DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin Yozgat İl Kongresinde Erdoğan’ın Avrupa ile ilgili açıklamalarını eleştirdi.
Babaca, ‘Düne kadar sanki Avrupa’ya laf söyleyen başkasıymış gibi davranıyorlar’ derken Erdoğan’ın Avrupa açıklamasına ‘bu sert U dönüşleri arkasındakileri kazaya sürüklüyor’ dedi.
Babacan’ın açıklamaları şu şekilde:
“O kadar hızlı bir U dönüşü ki bu yetişebilene aşk olsun. Biraz yavaş. Peşinizde bol bol yandaş gazeteci, bolca troll, pelikan melikan çeşitli kuş sürüleri var. Hızlı manevra yaptığınızda virajı alamayıp sağa sola savruluyorlar.”
‘Şunu tutukla şunu bırak’
Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hukuk alanındaki reform söylemlerini hatırlatarak “Samimiyseniz, hakim ve savcılara “Benden size artık bir talimat gelmeyecek” diyeceksiniz. Sonra tüm hakim ve savcılarımızın telefon numaralarını rehberinizden sileceksiniz ki huylar depreştiğinde tekrar arayıp “Şunu tutukla, şunu bırak” diyemeyin” çağrısı yaptı.
‘Ekonominin battığını anlamaya başlayınca’
“Ekonomiyi batırdıklarını anlamaya başlayınca, Avrupa Birliği’nden söz etmeye başladılar. Pabuç pahalı tabii. Senelerce “Eyy Batı” diyerek ülkeyi içe kapattılar. Bu konuda da sözümüze geliyorlar. Lafta kopya çekmeye devam ama icraatta bir şey yok.
‘Yetişebilene aşk olsun’
O kadar hızlı bir U dönüşü ki bu yetişebilene aşk olsun. Biraz yavaş. Peşinizde bol bol yandaş gazeteci, bolca troll, pelikan melikan çeşitli kuş sürüleri var. Hızlı manevra yaptığınızda virajı alamayıp sağa sola savruluyorlar.”
“Yıllarca ekonomiyi yönetmiş bir kardeşiniz olarak söylüyorum. Pandemi döneminde küçük işletmelerin vergi, stopaj ve SGK prim ödemeleri derhal ertelenmelidir. Ödemeler, pandeminin etkisi geçince uzun vadeye yayılmalıdır. Kredi borçları, en az 1 yıl ödemesiz olarak, uzun vadeye yayılmalıdır. Ötelenen bu borçlardan kesinlikle faiz alınmamalıdır. Ancak uzun vadeli ve sıfır faizli yapılandırma esnafımızı rahatlatır. Esnafımıza derhal kira desteği sağlanmalıdır.
‘Pabuç pahalı tabii’
Ekonomiyi dibe batırdıklarını anlamaya başlayınca Avrupa Birliği’nden söz etmeye başladılar. Pabuç pahalı. Senelerce “Ey Batı” diye diye ülkeyi içe kapattılar. Avrupa Birliği’ne “biz yolumuza, sen yoluna” diye meydan okuyup durdular. Sanki yıllardır Avrupa düşmanlığı yapan başkalarıymış gibi, Cumhurbaşkanı birden ani bir viraj aldı, U dönüşü yaptı. Nihayetinde bu konuda da bizim sözümüze geliyorlar. Türkiye’nin sözünün gücünü artırın, sorunlarımızı diplomasiyle çözün deyip durduk. Kopya çekiyorlar diyoruz ya. Lafta kopyaya devam ama icraatta bir şey göremedik.
‘Ülke sizin deneme tahtanız mı?’
Ekonomideki, dış politikadaki, güvenlik politikalarındaki yanlışların bu millete ödettiği bedelle ilgili bir açıklama borcunuz var. Bu büyük ülke, sizin deneme tahtanız değildir. Ekonomide dene yanıl, dış politikada dene yanıl, güvenlik politikalarında dene yanıl. Bu yanlışlarınızın maliyeti konusunda hiç açıklama yapmayacak mısınız?
‘Sen herkesi kör, alemi sersem mi sandın?’
Mülkiyet hakkının korunmasını, sözleşme serbestisini vaat ediyorlar. Uyan da balığa gidelim. Mülkiyet hakkı 800 yıl önce yazılan insan hakları belgelerinde yer alıyor, yeni mi keşfettiniz? Buradaki niyet insan hakları falan değil. Ekonomiyi idare etmeye yetecek ve kendilerince yatırımcıları kandıracak kadar insan hakkı. Ziya Paşa’nın dizeleriyle soralım; “Sen herkesi kör, alemi sersem mi sanırsın?”
Hukuk reformunda samimiyseniz, hakimlere ve savcılara “Size gelen hiçbir pusulaya, talimata göre hareket etmeyin. Aracıların tehdit ve teşviklerine kulak asmayın. Evrensel hukuk kurallarına uyun, Anayasaya bağlı hissedin, yasalara uyun, vatandaşın hakkını devlete karşı da koruyun, vicdanınız rahat olsun” diyeceksiniz. “Benden de size artık bir talimat gelmeyecek, rahat olun” diyeceksiniz.