Ayşe Gökkan tutuklandı: ‘Kürt’üm, kadınım, buradayım’

TJA Sözcüsü Ayşe Gökkan, tutuklandığı davanın duruşmasında verdiği ifadede, “Tacizcilerin korkusuyla, benim dilimin düşmanlarının korkusu aynıdır. İkisine karşı da mücadele edeceğim” dedi.

TJA Dönem Sözcüsü Ayşe Gökkan: “Erkeklerden talimat aldığımız söyleniyor. Hiçbir erkeğin haddine değildir, bize talimat vermek” dedi.

Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) Dönem Sözcüsü Ayşe Gökkan, Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde “örgüt yöneticisi olmak” ve “örgüt üyeliği” iddiasıyla açılan dava duruşmasında verilen yakalama kararı üzerine dün akşam saatlerinde gözaltına alındı. Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdürlüğü’nde tutulan Gökkan, adliyeye sevk edildi. Gökkan’ın savunmasının alınması için Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’ne çıkarıldı. Duruşmada, Gökkan’ın avukatları Lütfiye Berfin Gökkan, Özüm Vurgun ve Gurbet Gözde Ergin hazır bulundu. Duruşmaya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun ile birlikte 10 kişi izleyici olarak alındı.

35 yıllık kadın mücadelesi 

Mahkemeye çıkarılan Gökkan, hakkındaki iddialarla ilgili söz alarak, gizli tanık beyanlarını kabul etmediğini avukatlarının “Ecevit” adlı tanığa da verdiği yalan ifadelerden dolayı suç duyurusunda bulunacağını söyledi. Gökkan, Kürt ve kadın olduğu için baskı gördüğünü ve tutuklandığını ifade ederek, “İddia edilen gizli tanıkları, ben yalancı olarak nitelendiriyorum. Ben 35 yıldır kadın mücadelesi yürütüyorum. Yani KCK olmadığı zaman da kadın çalışmalarında yer alıyordum. KCK olmadığı zaman bana kim talimat veriyordu? İfade veren tanıklardan biri benimle aynı kadın çalışmalarında yer alıyordu. Benimle çalışan suç işlemedi de ben mi suç işlemiş oluyorum. Militarizm ve erkek egemen zihniyetine karşı mücadele verdim, veriyorum. Neden kadın mücadelesinde yer alıyorum? İlkokula gittiğimde Kürtçe konuştum diye öğretmen tırnaklarıma sopa ile vurdu. Ben bu acıyı asla unutmadım ve unutmayacağım. Okula başladığım ilk günden beri Kürt ve kadın olduğum için işkence altındayım. Ben buna karşı mücadele ediyorum. Direniyorum. Bunu hiç kimse bana suç olarak göremez. Ayrıca erkeklerden talimat aldığımız söyleniyor. Hiçbir erkeğin haddine değildir, bize talimat vermek” dedi.

‘Cinsiyetçi ve ırkçı iddianame’ 

Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH), TJA ve Özgür Kadın Kongresi’nin (KJA) kadın örgütlemesinde yer aldığını, TJA’nın Dönem Sözcüsü olduğunu dile getiren Gökkan, “Eğer kadın örgütlenmesi suç ise Türkiye neden İstanbul Sözleşmesi’ne imza attı? Bu sözleşmeye ilişkin bilgileri avukatlarım mahkemeye sunacaktır. Bu sözleşmede kadına dair yer alan çalışmalara ilişkin eksik kalmışsam, kadınlara karşı öz eleştirimi veriyorum. Üniversitelerde, STK’lerde, farklı kadın panellerinde, dünyanın birçok ülkesinde kadın etkinliklerine davet edildim ve konuşmacı oldum. Gazeteler kadına dair yaptığım tüm araştırmalarımı yayınladı. Ayrıca TJA, KJA ve DÖKH adına bu panellere katılıp konuşmalar yaptım. Hazırlanan bu iddianame cinsiyetçi ve ırkçıdır. Bir de çalışmalarımı bodrum katında yaptığım söyleniyor. Benim bütün çalışmalarım basın önünde ve basına yansıyan çalışmalardır. Siyasi partiler, dernekler eğitim veriyor suç olmuyor, biz verince mi suç oluyor” ifadelerini kullandı. 

