenin son 7 yılda da, “köy kırsalı” nüfusun, 755 binini adeta yok ettiğini belirten Akşener, “Yani yılda, yüz bin insanımızın, köy kırsalından göç etmesine seyirci kaldınız.” diye konuştu.

İktidarın, Türkiye için hayati derecede önemli olan kadın istihdamını da boş geçmediğini belirten Akşener, “Son bir yılda 269 bin kadın çalışanımızı, tarımsal istihdamdan çıkarttınız.” dedi.

Zincir marketleri meselesinin önemli olduğunu belirten Akşener, “İstanbul Ümraniye’den, Samsun Bafra’ya kadar herkes, bu zincir marketlerin salgında kayırılmasından, kent ekonomisine katkı sağlamamasından, esnafı batırmasından, ortaya çıkardıkları gıda enflasyonundan şikayetçi. Nedense, bir tek sen şikayetçi değilsin…” şeklinde konuştu.

Akşener, konuşmasına anlattığı sorunlara karşı partisinin çözüm politikalarını anlatarak devam etti.

Yeni1Mecra