‘Kaçmıyorum’

Bu ülkede kendini güvende hissetmediğini ifade eden Gökkan, 83 kez gözaltına alındığını, hakkında 215 dava açıldığını, 600 kez mahkemelere gittiğini belirterek, hatta bir gün içerisinde 17 kez mahkemelere gittiğini belirterek, bunların tamamının ülkeden kaçması için yapıldığını söyledi. Gökkan, asla hiçbir yere kaçmayacağını ve kadın mücadelesini yürütmeye devam edeceğinin altını çizdi. Bu memlekette polis bir kadının polis erkek tarafından katledildiğini, polis kadınların dahi can güvenliğinin olmadığına değinen Gökkan, “İddianamede Rosa Kadın Derneği’nin kurucusu olduğum söyleniyor. Kurucusu değilim ama böyle denildiği için gurur duyuyorum. Fakat sadece üyeyim. Ben illegal çalışmalar yürütmediğim için erkek zihniyeti bana karşı bu iddianameyi hazırladı. Çünkü erkek egemenliği kadının kabiliyetli olduğuna inanmıyor. Eğer yargılanacaksam, kadınlar için yargılayın. 35 yıldır yürüttüğüm kadın mücadelesi için yargılanmam büyük bir ayıptır. Erkek egemen devletini, zihniyetini, parlamentosunu kabul etmiyorum. Erkekleri küçük gördüğümden değil, kendim için diyorum; eğer kendimizi savunmasaydık, bugün taciz edildiğimiz için yine utanırdık. Ama artık utanmıyoruz, korkmuyoruz, taciz edeni ifşa ediyoruz. Ben, devleti ve kanunu reddetmiyorum, onlar beni ve hakkımı reddediyor, bundan dolayı kabul etmiyorum” şeklinde konuştu.

‘Devlete tapmıyorum’

Gökkan, devamla şunları söyledi: “Sonuna kadar panellerde bulunacağım. Eğer bu suçsa, ben mahkemeye karşı suçumu kabul ediyorum. Bütün fikirlerimi yazarım. Benim hakkımdaki bütün bilgileri yazdığım yazılarımdan alabilirsiniz. Gizli tanıklara sormanıza gerek yok. Devlet ona tapmamı istiyor ama ben tapmıyorum. Tacizcilerin korkusuyla benim dilimin düşmanlarının korkusu aynıdır. İkisine karşı da mücadele edeceğim. Ben Kürt’üm, kadınım, buradayım. Tanıkların ve gizli tanıkların ifadesini kabul etmiyorum. Suçsuzum beraatımı istiyorum.”

Mahkeme Başkanı: Soru soramazsınız!

Gökkan’ın avukatı Lütfiye Berfin Gökkan, müvekkiline dönük açılan davalara, gözaltılara, soruşturmalara dikkat çekerek, müvekkilinin yargı tacizi altında olduğunun altını çizdi. Müvekkili hakkında birleştirme talepli açılan davaya müvekkilinin hazır edilmesine ilişkin ara kararın alınmadığına değinen avukat Gökkan, son 6 duruşmada sadece gizli tanık beyanlarının yeni delil olarak dosyaya eklendiğini söyledi.

Müvekkili hakkında önceki dosyalarda verilen takipsizlik kararlarını dosyaya eklediklerini kaydeden avukat Gökkan, müvekkilinin siyasi sebeplerle tutuklandığını ve ciddi sağlık sorunlarının olduğunu hatırlatarak, serbest bırakılmasını talep etti. Avukat Gökkan’ın heyete dönük sorduğu sorulara mahkeme başkanın “mahkemeye soru soramazsınız, dinliyorum” demesi dikkat çekti.

‘Burada suç İstanbul’da değil’

TJA’nın bir örgütlenme biçimi olduğunu belirten avukat Gurbet Gözde Ergin, “Müvekkilimin söylemiş olduğu her şey feminist kadın platformları, kadın cinayetlerine karşı Türkiye’nin her yerinde eylem yapmak suç değil de Kürtçe yapmak mı illegaldir? İstanbul’da bir kişi bu işleri yapsaydı başına bunlar gelmezdi, ama müvekkilimi yapınca yargılanıyor” dedi.

‘Mahkeme kararıyla çelişecek’

Müvekkilinin savunmadan kaçmasının mümkün olamayacağını belirten avukat Özüm Vurgun ise Gökkan’ın dosyadan 8 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildiğini anımsatarak, verilecek tutuklama kararıyla mahkeme heyetinin önceki duruşmalarda verdiği tahliye kararıyla çelişeceğini kaydetti. 

İddia makamı ise sanığını kaçma şüphesinin bulunması ve adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağını gerekçe göstererek, Gökkan’ın tutuklanmasını talep etti.

Verilen kısa aranın ardından mahkeme heyeti, CMK’nin 98. ve 100. maddelerini gerekçe göstererek, tutuklanmasına karar verdi. Bir sonraki duruşma 31 Mart’a ertelendi.

MA